Page 40 - 1-4_2
P. 40
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
ettikleri üzerinde durarak Amasya’nın dört bin yıllık kadîm bir şehir olup şehri kuranların da
Türk kökenli bir kavim olduğunu iddia etmektedir. Bu iddiasını Amas kelimesinin dil olarak
kökeni ve çeşitli tarihi kaynaklarda delillendirmektedir. Amasya’ya tarih kitaplarında verilen
isimlerden bahsederek Çakallar, Ferhad Kayası, Veng, Lokman dağı gibi mevkilerin adları ve
tarihleri ile ilgili bilgiler vermiştir. Ardından Arguma, Enderûn, Bâlus, Harşene, Zemendû,
Fon, Kelkis Kaleleri, Yeşilırmak, Çekerek ve Tersakan ırmakları üzerindeki köprülerle beraber
anlatılmıştır. Bu cildin sonraki kısmında ise Amasya şehri sınırlarındaki elli üç mahalle ve
şehrin dışında bulunan iki mahallesi olmak üzere toplam elli beş mahallenin adı, coğrafi
konumu, tarihi, önemli yapı ve mekanları ve şahsiyetleri tanıtılmıştır. Amasya’da bulunan 78
türbe ve şehrin şairlerinin, hattâtlarının, âlimlerinin, şeyhlerinin isimleri sıralanmış; 31 tekke,
8 dârü'l kurrâ, 36 medrese hakkında bilgi verildikten sonra imâretler, ziyafethâneler, Tanzimat
Fermanı’ndan sonra açılan mektepler ve Amasya’daki 27 büyük sülaleden bahsedilmiştir.
Birinci ciltte müellif Amasya Tarihi’ni yazarken kullandığı önemli kaynakları sıraladıktan
sonra Amasya’nın kazâ ve kazâlara bağlı nahiyeleri tek tek incelemiştir. Bütün bu bilgiler
verilirken Amasya’nın farklı mevkileri hakkında yazmış olduğu dörtlükler halindeki şiirleri ile
metnin edebi yönünü de güçlendirmiştir.
İkinci Cilt (İstanbul H.1332, 492 sayfa-Matbû): Aynı zamanda genel Türk tarihi ile ilgili
bilgilerin de verildiği bu ciltte “Birinci Bâb” olarak Amasya Sancağı’nda yerleşmiş olan
kavimler ve tâbi oldukları Tûrân, Pont, Roma, Arab, Rûm, Dânişmendî, Selçûkî, İlhânî,
Türkmânî ve Osmânî" nâmlarıyla meşhûr olan hükûmetler zamanında meydana gelen olaylar
ve sancağın idaresinde bulunan kişiler üç döneme ayrılarak anlatılmıştır. Bu dönemler İslam
dininin doğuşunun öncesinden hicrete, hicretten İstanbul’un fethine ve fetihten sonraki dönem
olmak üzere üç bölümde incelenmiştir. Zaman belirtmek amacıyla hicri takvim tercih
edilmiştir.
İkinci cildin giriş (medhâl) bölümünde Amasya Sancağı’nda yerleşenlerin "Tûrânî ve
Âryânî" olmak üzere iki unsurdan çoğaldığı ve her ikisinin de Yâfes bin Nûh evlâdından
olduklarını belirtmiştir. Ancak bu iki unusurdan birinin ehl-i îmân, diğerinin ise Hristiyân
olduğu, ehl-i îmânın bir mikdâr Kürdlerle beraber çoğunlukla Türk milletinin hakim olduğunu
ifade etmiştir. Müellif daha sonra Türk milletin karakteristik özelliklerini kaynaklar vasıtasıyla
açıklamış ve bu yönleriyle İslam dinine olan büyük hizmetleri üzerinde durmuştur. Türklerdeki
gün ve özellikle ayların adları ve kökenlerini detaylıca ele almış, on iki hayvanlı Türk
takvimine dikkat çekmiş ve Türklerin tâbi olduğu usûl ve ahkâm ile ilgili olarak "tûrâ, kânûn,
37
39