Page 496 - 1-4_2
P. 496

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               Amasya'ya  geldi.  Bundan  sonra  Anadolu'yu  istîlâya  azm  etmiş  olan  Şâh  İsmâ'il'e  haddini
               bildirmek  için  Sultân  Selîm  ordusuyla  beraber  Sivas'a  vâsıl  olmuşdu.  Pîrî  Çelebi de
               Amasya'dan tedârik etdiği zehâ'ir ve mühimmâtıyla Sivas'a gitdi.
                      Şâdî  Paşa,  Alaybeyi  Hüseyin  Bey,  Sipâhî  kethüdâ  yeri  Mehmed  Ağa  Îrân  harbine
               me'mûr oldukları cihetle kibâr-ı zu'amâdan Diyârbekirli Yiğit Ahmed Bey Amasya muhâfızı
               olup kaldı.
                      Fakat  Sultân  Selîm,  Gökçay  vak'asından  ibret  aldığı  münâsebetle  Sivas'da  ordu-yı
               hümâyûnu güzelce yokladı. Ordu içinde kırk bin kadar bulduğu şî'aları ayıkladı. Sonra kalkıp
               Çaldıran sahrâsına vardı. Burada Şâh İsmâ'il'in ordusunu 920 recebinin yirmisinde târumâr edib
               muzafferâne Tebrîz'e girdi.
                      Sultân Selîm'in maksadı, büyük Türk milletinin  vahdetini  ihlâle  [275]  çalışan Îrân'ı
               ortadan kaldırıp Türkistân ile birleşmekdi. Hayfâ ki zehâ'irin kılleti, yeniçerilerin azgınlığı bu
               yüksek maksadı akîm bırakdı.
                      Sultân Selîm Tebrîz'den dönüp şevvâlin altıncı pazarertesi günü ordu-yı hümâyûn ile
               beraber Amasya'ya geldi. Mu'azzam ihtifâl ile karşılandı. Sultân Selîm'in Amasya'ya vusûlünde
               günlerce  donanmalar,  şenlikler  yapıldı.  Amasya  zindânında  mahbûs  olan  Mîr  Gıyâseddîn
               Şîrâzî,  Sultân  Selîm'in  mu'allimi  olan  Kastamonu  fuzalâsından  Mevlânâ  Halîmî  Çelebi'ye
               dehâlet ederek onun şefâ'atiyle afv ve ıtlâk edildi.
                      920  senesi  şevvâlinin  yirmi  üçüncü  günü,  muhârebe  esnâsında  sebk  eden  büyük
               hizmetlerine mükâfâten baş defterdâr Pîrî Mehmed Çelebi'ye vezâret verildi. Hâlbuki vezâret,
               Bâyezîd-i Sânî devrinde sarâylı devşirmelere hâs bir mesned-i âlî olduğuna dâ'ir bir kânûn
               irâdesi alınmışdı. Pîrî Paşa'nın vezâreti bu kânûna muhâlifdi.
                      Sadr-ı  a'zam  Sinan  Paşa,  İstanbul  kâ'im-makâmı  olarak  İstanbul'da  bulunuyor,
               Dukakinzâde vezîr Ahmed Paşa ma'iyyet-i Selîm Hânî'de sadâret vazîfesini görüyordu. Pîrî
               Paşa'nın vezâreti Ahmed Paşa ile yeniçerilerin gayretlerine dokundu.
                      Yeniçerilerin ibtidâ ağaları İskender Ağa'ya, bu da nezd-i pâdişâhîde gâyet makbûl ve
               mu'temed  olan  Anadolu  kazaskeri  Ca'fer  Çelebi'ye  ve  mu'allim-i  sultânî  Halîmî  Çelebi'ye
               mürâca'at  etdiler.  Kapıcılar  kethüdâsı  Arnavut  Ahmed  Ağa  idi. 591  İskender  Ağa  ile  Ca'fer
               Çelebi, pâdişâhın [276] evâmirine karşı i'tirâz etmemelerini tenbîh ederek yeniçerileri teskîne
               çalışdılar.
                      Fakat vezîr Ahmed Paşa'nın ve kethüdâ beyin tahrîkâtıyla yeniçeriler ayaklandılar. 921
               senesi muharreminin yirmi sekizinci günü Pîrî Paşa ile Ca'fer, Halîmî Çelebiler'in hâneleri
               yağmâ ve müntesiblerinden beş on kimseyi telef etdiler. Hayli kimseler de mecrûh oldu. O
               zamân bu vak'anın esbâbı bir türlü anlaşılamadı.
                      Sultân Selîm, bu tahrîkâtın hiss-i istirkâb ile Dukâkinzâde vezîr Ahmed Paşa tarafından
               olduğunu  anladığı  anda  Ahmed  Paşa'yı  ve  kethüdâsı  Hasan  Ağa'yı  derhâl  asdırdı.  Ahmed
               Paşa'nın cesedi tam bir gün askıda kaldıkdan sonra indirilip Aşağı Pîrler civârında Kemâl Paşa
               Türbesi'ne defn edildi.
                      921  senesi  saferinde  Îrân  hükümdârı  Şâh  İsmâ'il-i  Safevî  tarafından  sulh  ricâsına
               me'mûren Emîr  Abdulvehhâb-ı  Tebrîzî,  Kadı  İshâk-ı  Şîrâzî,  Şükrullâh-ı  Mugânî,  Hamza
               Halîfe'den mürekkeb bir hey'et-i sefâret Amasya'ya geldi. Sultân Selîm'e dehâlet ederek ricâ
               etdiler.
                      Sultân Selîm sulhu redd edib Mîr Abdulvehhâb ile Kadı İshâk'ı Amasya kalesinde habs
               etdi. Diğerlerini de Dimetoka kalesine i'zâm eyledi. Yeniçeri vak'asının esbâb ve ledünniyâtını
               anlamağa uğraşdı. Pek çok tahkîkât yapdırdı. [277]
                      921 senesi rebî'ulevvelinin beşinci perşembe günü Sultân Selîm Hân ordu-yı hümâyûn
               ile beraber Amasya'dan kalkıp Geldiklan sahrâsına gitdi. Amasya'nın erkân ve halkı mu'azzam
               bir teşyî' ihtifâli yapdı. Buradan kalkıp İstanbul'a gitdi.


               591   Bu Ahmed Ağa, Mısır vâlîsi iken isyân ederek i'dâm edilen meşhûr "Hâ'in Ahmed Paşa"dır.
                                                           793
                                                           495
   491   492   493   494   495   496   497   498   499   500   501