Page 434 - 6-8
P. 434
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Pâdişâh’ın da mu’tekadı olduğu halde 728 sâlinde [250] vefât etdiği zannolur. Mahdûmu
Şâdgeldi Paşa vezîri Şerefeddîn Osmân Paşa’dır. Ulemâ ve sulehâdan idi.
Sâlih Çelebi-Seydî
Tokatî eş-Şeyh Abdülhannân bin Ali bin Abdülmennân’ın oğludur. Amasya’da zâviye
şeyhi olan pederinin hayatında tahsîl-i ilim ve edeb edib müderris ve imâm olduğu halde 805’de
vefât etdi. Birâderi meşâhîr-i meşâyihden Şeyh Şehâbeddîn Şâdî’dir. Mahdûmu da “Şeyh Paşa”
demekle meşhûr Lütfullah Paşa’dır.
Sâlih Çelebi-Debbâğî
Amasya debbağlarından Ali ustanın oğludur. Merzifon’da sultânîye müderrisi olan
Mevlânâ Şehabeddîn Ahmed bin Ataullah el Kırîmî’den ikmâl-i tahsîl edib Amasya’da ders-i
âm ve müderris-i be-nâm oldu. 872’de kibâr-ı ulemâdan görülüp sonra vefât etdi. Mahdûmu
Mehmed Çelebi’dir.
Sâlih Efendi-Kara
Amasyalıdır. Mevlânâ Sâlih Debbağîzâde Mehmed Çelebi mahdûmudur. Amasya
müftüsü ve Sultânîye müderrisiyken Cemâlîzâde Zenbîlî Ali Efendi’ye hizmet ve dersine
mülâzemet ederek İstanbul’a beraber gitdi. Orada ikmâl-i tahsîl [251] edib ders-i âm oldu.
Yıllarca tedrîse devam edib üstâdına kâtib-i fetvâ ve müsevvid olarak iştihâr etdi.
926’da tahta cülûs eden Sultân Süleyman’ın hâcesi Hayreddîn Efendi’den mülâzım olup
932’de Çekmece’de Abdüsselâm Bey Medresesi’ne ilk müderris oldu. Bâ’dehû Manisa’da
Sultân Medresesi müderrisi olup 940’da Sahn-ı Semâniye müderrisi olarak İstanbul’a geldi.
Fâtih Medresesi’nde ulûm-i âlîye tedrîs ederek talebenin istifâdesine hizmet esnâsında
944’de vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan gâyet fakîh, fâzıl, hüsn-i takrîr ve beyâna mâlik idi.
Üstâdının müftülüğü zamanında verdiği fetvâları ve nukûlünü cem’ ederek bir “Mecmu’a-i
Fetâvâ” yazdı. Üstâdının fetvâ emîni idi.
Sâlih Efendi-Şeyhzâde
Şehreküstü Şeyh Sinan Efendi’nin hulefâsından imâm Abdülkerîm Efendi’nin
mahdûmudur. Müfessir Ahmed Efendi’den vesâir ulemâdan tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve
Amasya medreselerine sırasıyla müderris olarak iştihâr etdi. Ba’dehû kazâya râzı olup livâlara
kadı oldu. 1031’de eşkiyânın Amasya’ya hücûmunda vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan idi. [252]
Yeniçeri serdârlarından Salih Ağa da meşhûr bir zât olup 1048’de Bağdat harbinde vefât etdi.
Sâlih Efendi-Tımârhâne Şeyhi
Şamlılar Mahallesi ahâlîsinden Hasan’ın oğludur. Halvetiyye meşâyihinden fâzl ü
takvâsıyla meşhûr şeyh Hüsameddîn Halvetî hulefâsından olup mahallesinde hânesini zâviye
yaptı. Zikir ve ibâdet ve halkı irşâda himmet ederek Ayas Ağa Câmii kürsi şeyhi oldu.
Nefesi müessir, erbâb-ı hâcâta şifâ-bahş olduğundan Dârüşşifâ şeyhi olup delilere okur,
emrâz-ı asabîyeye düçâr olanlar şifâ bulurdu. Gâyet sâlih, zâhid, müttakî olduğundan kimseden
nesne almaz Ayas Ağa ve Tımarhâne vakıflarından kendisine verilen vazîfe-i yevmîyesine
kanâat ederdi.
Bunun zamanında Dârüşşifâ tabîbi olan Hekîmzâde Mahmûd Çelebi ile delileri maddî ve
ma’nevî tedâvî ederek her taraftan mürâcaat eden erbâb-ı hâcâtı tatmîn eylerdi. Şeyhi Sâlih
Efendi 1078 senesi zilhiccesinde vefâtıyla Tımarhâne derûnunda ma’lûm olan hücresine
defnedildi. Ulemâdan bir pîr-i muhteremdi.(Kuddise sırruhû)
429
433