Page 451 - 6-8
P. 451
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sun’ullah Paşa-Müftîzâde Yıllarca tedrîs-i ulûm ederek 1247’de Halfet Gâzi müderrisi ve Hicâz’a gidip Mehmed
Lâdiklidir. Lâdik müftüsü A’lâyurdlu Mustafa Efendizâde Ali Efendi’nin oğludur. Can Efendi’den ve kayın pederinden Tarîkat-ı Nakşîbendiyye’yi alıp maârif -i sûfîyyeden
Birâderleri Feyzullah ve Mustafa Efendilerin ve amcası Şeyhülislam Mehmed Efendi’nin behredâr oldu.
himâyesiyle teayyün edib Lâdik a’yânı, voyvadası ve Rusya harbinde dergâh-ı âlî Talebesine icâzet verdikden sonra Devehâne Mahallesi’nde olan hânesinde inzivâ edib
kapıcıbaşıcılık pâyesi oldu. ittisâlinde bulunan vakıf arsa üzerine yaptırdığı hücresini zâviye haline koydu. Burada tarîkat
1128’de Mora harbinde yararlığı görüldüğünden mîrlivâ ve İrân muhârebâtında mîr-i âyinini icrâ ve ibâdet ve itâatle imrâr-ı hayat ederek 1277 senesi rebîülevvelinde dâr-ı naîme
mîrân ve 1135’de İçil mutasarrıfı oldu. İrân muhârebesinde 1138 senesi şevvâlinde vefât etdi. irtihâl etdi. Kuddise sırruhü’l-azîz.
Mahdûmu es-Seyyid Mustafa Bey Lâdik a’yânı oldu. Bunun oğulları es-Seyyid Ali, Meşâhîr-i ulemâ ve meşâyih-i sûfîyeden olup âlim, fakîh, gâyet müteşerri’, zâhid,
Zeynelâbidin beyler de 1152’de Lâdik a’yânından oldukları görüldü. müteheccid, mazınne-i kerâmet bir zât-ı âlî-sîret idi. Gâyet vakûr olup meclisinde kimse söze
cür’et edemez, hikâyât ve ahvâl-i sûfîyeden nakleder, ulemâ ile musâhabâtında pek nâfî şeyler
Sun’ullah Efendi-Müftîzâde söylerdi.
Merzifonludur. Ulemâ-yı kudâtdan Hâfız Mehmed Efendi bin Nurullah Efendi bin Müftî Uzunyol Mezârlığı’nın Hamza Bey Mahallesi’ne giden yolun cenûbunda kâin bahçe
Mehmed Efendi mahdûmudur. Şeyhülislam Dürrî Mehmed Efendi’nin amcazâdesi olup [299] derûnunda medfûn ve irtihâl târihi de [302] seng-i mezârında mahkûk idi. Sol tarafında pencere
Müderris Nurullah Efendi’nin kardeşidir. Amasya’da Çorumlu Hâfız Mehmed Efendi’den önünde mahdûmu Müftü Mehmed Hulûsî Efendi ve baş tarafında mürîd-i hâssı İnce
ikmâl-i tahsîl edib İstanbul’a gitdiği Dürrî Mehmed Efendi’den mülâzım ve müderris oldu. Alemdârzâde Hâfız Mehmed Arif Efendi ve bunun sol tarafında mahdûmu meşâhîr-i sulehâdan
Fatih Câmi-i şerîfinde tedrîs-i ulûm ederek oldukça şöhret buldu. Dürrî Mehmed Hâfız Necib Ahmed Efendi medfûn idi. Hayfâ ki şimdi bunların yerleri bile bilinmez oldu.
Efendi’nin meşîhatında terakkî ederek Dârülhadîs müderrisliğine tağrîb edildi. Buradan
Selânik, ba’dehû Halep mollası olup 1161’de vefât etdi. Edirnekapısı’nda medfûndur. Sûfî Mehmed Efendi-Sarı
Ulemâdan idi. Gürcü Ali oğludur. Gürcistân’dan Amasya’ya hicret ve ulemâdan tahsîl-i ulûmâ gayret
edib Şirvânî Hacı Mustafa Efendi’den mücâz ve ders-i âm oldu. Evâilinde dersinde oldukça
Sun’ullah Efendi-Şeyhzâde talebe bulunurdu. Takrîrindeki kusura binâen yalnız mahdûmu Hâfız Ali Efendi’yi okuturdu.
