Page 465 - 6-8
P. 465
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sultân Murâd-ı Râbî’in huzûruyla Bağdat’a dilîrâne hücûm ve harb ederken 1048 senesi Mustafa’nın alâ rivâyetin verdiği gizli emriyle ve Rus gemileriyle Kırım’dan kalkıp ansızın
şa’bânının evâilinde şehîden vefât etdi. Fakat Bağdad da alındı. Dördüncü Sultân Murad İstanbul’a girdi.
müşârün-ileyhin şehâdetine pek acıdı. Gâyet âkil, kâmil, müdebbir, reşîd ve yiğit bir zât idi. 1222 şa’bânının ğurresinden itibâren yine Amasya mutasarrıfı ve Canik muhassılı ve
İmâm-ı Âzam türbesi civârında medfûn olan pederinin ayağı ucunda defnedildi. Mahdûmları Trabzon vâlisi ve on beş gün sonra da kâim makâm-ı sadr-ı âlî olarak İstanbul’da kaldı. Ancak
[342] Ahmed, Mustafa Paşalar 1069’da Abaza Hasan Paşa’ya uyduklarından Köprülü Mehmed Şeyhülislam Ata Efendi’ye ve ricâl-i devlete karşı zorbalığa kalkışıp sadârete göz dikti.
Paşa’nın kılıncına uğradı. Ahmed Paşazâde Hasan, Osmân Beylerle Mustafa Paşazâde Ahmed Bunu Sadr-ı a’zam Çelebi Mustafa Paşa ve ricâl-i devlet çekemediğinden 1223 senesi
Bey Lâdik’de amcazâdeleri Hüseyin Bey bin Halil Bey’in yanında büyüdüler. muharreminde kâim makâmlıkdan azl edilerek Dimetoka’ya gönderildi. Fakat sancaklarla
[346] vilâyet uhdesinde bırakıldı. Sonra Dimetoka’dan da kaldırılıp Hacıoğlu pazarına
Tayyar Mahmûd Paşa-Caniklizâde nakledildi.
Fatsalı Ahmed Ağa’nın kayın birâderi olduğu kuyûd-ı resmiye ile sâbit olan Canikli Hacı 1223 senesi cumâdelâhirinin evâilinde Sultân Mustafa’nın hal’iyle birâderi İkinci Sultân
Ali Paşazâde Battal Hüseyin Paşa’nın oğludur. Hacı Ali Paşa’nın hemşîresi Ahmed Ağa’nın Mahmûd’un cülûsunda endişesinden yine Rusya’ya firâr etmesi melhûz ve seyyiâtı da âşikâr
câriyesi ve zevcesi idi. Her ikisi de Rus muhtedîsi olduğu anlaşılır. olduğundan recebin ikinci günü i’dâm edildi. Amasya, Canik, Trabzon vilâyetleri de felâketden
Pederi Battal Hüseyin Paşa 1188’de Amasya mütesellimi iken Amasya’da doğduğunu kurtarıldı.
iddi’a eder ve Amasya’ya da maskat-ı re’sim derdi. Bunu 1219 vak’asında Sultân Selim’e Amasya’da seyyiâtı pek çokdur. Meydan köprübaşında Ehli Hâtun türbesinin bahçesi
hitâben yazdığı arîzasında tasrîh etmişdir. Maskat-ı re’simi düşmanıma veremem demişti. üzerine ahşabdan güzel bir medresesinden başka bir eseri yokdur. Bu medrese Amasya’da
1193’de dedesi ve babası Cebbârzâde Hacı Mustafa Bey’e mağlûb ve i’dâma mahkûm doğduğunu gösteren bir delîl olduğunu iddiâ eder ve Amasyalılara hemşehrîm derdi.
olduklarından evlâd ve ahfâdıyla Rusya’ya firâr edib dedesinin Kırım’da edindiği çiftliğinde Bununla beraber yavrusunu pek sevdiğinden yiyen kedi gibi Amasya’yı olanca kuvvetiyle
oturdu. İki yıl orada [343] kaldı. yerdi. Ufak bir şikâyet edeni öldürür, kanûn ve şeriat hilâfına vergileri tarh eder, her istediğini
1195’de Rus İmparatorunun şefâat ve iltimâsıyla dedesi ve babası ve evlâdı afv yapar, pek yobaz ve şımarıkca hareket ederdi. Câhil ve cesûr idi.
edildiğinden Türkiye’ye avdet etdi. Amcası Mikdâd Ahmed Paşa’ya vezâretle yine Amasya Şâyan-ı hayretdir ki Süreyya Bey “Sicill-i Osmânî”de “âlim, âkîl, kâmil” olduğunu
sancağı mâlikâne şeklinde tevcîh edildiğinden bir müddet Trabzon’da pederinin yanında ve bir yazmış, Şânîzâde [347] Ataullah Efendi de “Vekâyinâme”sinde ef’âlini teşrîh ederek Rus
müddet de Amasya’da amcası ve mütesellimleri yanında büyüdü. câsûsu diye tel’în etmişdir. Hadd-i zâtında mensûblarına keremkâr, halka karşı gaddâr, zâlim,
1205’de babası Battal Hüseyin Paşa Anapa eyâletini bilâ-muhârebe Ruslara kendisini ve hâin bir Rus bozuntusu olduğunu ef’âliyle göstermişdir. Sâmehahullah!
ordusunu teslîm etdiğinden ikinci defa i’dâm olmuşken Rusya’ya firâr edib kendisini bu Bu sülâlenin “Amasya Sicillât-ı Şer’iyesi”nde mazbût olan fenâlıkları kısmen târihimizin
cezâdan kurtardığı esnâda pederiyle beraber Kırım çiftliğinde sekiz yıl oturdu. birinci bâbı sonlarında yazıldı. Gerek kendisinden ve gerek babasından, amcasından,
1213’de yine Rus İmparatorunun şefâat ve iltimâsıyla babası afv edildiğinden derhal dedesinden Türklük ve devlet fenâlıkdan başka bir hayır ve menfaat görmüş değildir.
