Page 38 - 1-4_2
P. 38

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               İstanbul’a  gidip  Kalenderhâne  Medresesi’nde  kalıp  Tokâdîzâde  el-Hâc  Ahmed  Nûreddîn
               Efendi’nin dersine devam etmiş ve tatil günlerinde de Sultân Fâtih, Sultân Bâyezîd, Sultân

               Süleymân,  Şehzâde,  Ayasofya,  Köprülü,  Râgıb  Paşa,  Nûr-ı  Osmâniye,  Molla  Murâd,  Âşir

               Efendi, Hamîdiye, Es'ad Efendi  kütüphânelerinde mevcûd olan tarih kitaplarını ve mecmua ve
               risaleleri okuyup 1312’de Girit ve 1313’de Sûriye vilâyetlerine gittiğinde Hanya’da Kâdiriyye

               ve Şâm-ı Şerîf’de Zâhiriyye kütüphanelerinde araştırmaya devam etmiştir. Daha sonra Hicâz’ı
               dolaşıp İstanbul’a ve müteâkiben Amasya’ya döndüğünde, pek çok kişiye mürâcaat ederek

               evlerindeki  eski  kitâpları,  defterleri,  berâtları,  vakfiye  sûretlerini,  icâzetnâmeleri,  evrâk  ve
               risaleleri incelemiştir. Aynı zamanda bu dönemde gördüğü bir rüya onu fazlasıyla etkilemiştir.

               Bu rüyayı şu şekilde anlatmaktadır:

                     “Kuş Köprü başında Dersi Tamâm Efendi ile Burma Minâre karşısındaki mezârlık içinde
               ağacın  dibinde  medfûn  olan  zâtın  mezâr  taşları  olduğu  hâlde  kitâbeleri  bulunmadığından

               isimleri ne  olduğu  anlaşılamamış  idi.  Bunların  kim  olduklarını  taharrî  ve  istiknâh  ve
               ihtiyârlardan istifsâr etdiğim esnâda ibtidâ Dersi Tamâm Efendi’yi, ba'dehû Hıfzîzâde Osmân

               Fâ'ik Efendi olduğunu ve ağacın dibinde medfûn bulunduğunu anladığım zâtı rü'yâda görüp

               kendilerini  bana  ta'rîf  ve  şöhret  ve  ensâblarını  i'lâm  ve  tahkîk  için  Amasya  mahkemesi
               sicillâtını taharrî ve Osmân Fâ'ik Efendi de kendisinin kütüphânesinde bir eseri olduğunu ve

               bulup mütâla'a etmekliğimi ihtâr etmeleri üzerine her ikisini de mütâla'a ederek söylediklerini
               ayniyle buldum.”

                     Müellif daha sonra Amasya mahkemesi sicillerini iki defa el kadar kağıtlara kadar tedkîk

               etmiş ve farklı yıllarda  Köprü, Lâdik, Mecidözü, Çorum, Merzifon, Hacıköyü, Bursa, Selânik
               şehirlerini  ziyâret  ederek  bu  yerlerden  pek  çok  kaynak  toplayarak  eserini  yazmaya

                          65
               başlamıştır. Abdîzâde Hüseyin Hüsameddîn Nîksâr’da görev süresinin bitiminde mukaddime
               ve  birinci  bölümü  tamamlamıştır.  İstanbul  Büyükşehir  Belediyesi  Atatürk  Kitaplığı’nda

               Amasya Tarihi’nin müellif tarafından yazılmış bir nüshası bulunmaktadır. Bu nüshada eserin
               ismi “es-Sefînetü’r Râsiye fî Târih-i Amasya” şeklinde yazılmıştır. Bir müsvedde nüsha olduğu

               anlaşılan bu yazmada “Amasyalı  Abdîzâde Hüseyin Hüsameddîn Efendi’nin eseridir” notu

               düşülmüştür. Toplam 428 sayfadan sonra bir de fihrist bölümü eklenmiş olup fihrist bölümünün
               başında  “es-Sefînetü’r  Râsiye  fî  Târih-i Amasya  cüz-i  evvelin  defter  fihristidir”  yazılmış

               olduğu  görülmektedir.  Bu  nüshada  sayfa  kenarlarında  ve  kapakta  pek  çok  not,  soy  ağacı






               65  Amasya Tarihi, C.1, s. 334-340.
                                                           35

                                                           37
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43