Page 345 - 6-8
P. 345
Amasya Tarihi Cilt: 10
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Köyceğiz Mahallesi’nde konağı kurbunda güzel bir çeşme yaptırdı. Ba’zı emlâkini bu
çeşmenin mesâlihine vakf etdi. Mahdûmu es-Seyyid el-Hâc Ahmed Efendi mütevellî oldu.
1193’de bunun vefâtıyla [524] mahdûmu es-Seyyid el-Hâc Hüseyin Ağa mütevellî olduğu
hâlde 1220’de vefât etdi. Mahdûmu es-Seyyid Abdullah Ağa tevliyete mutasarrıf oldu.
Seydî Ali Paşa-Gürcüzâde
Cezâ’ir müverrihlerinden Mes’ûd Bey’in nakl ü rivâyetinden anlaşıldığı üzere Amasyalı
Abdullah Bey’in mahdûmudur. 1212 târîhli vakfiyesinde pederinin adı Abdullah olduğu
yazılıdır. Şânîzâde Mehmed Sâdık Efendi’nin vekâyi’-nâmesinde “Gürciyyü’l-asl olup Cezâ’ir-
i garb ocağında kölemen tâ’ifesinden” olduğu mezkûrdur.
Gençliğinde Mısır’a gidip kölemenlerden Elfî Bey’e intisâb ederek onun tâbi’i oldu. Elfî
Bey’in mâcerâsında Cezâ’ir-i Garbe gidip orada şecâ’at ü besâleti, cesûrâne hareketi sâyesinde
iştihâr ederek ba’zı sefâ’ine kapûdân ve “Seydî Ali Bey” diye nâmdâr oldu.
1203’de Giridli Hüseyin Paşa’nın Kapûdân-ı deryâ olduğu esnâda Rus harbine da’vet
edilen Cezâ’ir dayılarıyla beraber İstanbul’a gelip Rus harbinde gösterdiği yararlıklar üzerine
1205’de dergâh-ı âlî kapıcı-başılığıyla kapudân-ı hümâyûn olarak ümerâ-yı deryâdan oldu.
[525]
Pek çok vekâyi’-i bahriyyede ibrâz-ı şecâ’at ederek kapudân-ı deryâ Çerkes Hüseyin
Paşa’ya kendisini sevdirdi. Vekâyi’-i Mısriyye’de hizmet ederek İstanbul halkı arasında şöhret
kazandı. 1221 senesi zilhiccesinin on ikinci günü İngiliz donanması İstanbul’a geldiği esnâda
halk fevka’l-âde telâş ederek “Seydî Ali Bey kapûdân olsa bu donanmayı esîr ederdi” dedirtti.
Bu esnâda İstanbul ve Üsküdâr sâhillerine istihkâmlar yapılıp tabyaları teftîşe çıkan
Sultân Selîm Hân-ı Sâlis Ahûrkapıya vürûdunda kendisini görüp ahvâlden su’âl buyurdukta
“Bu mâdde o kadar ürkecek şey değildir. Kulunuza bir kaç sefîne i’tâ buyurulursa İngiliz
donanmasının hakkından gelirim” diyerek izhâr-ı celâdet eyledi.
Kendisi “Fi’l-asl meşâhîr-i ümerâ-yı bahriyyeden bulunmakla böyle cesûrâne sözleri
Sultân Selîm’e bâ’is-i inbisât olarak hemen onu başbuğ nasb edib tersâne limânında mevcûd
olan kalyon ve fırkateyn ve korvetlerden yirmi kıt’ası techîz ile kumandasına verilmesini emr
etdi.”
Binâ’en-aleyh 1221 senesi zilhiccesinin on sekizinci günü [526] rütbe-i vezâretle Cezâ’ir
eyâleti ilhâkıyla Kapudân-ı deryâ oldu. Fi’l-hakîka yirmi kıt’a sefâ’in-i harbiyye ile Beşiktaş
önünde lenger-endâz olup hemen İngiliz donanması üzerine hücûm etmek istedi. Buna ihdâr
etdi.
Lâkin mesâlih-i siyâsiyyeden dolayı hücûm etmesine hâcet kalmamış olduğundan güç hâl
ile zabt u tevkîf edildi. Bu esnâda İngiliz donanması da çekilip İstanbul’dan giderek bir buçuk
yıldan ziyâde kapudânlıkta kaldı. Ancak Kabakçı Mustafa ve hal’-i Selîm Hân vak’alarında
gâyet muhterizâne harekâtından ve ba’zı kelimâtından dolayı mimlendi.
1223 senesi cumâdelâhirenin dördüncü günü taht-ı saltanata cülûs eden Sultân Mahmûd
Hân-ı Sânî’ye yaranmak istediyse de ona meydan bulamadığından gurre-i recebde
kapudânlıktan azl edilip Silistre vâlîliğine ta’yîn edildi.
Sadr-ı a’zam alemdâr Mustafa Paşa huzûrunda vâlîliği teblîğ ve hil’atiksâ edildikte
kemâl-ı tehevvürle “Ben denizci bir âdemim. Karada hükm-i vezâreti icrâ edemem. Siz bu
hil’ati bir ehline giydiriniz” diyerek ve hil’âtı kapıcılar kethüdâsına teslîm [527] ederek
gazûbâne çıkıp gitdiğinden vezâretinin ref’iyle Bursa’da ikâmete me’mûr oldu.
Sene-i mezbûre ramazânının leyle-i kadrinde alemdâr Mustafa Paşa’nın şehâdeti
vak’asında yârânından Kandıralı Mehmed Paşa tersâneyi zabt ve da’vet eylediğinden arefe
günü İstanbul’a gelip bî-muhâbâ tersâneyi istîlâ etdikte hasbe’z-zarûre vezâreti ibkâ edilerek
şevvâlinin üçüncü günü sânîyen Kapudân-ı Deryâ oldu. Sultân Mahmûd-ı Sânî bu hareketinden
dolayı kendisinden fevka’l-âde teneffür etmekle beraber iğmâz-ı ayn ederek bir vakt-i fırsatı
338
344