Page 440 - 6-8
P. 440

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Hayfâ  ki,  1334’de  zuhûr  eden  müdhiş  bir  yangında  tekke,  câmi  ve  havâlîsi  kâmilen
               yandığından Anadolu Hisarı’nda kendisi için tedârik edilen bir hânede ikâmet ve âyin-i tarîkatı icrâ
               etmekte iken 1338 şâbânında vefât etdi. Âlim, şâir, hattât idi. Hüsn-i ahlâkıyla tanınmış mücerred
               bir halde yaşamıştı.

                     Sadreddîn İshâk Çelebi-Kadıoğlu
                     Amasya kâdı’l-kudâtı Mevlânâ Ziyâeddîn Ebû’l-Mekârim İsa bin Ali el-Hakkârî oğludur.
               Peder ve birâderinden ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu. Bir müddet
               Amasya nâibi olarak kendisini tanıtdı. [269]
                     722 târihli bir hüccetde Amasya nâibi olarak imzâsı görüldü. 732 sâline doğru vefât etdi.
               Ulemâdan  idi.  Meşâhîr-i  kudâtdan  Sadreddîn  İshâk  Çelebi  bin  Kemâleddîn  İbrâhim  bin
               Mûsâ’nın tercemesi yukarıda yazıldı.

                     Sadreddîn Kâsım Çelebi-Rifâî Şeyhi
                     Lâdik’de  medfûn  sâdât-ı  Rifâîyye’den  sâhibü’l-hâl  es-Seyyid  Ahmed  Rifâî  Kebîr
               mahdûmu  olup  Amasya’da  ulemâdan  tahsîl-i  ulûm  ederek  Kutlu  Şâh’ın  Câmii  yanında
               yaptırdığı zâviyesi şeyhi oldu.
                     Amasya emîr-i kebîri Beylerbeyi Şâdgeldi Paşa devrinde iştihâr edib nüfûz ve ikbâle erdi.
               Mevlevîhâne şeyhi Zileli Nusretzâde Şeyh Cemâleddîn Habib Dede’nin muâsırı olup 781’de
               vefât etdi. Meşâyih-i Rifâîyye meşâhîrinden âlim, âbid bir seyyid-i zîşân idi.

                     Sadreddîn Kâsım Çelebi-Sahibî
                     Lâdiklidir.  Sâdât-ı  Rifâîyye’den  eş-Şeyh  İzzeddîn  Hasan  Çelebi  bin  Ebûbekir  bin
               sâhibü’l-hâl  es-Seyyid  Ahmed-i  Kebîr Rifâî  mahdûmudur. Silsilenâmesinde yazıldığı üzere
               [270]  Irak  ve  Hicâzı,  Arabistan’ı  dolaşıp  Arap  ulemâ  ve  meşâyihinden  ulûm-i  şer’iyye  ve
               sûfîyyeyi ahz ve telakkî ederek Sultân Murâd-ı Sânî devrinde avdet ve bir müddet orada ikâmet
               etdi.
                     İstanbul’un fethinde İran’a gidip Uzun Hasan Şâh’dan ihsân ve hürmet gördü. Ba’dehû
               avdet edib 873’de Tokat’da vefât etdi. Ulemâdan işgüzâr, mütekellîm, natûk idi. Mahdûmu es-
               Seyyid Nureddîn Hamza Çelebi Amasya’da medfûndur.

                     Sadreddîn Mehmed-Tiflisî
                     Tiflisli Hızır’ın oğludur. İran ve Mâverâünnehir ulemâsından ikmâl-i tahsîl edib Konya
               ve Amasya’da tedrîs-i ûlum etdi. Halfet Gâzi müderrisi, ba’dehû Amasya kâdı’l-kudâtı olup
               656’da Amasya kadısı olduğu imzâsıyla görüldü. 661’de kezâlik kadı görülüp sonra vefât etdi.
               Fuzalâ-yı ulemâdan bir müderrisdi.

                     Sadreddîn Mehmed Baba-es-Seyyid Horasânî
                     Sâdât-ı Hüseynîyeden es-Seyyid Hüseyin bin Ali el-Horasânî mahdûmudur. Es-Seyyid Şerîf
               Cürcânî derslerinde ikmâl-i tahsîl [271] ve Nakşibendiyye Hâcegânı’ndan ahz-ı tarîkat etdi. Topal
               Timur oğullarının muhârebelerinden bîzâr olup Horasân’dan çıkıp bilâd-ı Irak’ı dolaşıp Anadolu’ya
               rihlet ve Amasya’ya Sultân Murâd-ı Sânî devrinde gelip ikâmet etdi.
                     Amasya vâlisi Yörgüç Paşa’dan lütuf ve riâyet gördü. Bir müddet Dârbhâneci Zâviyesi
               şeyhi olup yüksek vazîfe aldı. Şehzâde Sultân Alâeddîn Bey Amasya vâlisi olup gelince buna
               fevkalâde teveccüh ve i’tikâd etmişdi. Ancak 846’da müşârün-ileyhin ihnâkında Amasya’dan
               kalkıp civâr-ı şarkîsinde kâin Yenice köyü’nde oturdu.
                     Köylüler, kendisine yaptıkları tekkede ikâmet ve inzivâ edib ömrünün son demlerinde
               gözleri görmez oldu. Yetmiş yaşını geçkin olduğu halde 867’de dâr-ı naîme irtihâl etdi. Âlim
               sâlih, zâhid, pek müteşerri’, mazınne-i kerâmet bir zât-ı sütûde-simât idi. Tekkesi bahçesinde
               medfûndur.



                                                           435
                                                           439
   435   436   437   438   439   440   441   442   443   444   445