Page 571 - 6-8
P. 571
Amasya Tarihi Cilt: 12
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Abdullah Efendi-Dayızâde
Amasyalıdır. Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından [49] Amasyalı Dayı el-Hâc İsmâîl Ağa’nın
oğludur. Gençliğinde pederiyle İstanbul’a gidip tahsîl-i ilm ü ma’rifet ve hattât Sivaslı
Şemseddîn Efendi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ahzederek Amasyalı Sarı Cebecibaşı Abdullah
Ağa’ya dâmâd ve Defterdâr Efendi kalemine çerâğ oldu.
Mezkûr kalemde terakkî ederek hulefâdan olup 1184’de bâ-rütbe-i hâcegânî serdârlar
kâtibi, ba’dehû yeniçeri efendisi oldu. Menâsıb-ı sağîrayı devrederek 1197’de vefât etdi. Hisse-
mend-i ma’ârif, kâtib, hattât-ı meşhûr idi. Mahdûmu Hâfız İsmâîl Efendi’dir.
Abdullah Efendi-Müftüzâde
Gümüşlüdür. Esbak Gelibolu müftüsü Gümüşlü Mehmed Efendi’nin oğlu ve Şeyhülislâm
Ahmed Efendi’nin kardeşidir. İstanbul’da ikmâl-i tahsîl edib bi’l-imtihân 1162’de müderris ve
ders-i âm oldu.
Esnâ-yı tedrîsinde ikmâl-i devre-i medâris edib 1191’de Haleb mollası oldu. Müddet-i
örfiyyesinin hitâmında mün’azil olup 1198’de Bursa mollası ve 1200 muharreminde Medîne-i
Münevvere kadısı oldu. [50] 1201 muharreminde ikmâl-i müddet ederek avdet ve
cumâdelûlâsında dâr-ı bekâya rihlet etdi. Sultân Bâyezîd Kabristânı’nda medfûndur. Ulemâdan
idi.
Abdullah Efendi-Karamânîzâde
Amasya’da Halfet Gâzi müderrisi ve mütevellîsi Karamânî Hâfız Ahmed Efendi’nin
oğludur. Ulemâdan tahsîl-i ilm ü ma’rifet ederek 1189’da Halfet Gâzi müderrisi ve ba’dehû
pederinin vefâtıyla vakfı mütevellîsi olup 1205’de her iki cihetten infisâl ve ba’dehû irtihâl
etmişdir. Ulemâdan idi.
Abdullah Ağa-Silâhdâr es-Seyyid
Lâdiklidir. Vakfiyesinde mezkûr olduğu üzere Lâdik’te medfûn sâhibü’l-hâl Emîr Ahmed
Kebîr-i Rifâ’î ahfâdından olup zâviyesi şeyhi ve vakfı mütevellîsi oldu. Nûreddîn Mehmed
Efendizâde es-Seyyid Abdülkerîm Efendi’nin oğlu ve Merzifon a’yânından Dede el-Hâc
Mehmed Ağa’nın kerîmezâdesidir.
Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından Lâdikli Çayırzâde İbrâhim Ağa’nın sevki ve Amasyalı
Ocak İmâmızâde es-Seyyid İbrâhim Paşa’nın ma’rifetiyle Enderûn-ı hümâyûn sarâyına [51]
girdi. İyi bir tahsîl gördü. Yoluyla terakkî ederek temâyüz etdi. 1203 recebinde Üçüncü Selîm’in
cülûsunda kahvecibaşısı ve gözdesi olan Amasyalı Hüsâmeddîn Ağa’nın sevk ve ta’rîfiyle baş-
çukadâr oldu.
1204 muharreminin sekizinde pâdişâha kendisini beğendirmiş olduğundan rikâb-dâr ve
bir gün sonra silâhdâr-ı şehriyârî oldu. Hüsâmeddîn Ağa’nın devâm-ı ikbâlinde hizmeti
makbûl-i pâdişâhî olarak vüzerâyı kuşkulandırmışlardı.
Ancak Melek Mehmed Paşa 1206 ramazânında sadr-ı a’zam olup şevvâlinin on yedisinde
İstanbul’a geldikde öteden beri nüfûz ve ikbâlini kıskandığı Hüsâmeddîn Ağa’nın aleyhinde
rikâb ağalarını tahrîk ederek müşârun ileyhi 1207 muharreminin ikisinde vezâretle Bosna
vâliliğine gönderdiğinden sâhib-i terceme mu’însiz kaldı.
Nizâm-ı cedîd aleyhdârı olan Hazînedârzâde Süleyman Bey’in nüfûzu Cebbârzâde
Süleyman Bey’i tehdîd edecek ve Nizâm-ı cedîdin te’sîsine engel olacak avârız göstermekte ve
Hazinedârzâde’nin medâr-ı istinâdı da sâhib-i terceme olduğu Cabbarzâde’nin iş’ârâtından ve
müşârun ileyhin ba’zı harekâtından istidlâl edilmekte idi. [52]
Bundan dolayı Melek Mehmed Paşa sâhib-i tercemeyi kurb-i pâdişâhîden atmak
teşebbüsâtına girdiği ve halbuki Nizâm-ı cedîd işlerinde kendisinin acz ü rehâveti cihetiyle 1209
rebîülevvelinin yirmi beşinde azledilerek Safranbolulu Mehmed İzzet Paşa sadr-ı a’zam olup
İstanbul’a gelmiş idi.
568
570