Page 226 - 1-4_2
P. 226
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
2- "Hazar Anarı"dır ki: "Olcâs bin Türk" ahfâdından "Hazar Hân bin Mensil" adlı bir
hükümdârdan türeyen evlâda, bütün nesle "Hazar" denir. Bunlar kurûn-ı ûlâda mu'azzam bir
hükûmet sâhibi oldukları hâlde mu'ahharan parçalara münkasim olarak eski satvetleri zâ'il olup
bunlardan Âs, Abhâs, Câcan, Sâkît, Hezâre" 232 gibi uluslar hâsıl olmuşlardır. [31] Hazar"
kelimesi "Hâzâr"dan ya'nî "Havzâr"dan muhaffef olup "Uzar" kelime i ma'lûmesinden
mu'arrebdir, "Hûzâr" dahi denir. "Mensil ve Mencil" kelimeleri "Mengli" lafzından
mu'arrebdir. "Sakît", Türk dilinde "Müşterî" ve "Sakîk" de "Zühre" yıldızlarına denir. "Sâk,
Sâkây" dahi denmişdir. "Sâkâr (Sâkâr (راقاص)", "Sâkâk (Şakagı)", "Sâkâl (Sâkâl (لاقاص)",
"Sâkân (Zekan)", "Sâkâv (Sâkav, pepe)", "Sâkûr (Zâgûr, Geyik yavrusu)", "Sâkûn (Feryâd ve
ricâ)", "Sâkız (Sâkız (زيقاص)" gibi kelimât bu "Sakît ve Sakîk" gibi çekip sığamak, sıkıp
çıkarmak ve çokça hareket etmek ma'nâsına olan "Sakmak" masdarından me'hûzdur. "Sâkît"
kelimesi "Sakît ve Sakvît" sûretinde mestûr olup "İskît" nâmıyla meşhûr olmuşdur. Evlâdına
târîhen "İskît" denir.
3- "Sîn Anarı"dır ki: "Yagur bin Türk" ahfâdından "Sayın bin Usturmay" demekle
meşhûr bir kimseden türemişdir. Bunun evlâdında şu'ûb ve kabâ'il pek çok olduğu münâsebetle
her bir tîresi birer anar olarak diğer şu'ûba münkasim olmuşdur. "Sîn", "Çin" lafzından ve
"Sayın" dahi mes'ûd ve zengin ma'nâsına olan "Çayın, Sayın" lafzından mu'arreb ve "Çin",
"Çayın" kelimesinden muhaffefdir. "Usturmay", "Usturtay ve Suturtay" gibi eşkâl-i
muharrefede muharrer ve âkil ma'nâsına olan "Usurbay" lafzından mu'arrebdir.
4- "Tagmaç Anarı"dır ki: "Tütük bin Türk" ahfâdından "Tagmaç" nâmıyla meşhûr bir
hânzâdeden türemişlerdir. Bunlara el-yevm "Tibet" denir. Arablar'ın tâ'nın zammı ve bâ'nın
teşdîdiyle "Tübbet" diye zabt etdiklerine nazaran "Tûbât" lafzından ta'rîb eyledikleri
anlaşılmakda ise de aslı, [32] "Tîbât" olmalıdır. Ba'dehû "Tibet" denmişdir. "Tagmaç", tâ-i
mühmelenin fethi ve gayn-ı mu'cemenin sükûnuyla mazbût olup "Tevhâc, Tevgâc ve Tavgâc"
dahi zabt olunmuşdur. Türkçemizde doğacak yer, ya'nî ufuk yâhud matla' ma'nâsına tâ'nın
zammıyla "Tavgac"dır. Binâ'en-aleyh "Tagmâc", "Tavgac" lafzından muharrefdir.
5- "Fin Anarı"dır ki: "Yagur bin Türk" ahfâdından "Fin bin Cüyâr"dan hâsıl olan soya
umûmen "Fin, Fene, Fenvâ, Feni" denir. Asya ve Avrupa'da meskûn "Ustun, Bulgar, Lanid,
Macar" gibi Hristiyan tîreler bu soydandır. "Fin", huyu güzel ve sa'âdeti düzgün ma'nâsına olan
"Bayın" lafzından ve "Cüyâr" dahi "koyula koyula yanar" ma'nâsına olan "Guyâr"
kelimesinden mu'arreb olup bu neslin efrâdı "Altâyîler" ile pek karışmış bir hâldedir.
6- "Malây Anarı" olup Yagur bin Türk ahfâdından Malây nâm kimsenin evlâdına denir.
Malay "hâlis süd ve südün yüzü" ma'nâsına olan "mâlây" ya'nî "bâlây"dır.
7- "Mancu Anarı" olup "Tütük bin Türk" ahfâdından "Mancu" nâm hükümdârın
evlâdına denir. Türkler arasında "Mâncu, Mancur, İlmancur" demekle meşhûr olan
"Mançur"dan muhaffef ve müzeyyen ma'nâsınadır. "Mançurya"da meskûn kabâ'il-i Tûrâniyye
bunun soyundandır.
8- "Heralit Anarı"dır ki: "Tütük bin Türk" ahfâdından "Heral bin Süday" nâm kimseden
türemişdir. "Hıtây, Kirayit" vesâ'ir Moğol [33] tîreleri bu soydan teşa''ub etmişdir. "Karalta"
demekle de meşhûr olan "Heralit (Uralit)" lafzından mu'arreb olup "Ural", demircilerin
üzerinde çivi vesâ'ire döğdükleri, vurdukları örs ma'nâsınadır. "Südây", istirâhat etmiş
ma'nâsına olan "Süktây" lafzından mu'arrebdir.
9- "Heytal Anarı"dır ki: "Olcâs bin Türk" ahfâdından "Heytal bin Âlem ibni Sâm bin
Turâs" nâmıyla meşhûr olan hâkânın evlâdına denir. "Heytal" iklîminde iştihâr eden
232 "Âs", "Asıg" yâhud "Usag" lafzından muhaffef ve mu'arreb olup ibtidâ Hıtâyîler arasında bulunmakla "Âsît,
Âstîn" denmiş ve aslı üzere "Osuga, Kosaha" nâmıyla iştihâr edip ba'dehû Îrânîler ile münâsebetde
bulunduklarından "Îrûn" nâmı verilmişdir. "Abhâs", "Abaz" kelimesinden mu'arreb ve ba'dehû "Çerkes"
tîresine karışmakla "Abaza" denmişdir. "Câcan", el-yevm "Câcân ve Çeçen" dediğimizdir. "Hezâre", "Âzâr"
lafzından mu'arrebdir.
524
225