Page 439 - 6-8
P. 439

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Sabrî Mehmed Efendi-Mecdîzâde                                                                                          Hayfâ  ki,  1334’de  zuhûr  eden  müdhiş  bir  yangında  tekke,  câmi  ve  havâlîsi  kâmilen
                     Amasya müftüsü Hâfız Abdurrahman Kâmil Efendi bin Ahmed Rif’at Efendi bin Mecdî                                  yandığından Anadolu Hisarı’nda kendisi için tedârik edilen bir hânede ikâmet ve âyin-i tarîkatı icrâ
               Mustafa Efendi’nin mahdûmudur. 1303 senesinde Gümüşlüzâde Mahallesi’nde doğdu. İbtidâî                                 etmekte iken 1338 şâbânında vefât etdi. Âlim, şâir, hattât idi. Hüsn-i ahlâkıyla tanınmış mücerred
               ve  İdâdî  mekteblerde  okuyup  şehâdetnâmeler  aldıkdan  sonra  Bekir  Paşa  müderrisi  olan                          bir halde yaşamıştı.
               pederinden ikmâl-i tahsîl edib 1326 rebîülevvelinde icâzetnâme aldı. Bu esnâda Köprülü Fâzıl
               Arif ve Kapancızâde Hâfız Şerîf Mehmed Efendilerden [266] de istifâde etdi.                                                  Sadreddîn İshâk Çelebi-Kadıoğlu
                     1327’de  bi’l-imtihân  ders-i âmlık  ehliyetnâmesi  alıp  tedrîs-i  ulûma  başladı.  “Akaid-i                          Amasya kâdı’l-kudâtı Mevlânâ Ziyâeddîn Ebû’l-Mekârim İsa bin Ali el-Hakkârî oğludur.
               Nesefîyye  Şerhi”ni  tedrîs  ederken  Tevhîd-i  Tedrîsât  Kanûnu  ile  medrese  tahsîli  hitâma                        Peder ve birâderinden ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu. Bir müddet
               erdiğinden  1331’de  Amasya  Lisesi’nde  Arabî  muallimi,  1336’da  dârü’l-hilâfe  müderrisi,                          Amasya nâibi olarak kendisini tanıtdı. [269]
               1338’de İmâm ve Hatîb Mektebi Edebiyât muallimi ve bunun ilgâsında Bâyezîd Medresesi’nde                                     722 târihli bir hüccetde Amasya nâibi olarak imzâsı görüldü. 732 sâline doğru vefât etdi.
               tevhîd edilen kütübhâneler me’mûru oldu.                                                                               Ulemâdan  idi.  Meşâhîr-i  kudâtdan  Sadreddîn  İshâk  Çelebi  bin  Kemâleddîn  İbrâhim  bin
                     Ulûm-ı Arabiyye ve Edebiyye’de mâhir, âlim, pederi gibi kâmil, usûl ve fürûa vâkıf, gâyet                        Mûsâ’nın tercemesi yukarıda yazıldı.
               zekî,  târih  ve  muhâzarâta  âşinâ,  tab’an  edîb,  şâir  olup  kitâplar  mütâlaasından  lezzet  almış
               çalışkan bir zâtdır. Şu gazelini bana lutfetmişdir:                                                                          Sadreddîn Kâsım Çelebi-Rifâî Şeyhi
                                                                                                                                            Lâdik’de  medfûn  sâdât-ı  Rifâîyye’den  sâhibü’l-hâl  es-Seyyid  Ahmed  Rifâî  Kebîr
                                                                                                                                      mahdûmu  olup  Amasya’da  ulemâdan  tahsîl-i  ulûm  ederek  Kutlu  Şâh’ın  Câmii  yanında
                           Zevk-i dilimi cilve-i hûbâna değişmem                                                                      yaptırdığı zâviyesi şeyhi oldu.
                           Gönlüm gülünü gonce-i handâna değişmem                                                                           Amasya emîr-i kebîri Beylerbeyi Şâdgeldi Paşa devrinde iştihâr edib nüfûz ve ikbâle erdi.
                                                                                                                                      Mevlevîhâne şeyhi Zileli Nusretzâde Şeyh Cemâleddîn Habib Dede’nin muâsırı olup 781’de
                           Hem-bezm olalı mektebe de böyle kitâpla                                                                    vefât etdi. Meşâyih-i Rifâîyye meşâhîrinden âlim, âbid bir seyyid-i zîşân idi.
                           Bu kûşeyi ben taht-ı Süleymana değişmem
                                                                                                                                            Sadreddîn Kâsım Çelebi-Sahibî
                           Cânâ bana dîdâr-ı safâsını haber ver                                                                             Lâdiklidir.  Sâdât-ı  Rifâîyye’den  eş-Şeyh  İzzeddîn  Hasan  Çelebi  bin  Ebûbekir  bin
                           Çünkü ben anı Ravza-i Rıdvâna değişmem                                                                     sâhibü’l-hâl  es-Seyyid  Ahmed-i  Kebîr Rifâî  mahdûmudur. Silsilenâmesinde yazıldığı üzere
                                                                                                                                      [270]  Irak  ve  Hicâzı,  Arabistan’ı  dolaşıp  Arap  ulemâ  ve  meşâyihinden  ulûm-i  şer’iyye  ve
                           Binlerce bahâr ile hazân gelse de geçse [267]                                                              sûfîyyeyi ahz ve telakkî ederek Sultân Murâd-ı Sânî devrinde avdet ve bir müddet orada ikâmet
                           Tenhâlığı ben seyr-i gülistâna değişmem                                                                    etdi.
                                                                                                                                            İstanbul’un fethinde İran’a gidip Uzun Hasan Şâh’dan ihsân ve hürmet gördü. Ba’dehû
                           Âyîne gibi sâf olan nazmımı Sabri                                                                          avdet edib 873’de Tokat’da vefât etdi. Ulemâdan işgüzâr, mütekellîm, natûk idi. Mahdûmu es-
                           Rengîne-i mecmûa-i yârâna değişmem                                                                         Seyyid Nureddîn Hamza Çelebi Amasya’da medfûndur.