Türkiye’ye avdet edib pederine vezâretle Trabzon eyâleti ve kendisine de Amasya, Canik,
Karahisar-ı Şarkî sancakları tevcîh edilerek eskisinden ziyâde nüfûza erdi. Tayyib Çelebi-Kadı
Dayanılmaz zulüm ve sefâhatlerine mükâfât olarak babasının hayatında 1215 senesi Dursun oğludur. Fâzıl-ı meşhûr Şemseddîn Ahmed Kırımî’den Merzifon ve Amasya’da
saferinde vezâretle taltîf edilip zilka’desinde babasının vefâtıyla [344] Trabzon vâlisi ve mezkûr ikmâl-i tahsîl edib tedrîs-i ulûm etdi. Bir müddet Atabeg müderrisi olup neşr-i ulûma çalıştı.
üç sancak mutasarrıf ve mültezimi oldu. Sonra Torumtay müderrisi, Amasya vâlisi iken Sultân Bâyezîd’in ğulâmânı muallimi ve 883
Bununla beraber zulmünden halkın acı şikayetleri Bâb-ı âlî ve divân-ı hümâyûnu iz’âc vak’asında kadı olup 891 hudûdunda vefât etdi. Mahdûmu Ahmed Efendi ve hafîdi Abdullah
etdiğinden ibtidâ Mısır harbine ve sonra Rumeli eşkiyâsının tenkîline me’mûren Amasya ve Efendilere ve bunların evlâdına “Tayyibzâdeler” dendi. Meşâhîr-i ulemâ ve kudâtdan idi. [348]
Trabzon’dan kaldırılmak istendi. 1216’da Diyarbekir vâlisi olup hareketi emredildi.
Fakat bunları her bir sûretle atlatıp mevkiinde kaldı. 1217’de bi’z-zarûre Trabzon’da ibkâ Tayyib Efendi-Tayyibzâde
edilip 1218’de Gürcüzâde Osmân Paşa’nın ve bundan evvel Kutoğlu Hüseyin Paşa’nın Amasya’da Câmii olan Ubeydullah Efendi bin Ahmed Efendi bin Kadı Tayyib Çelebi
i’dâmlarına me’mûr olmuştu. Bu vazîfelerini cellâdâne bir sûretde îfâ ederek nüfûz ve satveti mahdûmudur. Amasya’da müftü ve hâfız-ı kütüb olan Musliheddîn Mûsâ Efendi’den okuyup
arttı. ikmâl-i tahsîl etdi. Ba’dehû müderris, kadı olup Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Mustafa
Bununla beraber aleyhinde şikâyetler yağıyordu. Bunun için Amasya sancağı 1219 mukarreblerinden olmuştu.
muharreminden itibâren Cebbârzâde Süleyman Bey’e tevcîh edilerek halkı iskât etmek istendi. 960 senesi şevvâlinde müşârün-ileyhin-katli üzerine bir müddet menkûb oldu. 961’de
Bu sefer kükredi; “Doğduğum yeri düşmanıma veremem, Amasya benim vatanımdır” diyerek Kânûnî Sultân Süleyman’ın Amasya’ya gelmesinde afv ve iltifâta nâil olup Sivas kadısı oldu.
cebren Amasya sancağını istîlâ ve Cebbârzâdenin mütesellimini Amasya’dan ihrâc etdi. Pek Ba’dehû Kayseriyye ve Trabzon kazâlarıyla tekrîm edilerek 975 yılına doğru vefât etdi. Âlim,
çok canlar yaktı. [345] hoş sohbet, şâir, târih ve muhâzarâta vâkıf idi. Mahdûmları Ehlî Mehmed, Abdürrahîm
Üçüncü Sultân Selim buna pek ziyâde kızdı. Bir tarafdan Cebbârzâde Süleyman Bey’e Efendiler de ulemâ ve şuarâdandır. Diğer mahdûmu Lütfullah Efendi’dir.
Amasya’yı kurtarmak ve mütesellimi olan Hasan Bey’i ahz ve i’dâm etmek için fermân
gönderdi. Diğer tarafdan sadr-ı sâbık Yûsuf Ziya Paşa’yı da sâhib-i tercemeyi ahz ve i’dâm Tayyib Efendi-Tayyibzâde
etmek üzere Trabzon’a me’mûr etdi. Amasya zabt ve Hasan Bey i’dâm edildi. Amasyalıdır. Mevâlîden Abdürrahîm Efendi bin Tayyib Efendi bin Ubeydullah Efendi’nin
Bunları duyan Tayyar Paşa Trabzon’dan kaçıp Rusya’ya ilticâ ederek Kırım’da oturdu. mahdûmudur. Bu da tahsîl-i ulûm etdikden sonra müderris, kadı ve 1033’de Çorum kadısı görüldü.
1222 rebîülâhirinde Sultân Selim’in hal’i üzerine Osmanlı tahtına çıkan Dördüncü Sultân Ba’dehû Çankırı ve Antalya [349] kadılıklarına da ta’yîn edilip 1045 yılından sonraca vefât etdi.
460 461
464