Page 233 - 1-4_2
P. 233

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


               "yazar" kelimesi "yasar" lafzından muhaffef olmalıdır. Buna "Yazur, Yazgur ve Yazgır" dahi
               denir. Evlâdı "Yazarlı" demekle meşhûrlardır. Amasya'da medfûn olan Cemâleddîn Bey Yazârî
               ve mahdûmu Muhyiddîn Mehmed Yazârî bunlardandır.

                      Türk  ve  Moğol  târîhlerinin  verdikleri  şu  ma'lûmâta  Arab  müverrihlerinin  zabtı  bir
               derece muhâlif olup yirmi dört batn yerine yirmi iki batn isbât ve bunların içinde Karkın, Kızık,
               Yabur  oymakları  Uygurlardan  [46]  ma'dûd  olarak  Yabur  makâmında  "Cârık"  kabîlesi  zikr
               edildiği  Ikdu'l-Cümân'dan  anlaşılmakdadır.  Binâ'en-aleyh  Kayılar  Uygurlar'dan  olmayıp
               Oğuzlar'dan olduğu muhakkakdır.
                      Oğuz  Hân'ın  amcası  Öz  hân'ın  kızından  tevellüd  eden  Güyün,  Ayık,  Yıldız  nâm
               oğullarına ve ahfâdına "Bozok" ve diğer amcası Güz Hân'ın kızından mütevellid oğullarına ve
               ahfâdına  "Üçok"  nâmını  vermiş  ve  hânlığı  Bozoklar'a  tahsîs  ederek  "Sağ  Kol"  ve  büyük
               me'mûriyetleri de Üçoklar'a tahsîs ederek "Sol Kol" demişdir.
                      Oğuz  Hân'ın  bunlardan  mâ-adâ  câriyelerinden  tevellüd  eden  evlâdı  olup  bunların
               ahfâdına "Öz Türkmenler" denir. Öz Türkmenler'den yirmi oymak temâyüz edib bunların her
               biri anar hükmündedir. İsimleri hurûf-ı hecâ üzere şunlardır:
                      Ok (Oguk), Oklân (Kelân), Tûrûm, Câmıc (Cumûg), Durman, Saltân (Sâltân (sad ile),
               Sevic (Sâyûc), Sürcek (Sürçâk), Karasa (Karaca), Kazgur, Koçuk, Kôy (Koyun), Kırgız, Kete,
               Gôdây, Girây (Gûrây), Gögül, Güne (Kunây), Hersân (Arsân), Yüzünc (Yasanc).
                      Bunların  mecmû'u  "Guz"  nâmıyla  meşhûr  olan  Türkmenler  olup  Arab  âleminde
               Kureyş'in  mevki'i  kadar  Türk  âleminde  Guzlar'ın  nüfûz  ve  i'tibârı  olmakla  [47]  yirmi  dört
               soydan büyük devletler hükûmetler, emâretler zuhûr etmiş ve her biri cihâna dehşet vermişdir.
                      "Tagar", "doğar" lafzından mu'arreb olup "tahâr" dahi denir. Togar, Altay Hân'ın oğlu
               ve  Bars  Hân'ın  kardaşı  olup  evlâdının  meskûn  oldukları  yerlere  Tahâristân  denmiş  ve
               mu'ahharan "Tâtâr" demekle meşhûr olmuşlardır.
                      Kurûn-ı ûlâda "İskît" nâmıyla pek meşhûr olan kabâ'il-i Turâniyye Hazerîler'den Sâkît
               evlâdıyla Altayîler'den Çağatây evlâdı olup her ikisi de akvâm-ı mütecâvireye tecâvüzleriyle
               "Tâtâr" nâmını almış ve ba'dehû Avarlar, Onguzlar, Togarlar bunlara iltihâk etmekle cümlesine
               "Tâtâr" denmişdir. Binâ'en-aleyh "Tâtâr" sıfat-ı gâlibesi bir nesle münhasır olmayıp Moğollara,
               Nogaylara hattâ Hıtâyîlere bile "Tâtâr" nâmı verilmişdir.

                      Çerkesler Anadolu'da hükûmet etmiş olan Hitit hükümdârlarının sülâlesinden Atıg  237
               Hân bin Kemîr Hân, Ayık Hân    238  bin Gün Hân bin Oğuz Hân'ın hemşîresi Çirgâs ile izdivâc
               ederek bunların evlâdıdır. 239  [48]
                      Atıg Hân'ın bu Çirgâs'dan tevellüd eden evlâdına Kutay lehcesi üzere "Çirgâst" ya'nî
               Çirgâslı ve nisbeti hazf olunarak "Çırgâs, Kirgâs" ve bi't-tahfîf "Çerkes" denmişdir. Fakat bu
               Çırgâs  evlâdının  babaları  Atıg  Hân  olduğu  münâsebetle  nisbetinde  Atıget  (Atigat)  ve  tâ-i
               nisbetin hazfıyla "Atiga, Adiga" ve ta'rîbinde "Ezkeş" denmişdir.
                      Binâ'en-aleyh Çerkesler baba tarafından Ural şu'besinden "Hıtâ Kutây, Hitit" uruğundan
               olduğu  gibi  ana  tarafından  dahi  Altay  şu'besinden  "Guz,  Oğuz"  uruğundan  olduğu  cihetle
               Tûrânîler'den ya'nî Türkler'den olduğu târîhen muhakkakdır.
                      Çerkesler'in  Türkler'den  bir  şu'be  olduğunu  "Mürûcü'z-Zeheb,  Mesâlikü'l-Ebsâr,
               Nihâyetü'l-Ereb, Ikdu'l-Cümân, Ta'rîfü'l-Ümem" gibi yirmi kadar müdevvenât-ı  târîhiyyede


               237   Atıg, târîhen meşhûr olan Bârhâtî'dir. Atıg, el-yevm "atak" dediğimiz olup kerîm ve sahî ma'nâsınadır. Kemîr,
                  Kîmer  yani bûrun kemiretliği manasınadır.
               238   Ayık, târîhen Âyıg, Hâ'îg, Hâ'î demekle meşhûr olan Türk hükümdârıdır. Yûnânîler buna "güneşin oğlu"
                  diyorlar ki "Gün Hân oğlu" olmasından kinâyedir.
               239   Çirgâs, zevk-âver ve neş'e-dâr ma'nâsına olup zevk ve neşât etmek ma'nâsına olan "çırgamak" masdarından
                  me'hûz bir sîga-i vasfiyyedir. Yûnânîler bunu "Sîrse, Serset, Sîrkes, Sîrâkes" nâmlarıyla kayd etdikleri gibi
                  müverrihîn-i Arab "Cerkes, Cerkeş, Serkeş" nâmlarıyla zabt etmişlerdir.
                                                           531
                                                           232
   228   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238