Page 445 - 6-8
P. 445
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Nedir bu şevket ü bu tumturak ey tâlib-i dünyâ Sözüm tut doğru yola git kimesne olmaya hâil
Cihân bir pîre-zendir bir nazarda görünür zîbâ
Tekebbürlük Hüdâya yaraşur sen Âdemîdensin
Sonunda zehr ü gâm nûş etdürür yok kurtuluş aslâ Vücûdun anla ey gâfil ki bir katre menîdensin
Tutalım kim yemişsin bir iki gün sükkerî halvâ
Nice Behrâm-ı Gûrı eyledi gûr içre nâ-peydâ Safâyî Hasan Çelebi-Yazıcı
Yatur zîr-i zemîn içre nice bin Hüsrev ü Dârâ Amasya yeniçerilerden Halil Ağa’nın oğludur. Bu da yeniçeri olup serdârların yazıcılığını
yapar erbâb-ı şiir ve inşâdan bir kimse idi. Şeyh Alizâde Hâfız Ahmed Rüşdi Efendi’nin
Abâ-pûş ol gider peleng hevâsın kılma istiğnâ dostlarından bir sâz ve kâlem şâiri olup 1161 sâlinden sonra vefât etdi.
Ecel geldikde bir gün diyesin âh eyleyüb hayfâ [282]
Safer Şâh-Mevlânâ Cemâleddîn
Zamânında ölürsün nef’i yok şâh-ı cihân ârâ Merzifonludur. Yukarıda tercemesi yazılan Cemâleddîn Sefer Şâh bin Hâce Emîr bin
Zebân-ı hâl ile söyler bu remzi anlasan eşyâ Abdullah et-Tebrîzî’dir. Hâfidi Mevlânâ Cemâleddîn Safer Şâh bin Şemseddîn Ahmed bin
Cemâleddîn Safer Şâh Merzifonî de “Sefer Şâh” diye yukarıda yazılmışdır. İkinci Safer Şâh,
Tekebbürlük Hüdâya yaraşur sen Âdemîdensin Şemseddîn Mehmed Fenârî muâsırı olup müftî-i Merzifon iken 834’de vefât etdi. Fuzalâdandır.
Vücûdun anla ey gâfil ki bir katre menîdensin
Sâfâ Paşa-Paşa Hâtun
Zamanında olursan devlet ile ger şeh-i âlem Amasya hükümdârı Hacı Şâdgeldi Paşa’nın kerîmesidir. [284]
İgende gırre olma ki iki gün oluben hurrem
Safiyüddîn Abdülmü’min el-Amâsî
Bekâsı yok bilürsün âkibet var âhirinde gam Amasyalı olduğu Müstakîmzâde Süleyman Sâdeddîn Efendi “Tuhfetü’l-Hattâtîn” adlı
Sunup câmı kim oldu ibret al kim nice yüz bin Cem eserinde ve Nefîszâde’nin “Gülşen-i Savâb” adlı eserinde vesâir tevârihde yazılıdır. Tercemesi
aşağıda Abdülmü’min el-Amâsî’de gelir.
Yaturlar bî-nişân hâk içre nice Hüsrev ü Rüstem
Cihânda bir iki gün şâd olursan âhiri mâtem Safiyüddîn Mahmûd Halvetî-Gümüşlüzâde
Amasyalıdır. Meşâhîr-i a’yândan Gümüşlüzâde Hâce Ahmed Çelebi bin Kıvamüddîn
Dayanma lezzet-i dehre sonunda söniser dersem Kâsım Çelebi bin Tâceddîn Mahmûd Çelebi mahdûmudur. Buna Gümüşlüzâde Pir Safiyyüddîn
Kimi güldürse bir kaç gün ider çeşmin yine pür-nem Çelebi denir.
Hazreti Pir İlyâs Halvetî’den tahsîl-i ilim ve kemâl edib müderris oldu. Ba’dehû
Fenâsını anıp ağlar cihânun her seher sînem ustâdından münîb olup meşâhîr-i hulefâsından olmuşdu. Müşârün-ileyhin dâmâdı olan müfti’s-
Gönül vermez ona meyl eylemez âkil olan Âdem sakaleyn Pîr Abdurrahman Çelebi’nin irtihâlinde amcası Hâce Celal Çelebi’nin yaptırdığı kasr-
ı ârifân şeyhi oldu. 827’de vefât etdi. Âlim, kâmil, müteşerri’, zâhid bir zât idi. Hazreti Pir’in
Tekebbürlük Hüdâya yaraşur sen Âdemîdensin türbesi bahçesinde medfûndur.
Vücûdun anla ey gâfil ki bir katre menîdensin
Safiyüddîn Mûsâ Çelebi-İğnecizâde
Seversin şöhret-i dünyâyı gerçi şimdi ey gâfil Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâ ve meşâyihden Mevlânâ Seyyideddîn [285] Ahmed bin Pir
Sonunda zehr-i gam nûş etdürür âhir ecel müşkil Şerefeddîn Hamza bin Mûsâ bin Hamza-i Halvetî mahdûm-ı zîşânıdır. Pederinden ve muâsır
ulemâdan tahsîl-i ilm edib yıllarca ders okuttu. Ba’dehû Şeyh Zekeriya el-Halvetî sohbetinde
maârif -i sûfîyeyi de ahz ve telakkî ederek zâviyesi şeyhi oldu.
Libâsun bir kefen şâhım sana tâbût olur mahmil Sultân Bâyezîd-i Sânî Amasya’da vâlî iken buna fevkalâde i’tikâd etmişdi. Cülûsunda
Gider benlik hevâsın cân u dilden eylegil zâil ba’zı vezâif tahsîs etdiyse de kabûl etmediğinden zâviye fukarâsına verildi. Pederinden intikâl
eden akârâtın vâridâtıyla geçindi. Saraçhâne Câmiinde tefsîr ve hadîs okuttu. Halkı vaazıyla
Hevâ-yı nefsi terk et olma dünyâ semtine mâil irşâd etdi. 893’de dâr-ı naîme göçdü. Âlim, gâyet müteşerri’, zâhid, mazınne-i kerâmet, âlî-
Bu remzi fehm ider anlar cihan içre olan âkil [283] himmet bir zât idi.
Mahdûmu Abdurrahman Efendi de meşâhîr-i ulemâdandır. Bunun oğulları Mehmed,
Bilürsin kurtuluş yok zir-i hâk olur sana menzil Ömer Efendilerdir. Ömer Efendi kadılardan olup mahdûmu Mehmed Efendi’dir. Bunun
Nidersin mansıb-ı dehri sözüm tut olma lâ-ya’kil oğulları muallim-i Sultânî Ömer Efendi, Mekke mollası Sarı Ali Efendi, Şeyhü’l-harem
Abdurrahman Efendi, Anadolu Beylerbeyi Hâce Ahmed Paşa’dır. Diğer mahdûmu Mehmed
Bu dünyâ-yı denîye aldanur mı Sıdkıyâ kâmil Efendi’nin ve bunların evlâdı vardır. [286]
440 441
444