Page 567 - 6-8
P. 567
Amasya Tarihi Cilt: 12
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Fazl-ı müşârun ileyh hattât olduğundan Müstakîmzâde Süleyman Sa’âdeddîn Efendi
“Tuhfetü’l-Hattâtîn” adlı eserinde diyor ki “Şeyh, Abdullah Hilmi bin Mehmed bin Yûsuf bin
Abdülmennân” hâlbuki icâzet-nâmelerinde kendi nesebini şöyle yazıyor: “Ebû Mehmed
Abdullah bin Mehmed bin Yûsuf bin İsmâîl bin Abdülmennân”
Süleyman Efendi yine diyor ki: “Şehrîdir”, ya’nî İstanbulludur. Hâlbûki icâzet-
nâmelerinde “Abdullah bin Mehmed el-Amâsî eş-şehîr bi-Yûsuf Efendizâde” diye yazmış
olduğu görüldü. Amasya’da vefât eden Sirâceddîn Şirvânî icâzet-nâmesinde aynen böyle
yazılmış olduğu görüldü. Yukarıda geçen tercemesinde yazıldı. Süleyman Sa’âdeddîn Efendi
bu eserinde birçok taşralıları şehirli göstermiştir.
Süleyman Efendi diyor ki : “Şeyhü’l-kurrâ Yûsuf Efendizâde Efendi demekle şöhret-
dâdedir. Pederleri dahî şeyhü’l-kurrâ ve nahl-bend-i câmi-i şerîfinde imâm-ı muktedâ idi. [37]
Kendi vilâdetleri (sâ’at-i sa’âdet-1066) târîhinde vâki’ olup hüsn-i hatt-ı sülûs u nesih Karakız
şöhret Hâce Mehmed Efendi’den temeşşuk ve tahsîl eylemiştir.”
“Vâsıf Efendi Târîhi”nde târih-i vilâdeti 1080 olmak üzere yazılıdır. Doğrusu da budur.
Müstakîmzâde’nin kaydına göre merhûmun yüz bir yaşında vefât ettiği anlaşılır. Hâlbuki
seksen yedi yaşında vefât ettiğini Şemdânîzâde yazıyor.
Müstakîmzâde diyor ki: “Asâr-ı şerîfesinde Sahîh-i Buhârî-i şerîfi tamamen şerh edib ve
Sahîh-i Müslîm şerhine ve Tefsîr-i Beyzâvî tahşiyesine dahî meşğûl idi. Her fende husûsa ilm-
i kırâ’ette hezâr-te’lîf ve resâ’ili vardır. Tarîkat-i aliyye-yi Halvetiyye’yi Sakızlı İlyâs
Efendi’den ahz edib ve Mısrî Efendi ile mükâtebeleri tehakkuk etmişdir”. 174
“Dervîş-nihâd, pâk-i’tikâd, âlim ü fâzıl, âkil ü kâmil, müdekkik ü muhakkik, elsine-i
selâsede tekellüme kâdir ve hezâr-âsâr ü eş’ârı vardır. Bu fakîr, müddet-i medîde telvîh ü tavzîh
derslerinde bi-hamdihî te’âlâ zân ü zen istifâde ve isti’fâzaları olmuştur. Lisân-ı şerîflerinde:
Ayrılamaz tatlı dilinden [38] hurûf-i me’âli üzere ukle-i kelîmiyye hüsn olunur idi.
“Bu hâl üzere iken ders ü devri tamâm ve muntasıf-ı zi’l-harâmda tarîk-i dâ’ire nâ-menût
ve âzîm-i âlem-i lâhût olup Topkapısı hâricinde pederi ve ceddi civârında medfûn ve târîh-i
intikâli bu mısra’-ı mevzûndur:
Medfenin nûr ede Abdullah Efendi’nin Kadîr-1167”
Mehmed Süreyyâ Bey “Sicill-i Osmânî” adlı eserinde diyor ki: “Abdullah Efendi
Bıçakçılar İmâmı, Yûsuf Efendizâde Mehmed Efendi sulbünden 1080’de tevellüd eyledi.
Ba’dehû tercemesini yazıp 1161 zilhiccesinin yirmi altısında fevt oldu. ‘Tüvüffiye allâmetü’z-
zamân’ târîh-i irtihâlidir. Seksen iki yaşında idi”.
Merhûm Süreyya Bey, müşârun ileyhin tercemesi ve târîh-i tevellüdünü Vâsıf
Târihi’nden aynen nakl ettiği hâlde târîh-i irtihâlinde zühûl etmişdir. Çünkü Vâsıf Efendi târîh-
i irtihâlini 1167 senesi zilhiccesinin yirmi altısı olmak üzere kayd ediyor: “Tüvüffiye
allâmetü’z-zamân” cümlesi de 1167 târihini gösteriyor.
Yine Süreyyâ Bey diyor ki: “ilâhî ve gazelleri vardır. Te’lifâtı, “Necâhü’l-kârî fi şerh-i
Sahîhi’l-Buhârî”, “Kâdı [39] Beyzâvî” evâ’iline hâşiye, “Sahîh-i Müslîm”in nısfına kadar şerhi,
vücûh-ı kırâ’ete dâ’ir i’tilâf, bu fenne dâ’ir yirmi risâle, “Hayâlî”, “Kara Dâvûd”, “Âdâb-ı
Mîrî”, “Kadı Mîr” hâşiyeleri, sâ’ir fünûndan yirmi yedi risâle”.
Allâme-i müşârun ileyhin mahdûmları Mehmed Sa’îd, Yûsuf, Ahmed Hâlid Efendiler de
meşâhîr-i ulemâ ve mevâlîdendir. Dâmâdları ikidir. Biri Amasyalı el-Hâc İbrâhim Efendi bin
Mehmed olup mahdûmu Fâ’iz Abdürrahîm Efendi’dir. Diğeri Amasyalı Süleyman Efendizâde
kethüdâ-yı sadr-ı âlî Hacı Mustafa Efendi olup mahdûmu re’îsü’l-küttâb Abdullah Berrî
Efendi’dir.
174 Sakızlı İlyas Efendi, Halvetiyye meşâyihinden olup Sakız’da tekke şeyhi iken 1118’de vefât etti. “Mısrî”
demekle meşhur Maltepeli Mehmed Niyâzî Efendi de 1105 saferinde menfa’ası olan Limni’de vefât etti.
564
566