Page 254 - 1-4_2
P. 254

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               Osmânlılar'ın  zîr-i  idâresinde  bulundukları  hâl-i  hâzıra  kadar  yaşamak  için  böyle
               mecbûriyetlere tesâdüf etmedikleri göz ile görünecek hakâyık-ı bâhiredendir.
                      Rûmlar, Ârîler'den Rûm bin Nîtî evlâdı olup Yûnânîler ile karâbet-i ırkıyyeleri vardır.
               Pek çok vekâyi'-i târîhiyyeden dolayı Rûmlar, kurûn-ı ûlâda Hititler'in taht-ı hâkimiyyetinde
               bulunan  Anadolu  kıt'asına  ibtidâ  müste'men  şeklinde  hicret  ederek  Ak  ve  Karadeniz
               sevâhilinde meskûn olmuşlar idi.
                      Bu hicret mu'ahharan Roma devletinin nüfûzunu Anadolu kıt'ası üzerinde te'sîs etmiş
               olmakla Hitit ve Îrân devletlerinin kuvvetleri za'fa mübeddel olduğu esnâda kıt'a-i mezkûrenin
               iç taraflarına doğru intişâr etmişlerdir.
                      Kurûn-ı ûlâdan beri Türkler'in sılası ya'nî muhterem anayurdu olan Anadolu kıt'asını
               Rûmlar yedi yüz sene kadar çiğnedikden sonra [106] gasbın harâreti zâ'il olarak sâhib-i aslîsine
               i'âde  etmeğe  mecbûr  oldukları  hâlde  dîn  ve  milletlerini  Türkler'in  insâniyyeti  sâyesinde
               muhâfaza etdiler.
                      Fakat Rûmlar ve Ermenîler bilâd ve kasabâtda ikâmet ederek nevâhî ve kurâda meskûn
               olan Becenekler'in, Kumânlar'ın her türlü iktisâbından te'mîn-i servet etmekle hâ'iz oldukları
               nüfûz-ı hükûmet sâyesinde bunları Hristiyân etmişler idi.
                      Mu'ahharan  bu  Hristiyân  olan  Becenekler'den,  Kumânlar'dan  Ortodoks  olanları
               Rûmluğa ve Gregoryen olanları da Ermenîliğe temsîl edilmiş oldukları münâsebetle müslim
               Türkler'in Anadolu'ya vürûdunda Becenekler'den, Kumânlar'dan ba'zıları kabûl-i İslâm ederek
               Türkler'e  ve  bâkîleri  de  Ermenîler'e  ve  Rûmlar'a  karışdılar.  Binâ'en-aleyh  zamânımızda
               Erzurûm, Sivas, Trabzon vilâyâtı kurâsında meskûn ve Ermenî, Rûm diliyle mütekellim ve
               Hristiyân gördügümüz köylüler umûmen Rûm ve Ermenî olmayıp Hristiyânlığı kabûl eden
               Ermenî dilli Becenekler ve Rûm dilli Kumânlar'dan ibâretdir.
                      Hele göçebe hâlinde ve İslâm şeklinde bulunup da yakın vakitlere kadar Türk diliyle
               mütekellim  ve  müslim  adıyla  müsemmâ  oldukları  hâlde  elekçi  tâ'ife-i  Pûşiyân  dediğimiz
               Becenekler'in cehâletlerinden bi'l-istifâde bizim gafletimiz derecesinde Ermenîler'in gayreti bu
               bîçâre Türkleri Ermenî hesâbına kayd ederek Hristiyân göstermeleri bize bir numûne-i ibret
               olmalıdır.

                      Amasya  Sancağı  Amasya,  Erba'a,  Havza,  Zünnûn,  Zeytûn,  [107]  Zile,  Osmâncık,
               Gelgirâs, Köprü, Gümüş, Lâdik, Mecîdözü, Merzifon kazâlarından müteşekkil olduğu 1254'de
               ikmâl edilen tahrîr-i umûmîde nüfûs-ı zükûrunun bâliğ olduğu mecmû'u şudur:
                      Amasya Sancağı'nın nüfûs-ı umûmiyyesi:
                      Müslim: 44560
                      Kıbtî: 65
                      Ermenî: 6350
                      Ma'denci Rûm: 416
                      (Yekûn): 51391

                      Şu nüfûs-ı zükûra bir misli nüfûs-ı inâsın ilâvesiyle hâsıl olan netîce-i umûmiyye dahi
               şudur:

                      Müslim: 89120
                      Kıbtî: 130
                      Ermenî: 12700
                      Rûm: 832
                      Mecmû'-ı Nüfûs-ı Livâ: 102782

                      Hristiyân: 13662
                      Müslim: 89120

                                                           552
                                                           253
   249   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259