Page 502 - 1-4_2
P. 502

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Amasya beyi Mehmed Bey, Zünnûn muhârebâtında büyük yararlıklar gösterdi. Tokat
               beyi  Hüseyin  Bey'le  bezl-i  mesâ'î  ederek  Zünnûn'u  fevkalâde  sıkışdırdı.  Sonunda  Divriği
               taraflarına kaçırdı. Kendisi de dönüp Amasya'ya geldi.
                      928  senesi  muharreminde  Amasya  kadısı  Osmân  Efendi'nin  yerine  sâbık  Kürdistân
               kazaskeri unvânıyla Diyârbekir kadısı olan Mü'eyyedzâde Abdulhay Efendi Amasya kadısı
               olarak  geldi.  Cemâziyel-ûlâsında  Mehmed  Bey  Alman  harbine  me'mûr  olduğundan  yerine
               Sinan Bey Amasya beyliğine ta'yîn edildi.

                      Sinan Bey
                      Mîr-i  alem  Ya‘kûb  Ağa'nın  birâderi  olduğu  Veliyyeddîn  Efendi  Kütüphânesi'nde
               mevcûd olan mecmû'a-i münşe'âtda görüldü. 928 senesi cumadelûlâsı [292] gurresinde Amasya
               beyi olup geldi. Amasya sancağına emîr ta'yîn edilen gayr-i Türk beylerin ilkidir.
                      929 senesi şa'bânında sadr-ı a'zam Amasyalı Pîrî Mehmed Paşa isti'fâya mecbûr olup
               gayr-i Türkler'den Rûmeli beylerbeyiliğiyle vezîr-i sâlis olan Fireng İbrâhim Paşa mesned-i
               sadârete yükseldi. Vezâret kapısı Türkler'in yüzüne kapandı. Enderûn mektebinden Türklerin
               ayağı kesildi.
                      929 senesi şevvâlinde Amasya müftüsü ve Sultâniyye müderrisi Muhyiddîn Mehmed
               Efendi İstanbul'da Ayasofya müderrisliğine terfî' edildiğinden yerine "Üçbaş" demekle meşhûr
               olan  Nûreddîn  Hamza  Efendi  Amasya  müftüsü  ve  Sultâniyye  müderrisi  oldu.  Bu  esnâda
               Amasya'da nakîbü'l-eşrâf kâ'im-makâmı es-Seyyid Mehmed Çelebi idi.
                      930  senesinde  Celâlîler,  yâhud  Sultân  Murâd'ın  avenesi  Sivas  vilâyetini  fenâ  hâlde
               sarmış,  Sinan  Paşa'yı  pek  ziyâde  sıkışdırmışdı.  Bunun  için  Trabzon  beylerbeyi  Amasyalı
               İskender  Paşa  sene  evâhirinde  Sivas  vâlîsi  oldu.  Sinan  Paşa  da  ba'dehû  emîrü'l-hacc  olup
               Hicâz'a gitdi. Müfessir-i meşhûr Amasyalı Bahşî Halîfe bu sene vefât etdi. "Akbilek" demekle
               meşhûr idi.
                      931  senesinde  Zünnûn  Baba'nın  avenesi  de  Amasya'nın  her  tarafında  şiddetler
               göstermeğe başladı. Bunların ta'kîbâtında Sinan Bey yaralandı. Yerine Bursa sancağı beyi Koçi
               Bey ta'yîn olundu. [293]

                      Koçi Bey
                      Şeyhülislâm  Kemâl  Paşazâde  Ahmed  Efendi'nin  amcazâdesi  Halîl  Bey  bin  Kemâl
               Paşa'nın oğludur. Sultân Selîm'e intisâb edib dâ'iresinde tefeyyüz ederek 931 senesi recebinde
               Amasya sancağı beyi olarak geldi.
                      Bana öyle geliyor ki ber-hayât olduğu anlaşılan Sultân Murâd tarafından icrâ edilen şî'a
               teşkîlât-ı  hafiyyesi  bütün  Anadolu'yu  dâ'ire-i  şümûlüne  almış  bir  hâlde  ihtilâl  erbâbı  932
               senesinde ve her tarafda birden harekete gelmişlerdi. Bu esnâda Bosna beylerbeyi Hüseyin Paşa
               Sivas'a ve İskender Paşa Trabzon'a nakl edildi.
                      Sultân Süleyman-ı Kânûnî Macaristan seferinde olduğu esnâda ihtilâlciler, iki büyük
               kumandanın idâresi altında birden kıyâm etmişlerdi. Bunlardan birincisi Zünnûn Şâh denilen
               Varaylı Zünnûn Halîfe idi. İdâresi altında kırk bin kadar şî'ası vardı. 933 senesinde Yozgat ile
               Tokat arasında icrâ-yı harekât etmekde idi. Bunun hedefi Konya ve Amasya idi.
                      İkincisi  Hacı Bektâş  evlâdından olduğunu  iddi'â eden "Nefesoğlu"  demekle meşhûr
               Kalender Paşa bin Habîb Efendi bin İskender bin Balım Sultân bin Resûl Çelebi idi. İdâresi
               altında otuz binden ziyâde şî'ası vardı. Ankara havâlîsinde icrâ-yı harekât etmekde idi. Hedefi
               Üsküdâr'dı. [294]
                      Erbâb-ı ihtilâl yalnız bunlardan da ibâret değildi. Adana dâhilinde Velî Şâh denilen
               adamın, Tarsus livâsında Yenice Bey'in açdıkları ihtilâl bayrakları altında binlerce şî'a da bu
               sene kıyâm etmişlerdi. Her hâlde başlarında gâyet zî-nüfûz ve müdebbir adam vardı.




                                                           799
                                                           501
   497   498   499   500   501   502   503   504   505   506   507