Page 337 - 6-8
P. 337

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     846’da şehzâde-i müşârün-ileyhin şehâdetinde korkup Îrân’a gitdi. Orada ikmâl-i tahsîl
               ederek Tebrîz’de Îrân hükümdârı Uzun Hasan Şâh’a intisâb u takarrüb etdi. Tedrîcen terakkî
               ederek müşârün-ileyhin ekâbir-i ümerâsından oldu.
                     878’de  Uzun  Hasan  Şâh,  Fâtih  Sultân  Mehmed  Hân’a  mağlûb  ve  ba’dehû  merhûm
               oldukta şehzâdeleri arasına saltanat nizâ’ı düşdü. Bu esnâda Ya’kûbşâh bin Hasan Şâh’a vezîr
               u lala olup 883’de müşârün-ileyhin cülûsunda müsteşâr u sâhib-i devlet oldu. 891’de vefât etdi.
               Âlim, fâzıl, gâyet mümtezic, sahî idi.
                     Mahdûmu es-Seyyid Rükneddîn Mehmed Bey de ümerâdan iken 896’da Ya’kûbşâh’ın
               vefâtında yerine geçen şehzâdesi [496] Baysungur Mirzâ’ya takarrüb etmişdi. Bunun, bir yıl
               zarfında maktûl  ve ba’dehû şehzâdegân ü ümerâ birbirine girdiği  esnâda kaçıp  Amasya’ya
               geldi.

                     Seyyid Abdullah Hân Bey-Hânoğlu
                     Amasyalıdır.  Tebrîz’den  kaçıp  gelen  es-Seyyid  Rükneddîn  Mehmed  Bey  bin  Seyyid
               Abdullah Hân-ı Rûmî mahdûmudur. “Seyyid Hân Bey” demekle meşhûr olup züamadan sonra
               ümerâdan olup Sultân Süleyman-ı Kânûnî devrinin evâhirinde vefât etdi. Birâderi es-Seyyid
               Nûreddîn Hamza Bey’dir.

                     Seyyid Abdullah Hân Bey-Seyyid Hânzâde
                     Lâdiklidir. Sâhibü’l-hâl Ahmed-i Kebîr er-Rifa’î zâviyesinin vakfı mütevellîsi es-Seyyid
               Alâeddîn Ali Çelebi bin es-Seyyid Nûreddîn Hamza Bey bin es-Seyyid Rükneddîn Mehmed
               Bey bin Seyyid Abdullah Hân-ı Rûmî mahdûmudur. “Seyyid Hân Bey” demekle meşhûr olup
               züamadan oldu.
                     1008’de  Kara  Yazıcı  Abdülhalîm  cem’iyyetine  girip  hayli  şöhret  kazandı.  1013’de
               Amasya ulemâsının nasîhatleriyle devlete dehâlet edib üzerinden ref’ edilen ze’âmeti kendisine
               [497] verildi. 1017’de Sivas alaybeyi olup Celâlî eşkiyâsının istîsâlinde yararlıkları görüldü.
                     Ba’dehû mîrlivâ olup Bâyezîd, Divriği gibi sancâklara mutasarrıf oldu. Ancak 1031’de
               Sultân Osmân’ın şehâdetinden dolayı kıyâm eden Erzurum vâlîsi Abaza Mehmed Paşa’ya uyup
               Sultân  Osmân’ın  kanını da’vaya  kalkışdı.  1032’de  Abaza  Paşa’nın  inhâsıyla  Erzincân  beyi
               oldu.
                     Ba’dehû Abaza Paşa’nın âsî ordusunda bir vâzîfe-i mühimme alıp Sivas’a doğru hareket
               etdi. Abaza Paşa Sivas’ı istîlâ etdikte bunu Sivas Beylerbeyi nasb ederek Tokat ve Amasya
               üzerine yürüdü. Buraları istîlâ eyledi.
                     Sivas  vâlîsi  Lâdikli  Tayyâr  Mehmed  Paşa  ile  araları  bozuk  olduğundan  ona  rağmen
               Sivas’ı  zabt  u  istîlâ  etmişdi.  1033’de  Tayyâr  Mehmed  Paşa  her  taraftan  aldığı  kuvvetlerle
               Sivas’ı devlet nâmına zabt u istirdâd etdiği esnâda esîr u maktûl oldu. Siyâdet ü şecâ’atine
               mağrûr, müteharrik bir zât idi. Mahdûmu es-Seyyid Ali Bey’dir. [498]

                     Seyyid Mehmed Bey-Deli Emîr Paşazâde
                     Amasyalıdır. Es-Seyyid Abdullah Bey bin es-Seyyid Mustafa Bey bin Deli Emîr Mehmed
               Paşa’nın  mahdûmudur.  1147’de  pederinin  vefâtıyla  ze’âmeti  kendisine  verildi.  Îrân
               muhârebâtında hayli yararlığı görüldüğünden Amasya alaybeyi oldu. 1178’de mîrlivâ görüldü.
               1181’de Rus muhârebesinde vefât etdi.

                     Seyyid Mehmed Paşa-Çiğdem Beyzâde, Hâfız
                     Amasyalıdır. Mehmed Paşa Mahallesi eşrâfından esbak nakîbü’l-eşrâf kâ’im-makâmı es-
               Seyyid  el-Hâc  Ali  Ağa  bin  es-Seyyid  Şîrîn  Mehmed  Ağa  bin  Ali  Ağa’nın  mahdûmudur.
               Gençliğinde dârü’s-sa’âde Ağası Dördüncü Beşîr Ağa’nın himmetiyle enderûna girip ta’lîm u
               terbiyye gördü.




                                                           330
                                                           336
   332   333   334   335   336   337   338   339   340   341   342