Amasya’da Mahmûd Çelebi Tekkesi şeyhi el-Hâc Mustafa Efendi’nin ikinci Mahdûmuna icâzet verdikden sonra ibâdetle iştigâl edib 1317’de vefât etdi. Ulemâdan
mahdûmudur. Büyük birâderi Hâfız Abdullah Efendi 1173’de pederlerinin vefâtıyla yerine şeyh müşekkel, sarışın, kesîfü’l-lihye, âbid, müttaki bir zât idi.
oldukda İstanbul’a gidip tahsîl-i ulûma koyuldu. Fâzıl-ı meşhûr Köprülü Halil Efendi’den
ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve müderris be-nâm oldu. Sûfî Mehmed Efendi-Halvetî
Esnâ-yı tedrîsde ikmâl-i devre-i medâris edib mucîz oldukdan sonra mevlevîyet verildi. Amasyalı İlyâs’ın oğludur. İğnecizâde Pir Safiyyüddîn Halvetî sohbetinde tahsîl ve
1213’de bilâ-veled vefât etdiğinden birâderzâdelerinden Hâfız Abdurrahman Efendi terbiye gördü. Müşârün-ileyhin halîfesi olup irtihâlinde zâviyesi şeyhi olduğu halde 918’de
metrûkâtına vâris oldu. [300] vefât etdi. Meşâyîh-i [303] sûfîyeden bir pîr-i muhterem idi. Dâmâdı meşâhîr-i şuarâdan Şermî
Osmân Çelebi’dir.
Sun’î Mehmed Efendi-Sun’ullahzâde
Amasya’da Şeyh Mehmed Ağa Dârülkurrâsı Şeyhi Sun’ullah Efendizâde Hâfız Hasan Siyâmî Efendi-Kâdı
Efendi’nin mahdûmudur. Gençliğinde hıfz-ı Kur’ân ve tahsîl-i irfân ederek sesinin güzelliği ile Kedağra (Köprü) lıdır. Amasya fuzalâsından tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve hayli müddet
iştihâr etdi. Şiir ve inşâya heveskâr, mûsikîye âşinâ olduğundan Rahtuvân Paşazâde İbrâhim ve müderris olup iştihâr etdi. Ba’dehû Köprü, Merzifon gibi kasabâta kadı olup Köprü’de bir
Ömer Paşazâde Osmân Beylerin meclislerine mülâzım olarak ikbâle erdi. Ba’dehû Mehmed medrese yaptırdı. Emlâkını da bu medrese mesâlihine vakfedip 999 senesi zelzele-i şedîdesinde
Paşa Mahallesi’nde Hayreddîn Efendi Mescidi imâmı olduğu halde 1147’de vefât etdi. Vücûh- vefât etdi. Fâzıl, müderris, müftü ve kadı bir zât idi. Medresesi 1034’de zâviye i’tibâriyle Şeyh
i Kur’ân’a âşinâ, şâir, edîb idi. Ahmed Efendi’ye tevcîh edilmişdi.
Sûfî Mehmed Efendi-Vâiz Siyâmî Ali Efendi-Oruçoğlu
Amasyalı Hızır Çelebi oğludur. İstanbul’un fethinde fiilen hizmet eden ulemâdandır. Amasya’da Bâyezîd Paşa Mahallesi’nde çeşmesi olan Gâzi Oruç Bey’in mahdûmudur.
Ayasofya Kilisesi câmi’ye tahvîl edildiği esnâda ders-i âm olup neşr-i ulûma çalıştı. Ba’dehû Fâzıl-ı meşhûr Kadızâde Küçük Mehmed Efendi’nin dersinde ikmâl-i tahsîl edib tedrîs-i ulûma
Ayasofya vâizi ve kürsi şeyhi olup 868 sâlinden sonra vefât etdi. Âlim, natûk, vâiz-i meşhûr başladı. Amasya medreselerine müderris ve ba’dehû kadı olup 1067’de vefât etdi. Âlim, kâmil,
idi. şâir, ta’lik-nüvîs bir zât idi. Abdî Efendi “Tezkîre”sinde mufassal tercemesi ve eş’ârı vardı.
Hayfâ ki yandı. Hâtıramda bu kadarı [304] kalabildi.
Sûfî Mehmed Efendi-Sûfî Hâce Yakın vakitlerde muhterem kardaşım Kilisli Ahmed Rıf’at Bey’in bana lutf etdiği eş’âr
Malatyalıdır. İbrâhim bin Mahmûd oğludur. Gençliğinde Amasya’ya gelip Tasköprülü mecmu’asında Amasyalı Hızır Efendizâde Mehmed Efendi’nin bir gazeline şu nazîresi görüldü:
Hacı Hâfız Abdullah Efendi’den [301] ikmâl-i tahsîl ederek mumâ-ileyhe dâmâd ve ders-i âm Ben elif kâmetine serv-i dilârâ diyemem
oldu. Müftü Canikli Mehmed ve Sipâhizâde Hâfız Ömer Efendilerden hadîs, tefsîr ve fıkıh Lebine dil uzadıp gonca-i ra’nâ diyemem
öğrendi.
Maraz-ı aşka leb-i la’lini em’dir dediler
Râzımı yâre açıp sırrımı ammâ diyemem
446 447
450