Page 464 - 6-8
P. 464
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
birâderi Sultân Me’sûd’un ümerâsından olup Dânişmendiye beyleriyle uğraşdı. Bunları bozup
bir müddet Amasya’yı istîlâ ederek vâlisi oldu.
Ancak Dânîşmendîler yeni kuvvet alıp tekrar Amasya’yı kurtarmaya çalıştıkları esnâda
vefât etdi. Bunu işiten birâderi Sultân Mes’ûd, serdârı olan Gürol Bey’i kuvvetli bir ordu ile
gönderip Amasya’yı sânîyen işgâl etdirdi. Gelip merkez-i saltanat yaptı. Ba’zı müverrihlerin
iddiâsına göre Amasya vâlisi Nâsıreddîn Şehinşâh bunun oğludur. Halbuki Şehinşâh, Sultân
Mes’ûd’un oğlu olmak üzere tanınmışdır. [339]
Tuğrul Şâh-Şehzâde
Amasya vâlisi Şehzâde Gıyaseddîn Mehmed bin Sultân Me’sûd bin Sultân Kılıçarslan’ın
oğludur. Pederinin azli üzerine münzevî bir halde yaşadı. Ammizâdeleri zamanında vefât etdiği
zannolunur. Mahdûmu Mehmed Bey ve bunun mahdûmu İsâ Bey 665’de ber-hayat idi. Ba’dehû
vefât etdi.
Tuğur Bey-Seyisli
Zileli ümerâdan Sayis beyzâde Kaya Bey’in oğludur. Amasya hükümdârı Hacı Şâdgeldi
Paşa’ya hizmet ve sadâkat ederek ümerâdan oldu. 783’de Kâdı Burhân harbinde vefât etdi.
Mahdûmu Ali Bey ve hafîdi Cüneyd Bey “Tuğuroğlu” demekle meşhûr oldular. Buna Tokur
da dendi.
Tayyâr Ahmed Bey-Tayyâr Paşa Yeğeni
Vüzerâdan Lâdikli Mustafa Paşazâde Hüseyin Bey’in oğlu ve Tayyar Mehmed Paşa’nın
yeğeni olduğundan halk arasında buna da Tayyar Ahmed Bey denmişdir. Zuamâdan olup
Tayyar Paşa dâiresinde büyüdü. Sonra Tayyar Paşazâde vezîr Ahmed Paşa’nın kethüdâsı olup
1068’de mîrlivâ olduysa da 1069’da Abaza Hasan [340] Paşa’ya uyduğundan amcalarıyla
beraber i’dâm edildi.
Tayyar Mehmed Paşa-Mustafa Paşazâde
Lâdiklidir. Sadr-ı esbak Nasûh Paşa’nın kethüdâlığından vezîr olan Lâdikli Uçar Mustafa
Paşa bin Hüseyin Bey’in mahdûmudur. Celâlî eşkiyâsı harbinde yararlıklar gösterdiğinden
Kuyucu Murad Paşa’nın inhâsıyla züamâdan oldu.
Sonra Nasûh Paşa sadâretinde Zile ve Tokat voyvadası ve Amasya beytü’l-mâl emîni
olup pederinin vezâretinde mîrlivâ olmuştu. 1028’de Urfa (Ruha) Sancağı beyi olup Lehistân
harbine me’mûren muntazam kuvvetiyle Rumeli’ne gitdi.
1030’da Sultân Osmân’ın huzûrunda alay gösterip pâdişâha beğendirdiğinden muallim-i
sultânî Amasyalı Ömer Efendi’nin sevk ve ta’rîfiyle Halep Beylerbeyi, 1031 rebîülâhirinde
Sivas vâlisi oldu. Sivas’ı Abaza Mehmed Paşa’ya karşı müdâfaa ederken esîr olmuşken
kendisini kurtardı.
Abaza Paşa’nın Sivas vâlisi nasbetdiği Lâdikli Seyyid Hân Paşa’yı basıp i’dâm ve Sivas
vilâyetini tamamıyla Abazalılardan tathîr etdiğine mükâfât olarak [341] vezâret rütbesiyle
1032’de ikinci defa Sivas vâlisi oldu. Abaza Paşa’nın güvendiği adamlarını birer sûretle elde
ederek devlete dehâlet etdirdiğinden 1036’da Şam vâlisi oldu.
İki yıl kadar Şam’da kalıp lüzûmuna binâen 1038’de üçüncü defa Sivas, 1040’da
Diyarbekir, 1041’de Anadolu vâlisi ve 1042’de ikinci defa Diyarbekir vâlisi ve 1046’da ilhâken
Musûl muhâfızı oldu.
Çünkü bu esnâda Lâdikli Kurd Ağazâde Bayram Paşa Sadr-ı a’zam olmuştu. 1048
rebîülevvelinde, Bağdat harbine gederken Urfa civârında Celap mevkiinde irtihâl eden Bayram
Paşa’nın sevk ve tavsiyesi ve Rûznâmeci İbrâhim Efendi’nin de muvafakatıyla Sadr-ı a’zam
oldu.
459
463