Page 495 - 1-4_2
P. 495
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 3
beylerbeyiliğine Şâdî Paşa ta'yîn edildi. Şehzâde Murâd Bey Îrân'a, Alâ'eddîn ve Kâsım Beyler
Mısır'a firâr etdiler.
Şâdî Paşa
Hacı Şâdgeldi Paşa ahfâdından sadr-ı esbak Amasyalı İshâk Paşa bin İbrâhim Bey'in
oğludur. Sultân Selîm'e Trabzon'da intisâb ederek i'timâdını kazanmışdı. 918 senesi
zilhiccesinde Amasya [272] beylerbeyi oldu. Zilhiccenin yirmisinde Amasya'ya geldi.
Şâdî Paşa'nın Amasya'ya geldiği gün Amasya'da bulunan şehzâdeler, hâssaten Sultân
Ahmed'in şehzâdesi Osmân Bey ihnâk edilmek sûretiyle dâr-ı cennete; Sultân Ahmed'in kızları,
kadınları, câriyeleri de Bursa'ya gönderildi. Sultân Ahmed'in iki dâmâdı vardı: Nasûh Beyzâde
Süleyman Bey, Sinan Paşazâde Mustafa Bey. 590
Şâdî Paşa'nın vusûlünde Amasya kadılığına Yegânzâde Şemseddîn Ahmed Efendi bin
Yûsuf Çelebi ve müftülüğe Yegânzâde Rükneddîn Efendi bin Mehmed Çelebi, evkâf-ı
sultâniyye mütevellîliğine Fenârîzâde Zeyneddîn Mehmed Efendi ta'yîn olunup geldiler.
Amasya'da şî'îlerin ve üçlerin ahvâlini tahkîke me'mûr oldular.
Amasya'nın istihlâsında büyük hizmetleri sebk eden Ahmed Paşa Trabzon beylerbeyi,
Yörgüç ve Hacı Beyzâdeler mîrlivâ olup Burâk Beyzâde Hüseyin Bey Amasya alaybeyisi ve
sipâhî Sofizâde Mehmed Ağa Amasya sipâhîleri ağası ya'nî kethüdâ yeri oldu.
Amasya'ya gelen kadı, müftü, mütevellî Amasya'da cereyân eden ahvâl ve fecâyi'i
tahkîke me'mûr olmuşlardı. Bu hey'et günlerce tahkîkât icrâ etdiler. Yapdıkları tahkîkât
evrâkını bir kitâb şeklinde doğrudan Sultân Selîm'e gönderdiler.
919 senesinde gelen fermân-ı âlîde elliden ziyâde cânîlerin ve hâssaten [273] Kutb-ı
Şirvânî ile Mîr Gıyâs'ın kethüdâsı Koca Halîl'in i'dâmı, Mîr Gıyâs'ın Amasya kalesi zindânında
habsi, hayli zevâtın bilâd-ı muhtelifeye i'zâmı emr edilmişdi. Kutb-ı Şirvânî ile Koca Halîl,
cânîlerle beraber asıldı. Kutb-ı Tebrîzî de azl ve ihrâc edildi.
Sultân Ahmed'in şeyhi olan Gümüşlüzâde Pîr Muhyiddîn Mehmed Çelebi ile sâbık
müftü ve nakîbü'l-eşrâf kâ'im-makâmı Koca Emîr İbrâhim Efendi İstanbul'a, yeğeni Hüseyin
Çelebizâde Emîr Alî Efendi ile Büyük Ağa müderrisi Taşköprülü Musliheddîn Efendi Bursa'ya,
Niksarlı Emîr Hüseyin Çelebi Edirne'ye, Sultân Ahmed'in mu'allimi Şemseddîn Ahmed Efendi
İskilib'e, musâhibi diğer Şemseddîn Ahmed Efendi de Tire'ye, Berde'îzâde Muhyiddîn Efendi
Akşehir'e i'zâm edildiler.
Sultân Ahmed'in büyük mu'allimi Hatîb Kâsımzâde Muhyiddîn Mehmed Efendi
İstanbul'a gitdi. Sâbık Amasya kadısı Mü'eyyedzâde Şemseddîn Ahmed Efendi Amasya
baskınında zehresi çâk olarak vefât etmişdi. Nişâncı Münîrî Efendi de tahkîkât esnâsında
korkusundan vefât etdi.
Alî Bey, bu Gümüşlüzâde'nin tercemesinde "Künhü'l-Ahbâr"ında diyor ki: Şâdî
Paşa'nın adamları şeyhi tutup getirmek için hânesine gelirler. Hücresinde namâz kılarken
pencereden görürler. İçeri girerler fakat şeyhi göremezler. Bu hâl iki def'a tekrâr eyler.
Üçüncüsünde ulu'l-emre itâ'at etmesini teklîf ederek tekrâr içeri girerler. Bu sefer görüp
tutarlar, muhakkarâne Şâdî Paşa'ya [274] götürürler. O da şeyhi bağlayıp İstanbul'a i'zâm eder.
Vusûlünde Yedi Kule zindânına habs olunur.
919 şevvâlinde Amasya müftüsü Yegânzâde Rükneddîn Efendi terfî'an Edirne kadısı
olup yerine Bursa'da Kapluca müderrisi olan Amasyalı Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi bin
Abdurrahmân Efendi Amasya müftüsü ve Sultâniyye müderrisi olarak geldi. Buna Tokatlızâde
denirdi.
920 senesi muharreminde Amasyalı Cemâlîzâde Pîrî Mehmed Çelebi baş defterdâr
(mâliye nâzırı) olarak mühimmât-ı harbiyye ve zehâ'ir-i askeriyye cem' ve tedârikine me'mûren
590 Bu iki zâtın Sultân Ahmed'e ve Ahmed Paşa'nın Sultân Abdullah'a dâmâd oldukları Ayasofya tabakasında
mevcûd evrâk-ı atîkanın tedkîkine me'mûr olduğum esnâda gördüğüm 928 târîhli enderûn defterinde yazılıdır.
792
494

