Page 51 - muze
P. 51

uygulanırken  1696  tarihinde  altın  sikkelere  de  vurulması  Osmanlı  para  tarihinde

                        önemli bir olay olmuştur. 284

                             Zer-i Mahbub

                             “Sevilen altın” anlamına gelen zer-i mahbub, ilk defa II. Mustafa zamanında

                        basılmış bir tür altın sikkedir. 285  Sikke üzerinde padişah tuğrası bulunduğu için “yeni
                        tuğralı,  cedîd  eşrefî,  tuğralı”  gibi  isimler  de  verilmiştir.  İstanbul’da  basılan  cedîd

                        eşrefîler Mısır’da da basılınca karışıklığı ortadan kaldırmak adına bu altın sikkeler
                        zer-i mahbub olarak anılmaya başlamıştır. 286


                             Zer-i  mahbub  altınları  106  dirhem  saf  altına  4  dirhem  alaşım  katılarak,  110
                        dirhem altından 100 adet cedid eşrefi sikke darp edilmiştir. Fakat Mısır’da dirhem

                        3,07 gram standardında olduğu için 115 dirhemden 100 altın sikke bastırılarak Mısır

                        ve  Kostantiniye  altın  standartları  eşitlenmiştir.  Zer-i  Mahbub  altınları  20-22  mm.
                        çaplılara ek 26-29 mm. arasında kesilmiş geniş alınlı olarak iki farklı boyutta darp

                        edilmişlerdir. 287

                             III. Ahmed döneminde (1716) 24 halis ayarda, yarım miskal (12 kırat=2, 60

                        gram) ağırlığında, 18 mm. çapında “İstanbul zer-i mahbubu” adı verilen yeni altın
                        sikkeler basılmıştır. Bu sikkelerin önceki zer-i mahbub altınından farkı darp yerinin

                        Kostantiniye  yerine  İslâmbol  yazmasıdır.  I.  Mahmud  döneminde  basılan  altınların
                        ayarları binde 952’ye azaltılmış, cedîd  zer-i mahbublar 110 paraya (330 akçe) eşit

                        tutulmuştur.  1770  tarihinden  sonra  altın  sikkeler  piyasadan  kalkmaya  başlayınca,

                        alışverişler  beyaz  akçeyle  yapılmaya  başlanmıştır.  Bu  durumun  fiyat  artışlarına
                        neden  olması  üzerine  zer-i  mahbubların  değeri  120  paraya  çıkarılmıştır.  I.

                        Abdülhamid döneminde zer-i mahbublar ayarı 21’e düşürülmüş, değeri 140 paraya
                        çıkarılmıştır.  III.  Selim  döneminde  ise  ayarı  17’e  indirilmiştir.  IV.  Mustafa

                        zamanında  zer-i  mahbubların  hem  ayarı  düşürülmüş  hem  de  sultan  Abdülmecid

                        zamanına  kadar   sikke  üzerinde  darp  yeri  olarak  tekrardan  Kostantiniye  yazmaya
                        başlamıştır.  II.  Mahmud  döneminde  altın  fiyatları  yükselmiştir.  Bunun  üzerine

                        İstanbul  zer-i  mahbubu  6,5  kuruş,  yarımı  ise  3  kuruş  değerinde  tutulmuştur.


                        284   İbrahim Artuk, “Cedid Eşrefi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 7, Türkiye Diyanet
                           Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 210.
                        285   Atar,  “XVIII.  Asır  Fetva  Mecmuaları  Işığında  Osmanlı’da  Tedavül  Aracı  Olarak  Kullanılan
                           Paralar”, s. 69.
                        286   İbrahim  Artuk,  “Zer-i  Mahbub”,  Türkiye  Diyanet  Vakfı  İslam  Ansiklopedisi,  C.  44,  Türkiye
                           Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2013, s. 281.
                        287   Damalı, Osmanlı Sikkeleri Tarihi, C. 6, s. 1930.
                                                                42
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56