Page 154 - 1-4_2
P. 154
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
mahallede kalıp "Şeyh Kırık Tekkesi" nâmıyla meşhûr olduğu hâlde ba'dehû galat olarak
"Çıkrık Tekkesi" denmişdir.
Bu tekkenin meşîhati yüz sene kadar "Şeyh Kırık" sülâlesine münhasır olduğu hâlde
"Sultân Süleyman Hân-ı Evvel" hazretlerinin devrinde makâm-ı tedrîsde pîr olmuş ulemâya
ber-vech-i tekâ'üd verilmiş ve 1131 hudûdunda meşâhîr-i ulemâdan Tokatlı "es-Seyyid eş-Şeyh
Mustafa Efendi" ve ba'dehû "eş-Şeyh Mehmed Efendi" ve ba'dehû "es-Seyyid eş-Şeyh İsmâ'îl
Efendi" şeyh ve mütevellî olup bir müddet harâb olduysa da ulemâdan ve ricâl-i
Nakşbendiye'den müftü "Şeyhzâde es-Seyyid eş-Şeyh Osmân Efendi" i'mâr ederek şeyh ve
mütevellî olduğu hâlde mûmâ-ileyhin irtihâlinde bir daha i'âdesi mümkün olamayacak
derecede 1257 sâline doğru mün'adim olmuşdur. Gâyet muhtasar olan şu îzâhâtı, mütâla'a
buyurulan erbâb-ı tedkîkin nazarında şu hânkâhın ne kadar târîhî bir tekke olduğu ta'ayyün
eder.
17- "Darbhâneci Tekkesi": Pervâne Bey Mahallesi’nde olup Bâlî Bey Câmi-i şerîfi
şarkında Pervâne Bey Mahallesi’ne giden sokağın içinde çeşmenin arkasında idi. Şimdi yerini
iki hâne işgâl etmekdedir. Bu tekkeyi "Ahi Darbhâneci" demekle meşhûr Amasya'da darbhâne
emîni olan "Şemseddîn Ahmed [239] Çelebi" 836'da binâ ve evkâfını tanzîm etmişdir. Sâdât-ı
Rufâ'iyye'den "es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Efendi" ve müderris "Abdî Efendizâde es-Seyyid eş-
Şeyh Ali Efendi" gibi ulemâ bu tekkede icrâ-yı meşîhat etmişlerdir. Şimdi yalnız mescidi harâb
olarak duruyor.
18- "Kağnı Tekkesi": Devehâne Mahallesi’nde olduğu mukayyed olup esbak Amasya
mütesellimi "Kağnı el-Hâc Ali Ağa" 1017 hudûdunda binâ ve Kâdirî meşâyihine tahsîs
etmişdir. Bu tekkenin mütevellîsi "Aydın Paşazâde Ali Bey" 1079'da i'mâr edib 1143'de
yandığından zâyi' olmuş ve 1226'da meşâhîr-i ulemâdan ve ricâl-i Nakşbendiye'den
"Taşköprülü el-Hâc Hâfız Abdullah Efendi" hânesi önünde tekkeyi ihyâ ve şeyhliğini kendisi
îfâ etmiş ve irtihâlinde mahdûmu "eş-Şeyh Mehmed Ârif Efendi" yerine kâ'im olmuşdur. Bu
"Taşköprülü Tekkesi", eski "Kağnı Tekkesi" yerinde olduğu maznûndur.
19- "Kutub Tekkesi": İmâret Arkası demekle meşhûr olan Hacı İlyâs Mahallesi’nde
Sultân Bâyezîd Medresesi’nin garbında kâ'in sokağın içindedir. Hulefâ-yı Halvetiyye'den
"Kutub Dede" demekle meşhûr "eş-Şeyh Ahmed Efendi" tarafından 1018'de binâ ve evkâfı
tanzîm edilmişdir. Kutb-ı müşârün-ileyh orada şeyh olup irtihâlinde halîfesi "eş-Şeyh Mehmed
Efendi", ba'dehû kibâr-ı ulemâdan [240] "eş-Şeyh es-Seyyid İbrâhim Efendi" tekke şeyhi olmuş
ve ba'dehû ulemâ-yı mütekâ'idîn şeyh olarak, "Çatal Hâfız" demekle meşhûr mazınne-i
kirâmdan "eş-Şeyh Ahmed Efendi" ve 1220'de irtihâlinde "Yeşil Şeyh" demekle meşhûr
"Apardızâde es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Efendi" bu tekke şeyhliğinde benâm olmuşlardır.
20- "Kuşbâz Tekkesi": Ya'kûb Paşa Dâ'iresi’nin şark tarafında kâ'in meydâna nâzır bir
mevki'de idi. Hulefâ-yı Halvetiyye'den "eş-Şeyh Ya'kûb Efendi" tarafından 961'de binâ ve
evkâfı tanzîm ve irtihâline kadar meşîhati icrâ edilmişdir. Ba'dehû "eş-Şeyh Abdurrahmân
Efendi" ve irtihâlinde ikinci "Şeyh Ya'kûb Efendi", ba'dehû "eş-Şeyh Hasan Efendi" şeyh
olmuşlardır. Mu'ahharan harâb olup 1315'de evkâfı ma'ârife zabt edilmişdir.
21- "Gülâbî Tekkesi": İçeri Şehir’de Câmi-i Enderûn Mahallesi’nde olup 973'de
beylerbeyilerden "Gülâbî Paşa" tarafından binâ ve evkâfı tanzîm edilmişdir. Bu da Kâdirî
tarîkına mahsûs olduğu hâlde 1100 sâlinden sonra tarîk-i Nakşbendî ricâli şeyh olmuşlar idi.
Şimdi yeri bile gâ'ib olmuşdur.
22- "Gümüşlüoğlu Tekkesi": Tâciye demekle müseccel olanGümüşlü Câmi-i şerîfi’nin
şark ve cenûb taraflarında bulunan mevki'-i hâlîdir. Amasya'da Halvetîler'e mahsûs olarak
yapılan ilk tekke budur. İki yüz seneden ziyâde "Gümüşlüzâde" hânedân-ı [241] kirâmına
ma'bed olmuş mübârek bir mevki'dir. "Gümüşlüzâde Pîr İlyâs" hazretleri ibtidâ burada ihtiyâr-ı
halvet ve neşr-i tarîkat edib 813'de irtihâlinde halîfesi ve dâmâdı "Gümüşlüzâde Pîr
Abdurrahmân Çelebi" ve ba'dehû mahdûmu "Gümüşlüzâde Celâl Çelebi" ve ba'dehû bunun
mahdûmu "Pîr Hayreddîn Hızır Çelebi" ve 890'da hazret-i pîrin ahfâdından "Gümüşlüzâde Sûfî
141
153