Page 338 - 6-8
P. 338

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Ba’dehû dârü’s-sa’âde  ağalığı  kaleminde  hâsekî  olup  sonra  Moldovanî  Ali  Paşa’ya
               intisâb ederek sadâretinde selâm ağası ve 1186’da hazînedâr Şâhin Ali Paşa’nın dâ’iresine girip
               harem kethüdâsı ve mahdûmu Atâullah Paşa’nın gençliğinde lalası oldu. [499]
                     Yıllarca Paşa-yı müşârün-ileyhin dâ’iresinde kethüdâ olup 1199 senesi cumâdelûlâsının
               yirminci  günü  Şâhin  Ali  Paşa  sadr-ı  a’zam  oldukta  dergâh-ı  âlî  kapıcıbaşılığıyla  kapıcılar
               kethüdâsı  oldu.  1200  senesi  rebîülevvelinde  efendisinin  sadâretten  azli  ve  1201’de  Bozca
               Ada’ya i’zâmı üzerine açıkta kaldı.
                     1203’de  Defterdâr  Amasyalı  İsmâ’îl  Efendi’nin  tavsiyesiyle  Anadolu  vâlîsi  vezîr  es-
               Seyyid Ali Paşa’nın kethüdâsı olup 1208 senesi şevvâlinde müşârün-ileyhin arz u inhâsıyla bâ-
               rütbe-i  mîr-i  mîrânî  Karahisâr-ı  sâhib  ve  1210  senesi  şevvâlinde  Sultânönü  sancâkları
               mutasarrıfı oldu.
                     1212  senesi  şevvâlinde  Hânya  muhâfızı  olarak  Girit  Adasına  gitdi.  Ba’dehû  Resmo
               sancâğı  mutasarrıfı  ve  kalesi  muhâfızı  olup  1219  senesi  şevvâlinde  Rûmeli  Beylerbeyiliği
               pâyesiyle sânîyen Hânya muhâfızı, 1221’de Karahisâr-ı sâhib mutasarrıfı ve 1223’de Midilli ve
               1224 senesi rebîülevvelinde sâlisen Hânya sancâğı mutasarrıfı ve kalesi muhâfızı olduğu hâlde
               1225 senesi evâ’ilinde orada vefât etdi. [500]
                     Hâdim-i  dîn  ü  devlet,  müdebbir,  hüsn-i  idâre  sâhibi  idi.  Mahdûmları  es-Seyyid  Ali,
               Abdullah Beylerdir. Es-Seyyid Abdullah Beyzâde es-Seyyid Mehmed, Osmân Beyler ve es-
               Seyyid Ali Beyzâde es-Seyyid Nu’mân Bey 1254’de ber-hayât olup Ali Bey’in diğer mahdûmu
               es-Seyyid Mehmed Nûrî Bey 1268’de ber-hayât idiler.

                     Seyyid Mehmed Ağa-İnce Alemdâr
                     Amasyalıdır. Abdurrahmân bin eş-Şeyh Ömer oğludur. Yeniçeri olup mesleğinde terakkî
               ederek alemdâr ve 1224’de Rus harbine gidip şecâ’atle nâmdâr oldu. Avdetinde mükerreren
               Amasya  yeniçerilerine  serdâr  olduğu  hâlde  1238’de  vefât  etdi.  Yeniçerilerin  ukalâ-yı
               zâbitânından idi. Mahdûmu vüzerâdan es-Seyyid Mehmed Paşa ve diğer oğlu el-Hâc es-Seyyid
               Ömer Ağa’dır. Bunlara “İnce Alemdâr Oğulları” dendi. Hacı Ömer Ağazâde es-Seyyid el-Hâc
               Mehmed Ârif Ağa 1312’de ve bunun mahdûmu Hâfız es-Seyyid Ahmed Necîb Efendi 1324’de
               vefât etdi. Bunun mahdûmu es-Seyyid Ömer Lütfi Efendi’dir. Bunlara “İncezâdeler” dendi.
               [501]

                     Seyyid Mehmed Şükrü Efendi-İmâmzâde, Hâce
                     Amasya’nın Eslem Mahallesi imâmı Ömer Efendi bin Merzifonî Ebûbekir Efendi’nin
               mahdûmudur. 1246’da mahalle-i mezbûrede doğdu. Mehmed Paşa müderrisi Mörekli Hasan,
               Şehzâde Sultân Osmân Türbedârı Hacı Abdullah oğlu Mustafa Efendilerden ikmâl-i tahsîl edib
               Hasan Efendi’den mücâz u ders-i âm oldu.
                     1281’de Köprü ve 1288’de Ünye kazâlarında açılan ibtidâ’î mekteblerine mu’allim olup
               1296’da isti’fâ ederek Amasya’ya avdet etdi. 1298’de Köprü sandık emîni, 1299’da Gümüş
               ibtidâ’î mektebi mu’allimi oldu.
                     1300’de  Amasya’da  küşâd  edilen  Yâkûtiyye  mekteb-i  ibtidâ’iyyesine  mu’allim  olup
               geldi. Bu târîhten i’tibâren sânîyen ders-i âm olup Alçakköprü başında kâ’in Hacı Osmân Bey
               Câmi-i şerîfinde tedrîs-i ulûma devâm edib 1307’de talebesine icâzet verdi.
                     1318 senesi ramazânında münhal olan Amasya müftülüğüne ta’yîni husûsuna tilmîzi olan
               evkâf  kâtibi  Hacı  Kadîrzâde  el-Hâc  Mehmed  Nûrî  Efendi  bezl-i  makdûr  etdiği  esnâda
               zilka’desinin ikinci cumartesi günü dâr-ı bekâya irtihâl etdi. [502]
                     Elsine-i selâsede âlim, fünûn-ı cedîdeye vâkıf, kavâ’id-i Arabiyye ve edebiyyede mâhir,
               tefsîr  u  tasavvufa  mâ’il,  muhibb-i  sûfiyye,  ta’bîr  u  beyânı  güzel,  küşâde-meşreb,  tevârih  u
               muhâzarâta  âşina,  hikâyât  u  ıstılâhat-ı  sûfiyye  naklinden  mütelezziz,  halûk,  uzun  boylu,
               nahîfü’l-beden, güler yüzlü, tatlı sözlü, gözlüklü, kerîmü’t-tab’ idi.




                                                           331
                                                           337
   333   334   335   336   337   338   339   340   341   342   343