Page 510 - 1-4_2
P. 510

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                       Kaya Bey
                      Amasya a'yânından ve Torumtay evlâdından Kaya Paşazâde Kaya Çelebi bin Mehmed
               Bey'in oğludur. 961 senesi rebî'ulâhirinde Amasya sancağı beyi olarak geldi.
                      Sultân Süleyman, bu sene Revân ve Nahcivân seferine azîmet edib ordu-yı hümâyûnda
               beraber bulunmak üzere Şeyhzâde Nûh Efendi'yi da'vet ve bin altın da ihsân etmişdi. Şeyh
               Efendi, da'vete beyân-ı ma'zeret ederek altınları redd etdi.
                      Sultân Süleyman, şehzâdenin katlinden dolayı halkın ve hâssaten Amasya ulemâ ve
               halkının nazarından düşmüşdü. Îrân seferinden avdetinde 961 senesi zilhiccesinin üçüncü günü
               büyük  ordusuyla  beraber  büyük  alaylarla  Amasya'ya  girdi.  Beyler  Sarâyı'na  indi.  Anadolu
               ordusunu Taşâbâd sahrâsında, Rûmeli ordusunu da Karaman vilâyetinde istirâhata izin verdi.
                      Sultân Süleyman, Amasya'da altı aydan ziyâde oturdu. Amasya'nın ulemâ ve a'yânını
               ihsânlarıyla, iltifâtlarıyla sevindirdi. Halka karşı büyük [314] teveccühler gösterdi. Bir senelik
               vergilerini afv etdi. Şehzâdeye müntesib olanları himâye ederek dîvân-ı hümâyûna aldı.
                      Amasya beyi Kaya Bey, göze girmek için çok çalışdı. Livâ dâhilinde ufak bir şikâyete,
               uygunsuzluğa meydân vermedi. Îrân elçisi Ferahzâd Hân, Amasya'da dergâh-ı Süleymanî'ye
               gelip sulh için yalvardı. Ricâsına müsâ'ade ve asker terhîs edildi.
                      962  senesi  şa'bânının  gurresinde  Sultân  Süleyman,  vüzerâsıyla  beraber  Amasya'dan
               kalkıp İstanbul'a gitdi. Ulemâdan Koca Hüsâmeddîn, Abdîzâde Hasan Efendiler'i; şu'arâdan
               Edâyî, Çakal Kadızâde Sinan Beyler'le Tâczâde Mehmed Çelebi ve kapıcılar kethüdâsı Gülâbî
               Ağa gibi zevâtı beraber götürdü. Amasya beyi Kaya Bey de beraber gidip yerine Mahmûd Bey
               Amasya emâretine ta'yîn olundu.

                      Mahmûd Bey
                      Devr-i Selîm-i evvelde defterdâr-ı evvel olan Fenârîzâde Şemsî Bey bin Mehmed Bey'in
               oğludur. Ma'iyyet-i seniyyede ordu defterdârı iken 961 senesi gurre-i şa'bânında Amasya beyi
               oldu. Mahzûnen Amasya'da kaldı. Kaya Bey de terakkî gördü.
                      Şâyân-ı dikkatdir ki Rüstem Paşa, mevki'-i sadâreti elde etmek için kendi öz kardaşı
               olan sadr-ı a'zam Kara Ahmed Paşa'yı çirkin iftirâlar îcâd ederek 962 senesi zilka'desinde katl
               etdirip yerine [315] geçdi. Hattâ diğer kardaşı olan kapudân Sinan Paşa'yı da katl etdirmişdi.
                      962 zilhiccesi gurresinde Amasya kadısı Muzaffer Efendi azl edilip yerine Amasyalı
               Muhaşşî Sinan Efendizâde Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi  Amasya kadısı olarak geldi. Buna
               "Kara Hüseyin Efendi" denirdi. Kadı-i sâbık da Amasya'da Mehmed Paşa Medresesi'yle tekâ'üd
               etdi.
                      963 senesinde Amasya fuzalâsından Hakalalı es-Seyyid Muhyiddîn Mehmed Efendi
               vefât etdi. Mûmâ-ileyh nakîbü'l-eşrâf kâ'im-makâmı idi. Vefâtında Bağdâd'dan gelen ulemâ-yı
               sâdâtdan es-Seyyid Muhyiddîn Mehmed Hûzevî Amasya nakîbü'l-eşrâf kâ'im-makâmı oldu.
               Bu sene Alî Paşa Sivas beylerbeyi olup geldi. Ferruh Bey de Amasya sancağı beyi oldu.

                      Ferruh Bey
                      Mühtedîlerden  olup  964  senesinde  Amasya  sancağı  beyi  görüldü.  Amasya  kadısı
               Hüseyin Efendi cumadelâhirede Edirne'de Üç Şerefeli Medresesi müderrisliğine terfî'an ta'yîn
               olunup yerine Rodos kadısı Kınalızâde Müslim Efendi Amasya kadısı olarak geldi.
                      Bu  sene  şehzâdelerden  Sultân  Bâyezîd  Kütahya  ve  birâderi  Sultân  Selîm  Manîsâ
               eyâletlerinde icrâ-yı hükûmet ediyorlardı. İki birâder arasında rekâbet vardı. Yekdiğerine yakın
               oldukları  münâsebetle  aralak  aralık  hâdiseler  zuhûruna  bâ'is  oluyorlardı.  Bu  sebebden  965
               sâlinde [316] Sultân Bâyezîd'e Amasya, Sultân Selîm'e Konya vilâyetleri verildi. Birbirinden
               uzaklaşdırıldı.






                                                           807
                                                           509
   505   506   507   508   509   510   511   512   513   514   515