                     Sabri Mustafa Efendi-Alemdârzâde                                                                                       Sadreddîn Mehmed-Tiflisî
                     Amasya  yeniçerilerinden  Alemdâr  Ali  Ağa’nın  mahdûmudur.  Pederi  Amasyalı  Hacı                                   Tiflisli Hızır’ın oğludur. İran ve Mâverâünnehir ulemâsından ikmâl-i tahsîl edib Konya
               Ahmed Paşa’nın maiyyetinde tâbii iken bâb-ı âlî aklâmından birine çerağ olmuştu. Orada ta’lîm                          ve Amasya’da tedrîs-i ûlum etdi. Halfet Gâzi müderrisi, ba’dehû Amasya kâdı’l-kudâtı olup
               ve terbiye görüp Zanalızâde Hacı Ahmed Paşa’nın sadâretinde zümre-i hâcegâna iltihâk etdi.                             656’da Amasya kadısı olduğu imzâsıyla görüldü. 661’de kezâlik kadı görülüp sonra vefât etdi.
                     Ba’dehû Hacı Kadirzâde Köse Ali Paşa’ya vezâretinde divân kâtibi olup maiyyetinde                                Fuzalâ-yı ulemâdan bir müderrisdi.
               devr-i bilâd etdi. İrtihâlinde Mustafa Bâhir Paşa’ya çatıp Haremeyn muhâsebecisi, küçük rûz-
               nâmeci  olup  1178’de vefât  etdi. Kerîmesi  Zeliha Hânım’ı Ali  Paşa’nın yeğeni  Ali  Paşa’ya                               Sadreddîn Mehmed Baba-es-Seyyid Horasânî
               tezvîc etmişdi. Bundan hafîdi vardır.                                                                                        Sâdât-ı Hüseynîyeden es-Seyyid Hüseyin bin Ali el-Horasânî mahdûmudur. Es-Seyyid Şerîf
                                                                                                                                      Cürcânî derslerinde ikmâl-i tahsîl [271] ve Nakşibendiyye Hâcegânı’ndan ahz-ı tarîkat etdi. Topal
                     Sabri Mustafa Efendi-Balcızâde                                                                                   Timur oğullarının muhârebelerinden bîzâr olup Horasân’dan çıkıp bilâd-ı Irak’ı dolaşıp Anadolu’ya
                     Amasya’da Balcı mektebi muallimi hattât-ı meşhûr Hacı Hâfız Halil Efendi bin Sâlih                               rihlet ve Amasya’ya Sultân Murâd-ı Sânî devrinde gelip ikâmet etdi.
               mahdûmudur. Dârüsselâm Mahallesi’nde 1283’de doğdu. Pederinden yazı öğrendi. Rüşdiye                                         Amasya vâlisi Yörgüç Paşa’dan lütuf ve riâyet gördü. Bir müddet Dârbhâneci Zâviyesi
               mektebinde okudu. Ba’dehû 1306’da İstanbul’a gidip [268] Emîr Buhârî Tekkesi’nde ikâmet                                şeyhi olup yüksek vazîfe aldı. Şehzâde Sultân Alâeddîn Bey Amasya vâlisi olup gelince buna
               ve ders-i âm, Taşköprülü Mehmed Efendi’nin dersine mülâzamet ederek ikmâl-i tahsîl ve tekke                            fevkalâde teveccüh ve i’tikâd etmişdi. Ancak 846’da müşârün-ileyhin ihnâkında Amasya’dan
               şeyhi Halil Efendi’den de Nakşîbendiyye tarîkinden ahz-ı hilâfet etdi.                                                 kalkıp civâr-ı şarkîsinde kâin Yenice köyü’nde oturdu.
                     1328’de Şeyh Halil Efendi’nin vefâtı üzerine Köprülü Fâzıl Arif Mehmed Efendi’nin                                      Köylüler, kendisine yaptıkları tekkede ikâmet ve inzivâ edib ömrünün son demlerinde
               gayreti ve Şeyhülislam Ürgüplü Mehmed Hayri Efendi’nin himmetiyle mezkûr tekke şeyhi ve                                gözleri görmez oldu. Yetmiş yaşını geçkin olduğu halde 867’de dâr-ı naîme irtihâl etdi. Âlim
               câmii imâm ve hatîbi ve 1330’da meclis-i meşâyih a’zâsı oldu.                                                          sâlih, zâhid, pek müteşerri’, mazınne-i kerâmet bir zât-ı sütûde-simât idi. Tekkesi bahçesinde
                                                                                                                                      medfûndur.



                                                           434                                                                                                                    435
                                                           438
   434   435   436   437   438   439   440   441   442   443   444