Page 235 - 1-4_2
P. 235
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 2
Çünkü Altay lehcesinde üstü oldukça düz, balık sırtı gibi yuvarlak ve yayvan olan
yüksek dağlara ve böyle dağ şeklinde olan ağaçlara "gurc, gurş, garş, gürc, gürş" ve bizim
Türkmen (Guz) lehcemizdeki "geriş" ta'bîr olunur. "Gur" dahi "ugur"dan muhaffefdir. Bu
Gurşîler'in ya'nî Gûrîler'in meskûn oldukları yerler öyle dağlık ve ağaçlık olduğu münâsebetle
vatan-ı ikâmetlerine Gurşistân (Gürcistân) ve kendilerine Gurşîler (Gürcîler) dendiği bütün
tevârîh-i Arabiyye'de mestûrdur.
İşte bu Gûrîler ya'nî Gurşîler (Gürcîler)'den bir kısmı kable'l-İslâm şimdiki Gürcistân'a
gelip ikâmet etmeleriyle bütün kıt'anın ismi tebeddül etmiş ve eski nâmı olan İberya yerine yeni
gelen Gürcîler'e nisbetle Gürcistân nâmı kâ'im olmuşdur.
Çünkü Gürcistân, bi'l-umûm müverrihlerin ifâdâtı üzere kadîmen İberya demekle
meşhûr ve ma'lûm idi. Hâlbuki İbar (İvar)lar Hazerîler'den Avâr kavmi olduğu muhakkakdır.
İbarlar Avrupa'ya girip [52] Macâristânı teşkîl etdikleri zamân yine Türkler'den olan Gurşîler
İberya'ya gelip ikâmetle İberya, Gürcistân nâmını almışdır.
Gürcîlerin dili Gurşîler'in tekellüm eylediği Altay lehcesine muvâfık olup mu'ahharan
Rumluk, Hıristiyânlık te'sîrâtıyla bir derece tağyîre uğramışdır. Eski Gürci hânlarının millî
adları şimdiki tekellüm etdikleri dilleri ednâ bir tahlîl ile Altay Türkçesi olduğu zâhir olur.
"Râmûzu'l-A'yân" nâm eser-i mühimminde Ahısha'da yirmi sene kadar mukîm olan
Muhammed bin Abdullah el-Lekzî el-Avârî ed-Dâğıstânî diyor ki: Gürciler Avârlar'ın
bekâyâsından olup mu'ahharan Gurşîler'den, Lekzîler'den mürekkeb büyük bir kitle orada
ikâmet etmiş olduğu münâsebetle Guriştân ve Gürcistân ve ba'dehû ta'rîb olunarak Cürcistân
denmişdir.
Gürcistân'da dört büyük kabîle olup her kabîlenin kendine göre mevki'i, hânı, idâresi
olduğu münâsebetle aralarında kanlı muhârebât olmuş ve bu ihtilâfât-ı dâhiliyyeden milel-i
müstevliye ve en sona Ruslar istifâde ederek Gürcistân'ı istîlâ etmişlerdir. Dört kabîle şunlardır:
1- "İmer" olup elsine-i Tûrâniyye'de hemze ile hâ ve mîm, vâv ile bâ'nın yek-diğeriyle
tebâdülü şâyi' olduğundan "Îbâr, Îvâr, Îvâr" ve bunların hafîfi olan "Îber, Îmer, Îver" kelimeleri
yek-diğerinin aynıdır. Cümlesi de bâlâda mestûr olduğu üzere "ipamak, ipemek" masdarından
me'hûzdur. Parlak, fa''âl ma'nâsınadır. İmerîler, İmerli ma'nâsına olan [53] "Îbret, Îmret"
demekle meşhûr olduğundan ikâmet etdikleri yere "İmretî" denmiş ve Bizans hükûmeti bu
kıt'aya Lekzîler'in ikâmeti münâsebetiyle "Lâzîk" nâmını vermişdir.
2- "Gûr" olup "ugur" lafzından muhaffefdir. Gurşîler'in Özürket kazâsı ve Batum
sancağı havâlîsinde tavattun etdikleri münâsebetle o kıt'aya "Gûryâ (ايروغ), Gûrîl (ليروغ),
Gûrîl (ليروك)" denmişdir. Özürket, esirgeyen ma'nâsına olan "Özürkây" kelimesinin mensûbu
olduğu meydândadır. "Bilkây, Bilkât ve Bilket" gibi. Gürcistân'da bu kabîle müddet-i medîde
hükûmet etmiş idi.
3- "Kartalos", kisve-i Yunâniyye'ye girmiş bir kelime-i Tûrâniyye olup "kartuk ve
karta" ya'nî bizim el-yevm "kerte" dediğimizdir. Ağacın budağı ve bir şeyin derecesi
ma'nâlarınadır. Gürci lehcesi üzere "kartal, kartûl" ve ba'dehû Yunân lehcesi üzere "kartalos"
denmiş olup "kartalı" dahi denir. Karta, bu kabîlenin dedesi adı olup Ahısha vilâyeti havâlîsinde
ikâmet etdikleri münâsebetle oralara "Kartalı" nâmı verilmişdir.
4- "Mekrî" olup Türk dilinde kızgın, bağırgan kurda denir. Çağlayarak çıkıp,
uğuldayarak gitmek ma'nâsına olan "mungurmak, mangırmak, mengirmek" masdarından
me'hûzdur. "Mekrât, Mekrîn, Mekrî" isimleriyle müsemmâ pek çok Türk adı ve oymağı vardır.
Moğollar'ın "mongrı, mıngrı" ve Gûrîler'in "mekri" dedikleri bizim "böri" dediğimizdir.
"Mangırıc, marıc, mungrân, mûrân" dahi şedîdü'l-cereyân [54] ırmağa denir. Gürcistân'da
Zogadîd ve Sinâk kazâları havâlîsine "Magril, Mekril, Mıngaril ve Magarlı" denmişdir.
Bu dört anardan Acar (Acara, yeni ve gürbüz), Erdogan (Ardahân), Agâl (Ahal), Sâkîm
(Zekim) oymakları zuhûr etmişdir.
533
234