Page 252 - 1-4_2
P. 252

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Binâ'en-aleyh Kürtler, bin seneden beri Türkler ile bir halîta-i müttahide olmuşdur ki
               yek-diğerinden temeyyüz ve infikâkı mümkün değildir. Kürt, lafzen Türk kelimesinin aks-i
               müstevîsi olduğu hâlde dînen, rûhen ve terkîben aynı olduğunu tedkîk edenler, Kürtler'i Türk,
               Türkler'i de Kürt olarak görebilir. Bugün şu vilâyât efrâdından biri Kürdî, Arabî olduğunu iddi'â
               ederse ced-be-ced Türk olmadığını isbât edemez.
                      Amasya  Sancağı'nda  meskûn  olan  Hristiyânlar,  Becenek,  Kumân,  Ermenî,  Rûm
               milletlerinden ibâretdir. Fakat Becenekler ile Kumânlar, Ermenîler ile Rûmlar'a karışmış gibi
               bir hâlde olduklarından Amasya'da Hristiyânlar yalnız Ermenî ve Rûm zann olunur. [100]
                      Becenekler, Altay şu'besinden ayrılmış bir Türk ili olup Uygurlar'dan 262  ma'dûd idi.
               Hicret-i  seniyyeden  iki  asır  kadar  mukaddem  Türkler'in  Asyâ-yı  Garbî  ve  Avrupa'ya
               muhâcemâtı esnâlarında bunlar gelip Erzurûm, Sivas ile Trakya kıt'asında Tuna boyuna kadar
               meskûn olmuşlar idi.
                      Becenek, "ekenek" vezninde olup "bezenek" lafzının aynı olmakla bezenmiş demekdir.
               Nüzhetü'l-Müştâk'dan  ve  sâ'ir  tetebbu'âtdan  münfehim  olduğu  üzere  Becenekler'den  Erzen,
               Bâbert,  Zara,  Kemâh,  Helken  oymakları  târîhen  meşhûr  olup  müslim  Türkler'in  Anadolu
               kıt'asını istîlâ etdikleri zamâna kadar bunlar mevcûd idi.
                      Ersen oymağı, "Ersan Hân" demekle meşhûr bir Becenek hükümdârından türemiş olup
               el-yevm Erzincân ve Türkler arasında "Erzingân" demekle meşhûr olan belde bu hükümdâr
               Ersan Hân adından galat olarak Becenekler'in vatanı olmuş idi. 263
                      Erzurûm  vilâyeti  bu  Ersan  Hân'ın  taht-ı  hükmünde  olan  bir  kıt'a  [101]  olduğu
               münâsebetle buralara "Erzenü'r-Rûm" denmişdir. Çünkü Îrân ve Âmid vilâyetleri dâhilinde
               "Ersan"  nâmıyla  meşhûr  iki  şehir  olup  Diyârbekir  vilâyetindeki  şehre  "Arzân"  ve  Îrân'ın
               dâhilindeki şehre "Erzenü'l-Acem denmişdi.
                      Bu oymak Türkler arasında "Ersanlu" demekle meşhûr olup mu'ahharan kabûl-i İslâm
               ederek  Selçûkîler'e  karışmış  ve  ta'rîb  olunarak  "Erzenlü"  denmişdir.  Meşâhîr-i ulemâdan
               Ebu'l-Hasan Alî bin Mes'ûd el-Erzenî bunlardandır. Hattâ Erzincân ve Erzurum hükümdârı
               Emîr Mengücek bunlardan olmalıdır.  264
                      Bâbert  oymağı,  Bay  Burt  demekle  meşhûr  Becenek  baylarından  ya'nî  beylerinden
               birinin evlâdı olup el-yevm Bayburt nâmıyla meşhûr olan kasaba bunların merkezi idi. Bâbert,
               Bayburt'un mu'arrebi olup "burt" Becenek dilinde "kurt" dediğimizdir.
                      Bu oymak, Selçûkîler'in Anadolu'ya bidâyet-i vürûdunda kabûl-i İslâm etmekle aslına
               rücû' etmişdir. Bayburt evlâdından Kutlu Bey ve ba'dehû Hızır Bey ve ba'dehû Kâsım Bey pek
               meşhûr olup Hızır Bey'in Sivas hükümdârı Eretnâ Hân ile musâdakası vardır. Allâme-i meşhûr
               Ekmeleddîn Muhammed Bâbertî bu kasabadan, belki bunlardandır. [102]
                      Zâra oymağı, Becenekler'den "Sârâ" demekle meşhûr bir bayın evlâdı olup merkezleri
               Sivas vilâyeti dâhilinde Zâra kasabası idi. Zâra'nın aslı olan Sârâ, Türkmenler'in "sarı" dedikleri
               avcı bir kuş olup "saru" bülbüle denir. Bunlar mu'ahharan kabûl-i İslâm etmiş cesûr adamlar
               olmakla evâ'ilde başıbozuk olan cesûr askere "sarıca" denmişdir.
                      Kemâh oymağı, Beceneklerden "Kimâk" nâmında bir kimsenin evlâdı olup meskenleri
               el-yevm "Kemâh" nâmıyla meşhûr olan kasaba ve havâlîsi idi. Kemâh ve Kemah'ın aslı olan
               "Kimâk ve Kimâk" bizim "kimük, kemük" dediğimizin aynıdır.




               262   Uygurlar, Oğuz Hân ile Pars Hân arasında olan atalardan ayrılmış oymaklara denmişdir. Bunlara umûmen
                  "Hıyâtile" denir.
               263   Ersan ve Ersen, def'aten savlet ve ibrâz-ı metânet eden şeye denir. Bu münâsebetle hayvân-ı sâ'il olun esede
                  ve şimşîr ağacı gibi metîn olan acı bâdem ağacına denmişdir. Fakat aralarını tefrîk için esed ma'nâsına olan
                  "arsan" kelimesine bir lâm ilâvesiyle "arslan" denmişdir. Erzen lafzı bu "ersen" kelimesinden mu'arrebdir.
               264   Çünkü  Mengücek,  Tengricik  ya'nî  küçük  tengri  demekdir.  Böyle  ad  Oğuz  tîresinde  ba'de'l-İslâm  yokdur.
                  Binâ'en-aleyh emîr-i müşârün-ileyhin kabûl-i İslâmından mukaddem  vaz' edilmiş olduğu âşikârdır. Becenek
                  ve Harezm Türkleri'nin dilinde bengü, bengi, mengü, mengi lafızları "tengri" dediğimizdir.
                                                           550
                                                           251
   247   248   249   250   251   252   253   254   255   256   257