Page 564 - 6-8
P. 564

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               ederek sarâya alındığı münâsebetle beraber İstanbul’a gelip Minkârîzâde Abdullah Efendi’nin
               halka-i tedrîsinde okudu ve bunun pederi olan Şeyhülislâm Yahyâ Efendi’den [26] mülâzim ve
               1081’de müderris oldu.
                     Ba’dehû medreseleri devre başlayıp kırktan ma’zûl iken 1085 ramazânında kadı, 1087
               şevvâlinde bir derece terfi’ edilip 1089 saferinde Mesih Paşa ve şevvâlinde Zekeriyâ Efendi,
               1091 muharreminde Nişâncı Paşa-yı Cedîd medreselerine müderris ve çok geçmeden Evkâf-ı
               harameyn müfettişi oldu.
                     1092  cumâdelûlâsında  Sahn-ı  semânîye,  1093  rebîülâhirinde  Bayram  Paşa, 1094
               şa’bânında  Sarây-ı  Galata,  1096  rebîülevvelinde  Süleymaniye  medreselerine  müderris  olup
               şevvâlinde Haleb mollası oldu. 1098 saferinde ma’zûl ve rebîülevvelinde Mısır mollası olup
               1101 recebinde müddet-i  örfiyyesi hitâma erdi.
                     1103  saferinde  Edirne  mollası  olup  zilka’desinde  azledildi.  1104  saferinde  İznik  ve
               Ayazmend  kazâlarına  terfî  edilip  1106  muharremi  gurresinde  sene-i  âtiye  muharremi
               gurresinden i’tibâren ve tevkîten Mekke-i Mu’azzama Hükûmetiyle taltîf ve terfî’ edilmişti.
                     Azimete hazırlanırken yeni cûlus eden ikinci Sultân Mustafa Hân’ın fermânıyla 1106
               recebinde İstanbul pâyesine nâ’il olarak Edirne’ye dâ’vet edildi. Oraya [27] vüsûlünde Anadolu
               Kazaskeri  olup  1108  cumâdelûlâsında  Gelibolu  Güzelhisar  ve  Kirmastı  arpalıklarıyla
               mütekâ’id ve şa’bânında bâ-hatt-ı hümâyûn Rûmeli Kazaskeri oldu.
                     1109  senesi  şa’bânında  müddet-i  örfiyyesinin  hitâmıyla  mün’azil  ve  Üsküdar  kazâsı
               arpalığıyla sâniyen mütekâid olmuşdu.  Ancak Şeyhülislam Erzurumlu es-Seyyid Feyzullâh
               Efendi’’nin  istirkâbına  binâ’en  1112  şa’bânında  arpalığı  Mar’aş’a  tahvîl  edildi.  Kabûl
               etmediğinden Şeyhülislâmın  nüfûz ve ısrârıyla  Kıbrıs’a gönderildi. Tuzla kazâsı  da arpalık
               olarak verildi.
                     1115  senesi  muharreminde  menfa’ası  Bursa  Yenişehiri’ne  tahvîl  edilip  Birgi  kazâsı
               arpalık verildi. 1115 senesi rebîülevvelinde hasmı olan es-Seyyid Feyzullâh Efendi’nin azl ü
               katlinden sonra afv ü ıtlâk edilerek İstanbul’a geldi. Gelibolu ve Konya kazâları arpalık verildi.
                     1117 senesi saferinde ikinci def’a Rûmeli kazaskeri olup 1118 senesi cumâdelûlâsında
               azliyle  Edremit,  Gemlik,  Sandıklı  ve  Gümülcine  kazâları  arpalık  verildi.  1119  senesi
               zilka’desinde  Sadreddînzâde  Sâdık  Mehmed  Efendi’nin  acz  ü  fütûruna  binâ’en  meşîhattan
               azliyle Sadr-ı a’zam Çatalcalı Alî Paşa’nın sâhib-i tercemeye hulûs u [28] teveccüh olduğundan
               Şeyhülislâm oldu.
                     1122 rebîülâhirinde Alî Paşa’nın sadâretten azli ve Sultân Ahmed-i Sâlîs’in gözdesi olan
               Paşmakcızâde  es-Seyyid  Alî  Efendi’nin  menfa’asından  avdeti  üzerine  Pazarköylü  Dâmâd  Alî
               Paşa’nın ameliyle infisâl ve müşârun ileyh es-Seyyid Alî Efendi makâm-ı meşîhata tesâ’üd etdi.
                     1124 senesi muharreminde halefi olan es-Seyyid Alî Efendi’nin vefâtına binâ’en ikinci
               def’a  Şeyhülislâm  oldu.  Ancak  rikâb-ı  hümâyûn  kâ’im-makâmı  olan  Dâmâd  Alî  Paşa’nın
               müşârun  ileyhe  adâveti  olduğundan  1125  senesi  saferinde  İsveç  kıralının  ahz  ü  habsi
               mes’elesinden dolayı Sultân Ahmed-i Sâlis’i iknâ ederek ednâ bir bahâne ile azledildi.
                     1126 senesi rebîülâhirinde Dâmâd Alî Paşa sadr-ı a’zam olduğunda Şeyhülislâm bulunan
               Eyyûbîzâde  Atâullâh  Efendi’yi de  cumâdelâhirinde  azlettirip  Rûmeli  Hisârındaki  yalısında
               ikâmete me’mûr etmişdi. Bunun selefi olan sâhib-i terceme de İstinye yalısında ikâmet etmişdi.
                     Bunlar güyâ sadr-i müşârun ileyhin istibdâdından ve muğâyir-i rızâ-yı âlî harekâtından
               meclislerine gelip gidenlere bahs [29] ü şikâyet ettiklerini istihbâr eden Alî Paşa bunu devlet-i
               Aliyyeye ve vükelâsına dahl ü teşni’ ettikleri şeklinde Sultân Ahmed-i Sâlîs’e arz ü iş’âr ettiğine
               binâ’en  sâhib-i  terceme  Trabzon’a  ve  Atâullâh  Efendi  de  Sinop’a  1126  zilka’desinin  on
               dördüncü günü nefy ü iclâ edildi.
                     Karadeniz’de  giderken  Gönen  limânı  kurbinde  râkib  oldukları  gemi  deryânın  müdhîş
               dalgalarına dayanamayıp parçalandığından her ikisi de garkolup gitdi. Dâmâd Alî Paşa da iki
               hasmından intikâm almış oldu.




                                                           561
                                                           563
   559   560   561   562   563   564   565   566   567   568   569