Page 446 - 6-8
P. 446
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sözüm tut doğru yola git kimesne olmaya hâil
Tekebbürlük Hüdâya yaraşur sen Âdemîdensin
Vücûdun anla ey gâfil ki bir katre menîdensin
Safâyî Hasan Çelebi-Yazıcı
Amasya yeniçerilerden Halil Ağa’nın oğludur. Bu da yeniçeri olup serdârların yazıcılığını
yapar erbâb-ı şiir ve inşâdan bir kimse idi. Şeyh Alizâde Hâfız Ahmed Rüşdi Efendi’nin
dostlarından bir sâz ve kâlem şâiri olup 1161 sâlinden sonra vefât etdi.
Safer Şâh-Mevlânâ Cemâleddîn
Merzifonludur. Yukarıda tercemesi yazılan Cemâleddîn Sefer Şâh bin Hâce Emîr bin
Abdullah et-Tebrîzî’dir. Hâfidi Mevlânâ Cemâleddîn Safer Şâh bin Şemseddîn Ahmed bin
Cemâleddîn Safer Şâh Merzifonî de “Sefer Şâh” diye yukarıda yazılmışdır. İkinci Safer Şâh,
Şemseddîn Mehmed Fenârî muâsırı olup müftî-i Merzifon iken 834’de vefât etdi. Fuzalâdandır.
Sâfâ Paşa-Paşa Hâtun
Amasya hükümdârı Hacı Şâdgeldi Paşa’nın kerîmesidir. [284]
Safiyüddîn Abdülmü’min el-Amâsî
Amasyalı olduğu Müstakîmzâde Süleyman Sâdeddîn Efendi “Tuhfetü’l-Hattâtîn” adlı
eserinde ve Nefîszâde’nin “Gülşen-i Savâb” adlı eserinde vesâir tevârihde yazılıdır. Tercemesi
aşağıda Abdülmü’min el-Amâsî’de gelir.
Safiyüddîn Mahmûd Halvetî-Gümüşlüzâde
Amasyalıdır. Meşâhîr-i a’yândan Gümüşlüzâde Hâce Ahmed Çelebi bin Kıvamüddîn
Kâsım Çelebi bin Tâceddîn Mahmûd Çelebi mahdûmudur. Buna Gümüşlüzâde Pir Safiyyüddîn
Çelebi denir.
Hazreti Pir İlyâs Halvetî’den tahsîl-i ilim ve kemâl edib müderris oldu. Ba’dehû
ustâdından münîb olup meşâhîr-i hulefâsından olmuşdu. Müşârün-ileyhin dâmâdı olan müfti’s-
sakaleyn Pîr Abdurrahman Çelebi’nin irtihâlinde amcası Hâce Celal Çelebi’nin yaptırdığı kasr-
ı ârifân şeyhi oldu. 827’de vefât etdi. Âlim, kâmil, müteşerri’, zâhid bir zât idi. Hazreti Pir’in
türbesi bahçesinde medfûndur.
Safiyüddîn Mûsâ Çelebi-İğnecizâde
Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâ ve meşâyihden Mevlânâ Seyyideddîn [285] Ahmed bin Pir
Şerefeddîn Hamza bin Mûsâ bin Hamza-i Halvetî mahdûm-ı zîşânıdır. Pederinden ve muâsır
ulemâdan tahsîl-i ilm edib yıllarca ders okuttu. Ba’dehû Şeyh Zekeriya el-Halvetî sohbetinde
maârif -i sûfîyeyi de ahz ve telakkî ederek zâviyesi şeyhi oldu.
Sultân Bâyezîd-i Sânî Amasya’da vâlî iken buna fevkalâde i’tikâd etmişdi. Cülûsunda
ba’zı vezâif tahsîs etdiyse de kabûl etmediğinden zâviye fukarâsına verildi. Pederinden intikâl
eden akârâtın vâridâtıyla geçindi. Saraçhâne Câmiinde tefsîr ve hadîs okuttu. Halkı vaazıyla
irşâd etdi. 893’de dâr-ı naîme göçdü. Âlim, gâyet müteşerri’, zâhid, mazınne-i kerâmet, âlî-
himmet bir zât idi.
Mahdûmu Abdurrahman Efendi de meşâhîr-i ulemâdandır. Bunun oğulları Mehmed,
Ömer Efendilerdir. Ömer Efendi kadılardan olup mahdûmu Mehmed Efendi’dir. Bunun
oğulları muallim-i Sultânî Ömer Efendi, Mekke mollası Sarı Ali Efendi, Şeyhü’l-harem
Abdurrahman Efendi, Anadolu Beylerbeyi Hâce Ahmed Paşa’dır. Diğer mahdûmu Mehmed
Efendi’nin ve bunların evlâdı vardır. [286]
441
445