Page 511 - 1-4_2
P. 511

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3

                       Sultân Bâyezîd
                      Kânûnî Sultân Süleyman'ın şehzâdesidir. 965 senesi muharreminde Amasya vâlîsi oldu.
               Fakat  kendisi  velî-ahd-ı  saltanat  olduğu  münâsebetle  merkez-i  saltanatdan  uzaklaşmak
               istemiyordu. Bu yüzden Amasya'ya gelmedi. Gidemeyeceğini de pederine bildirdi.
                      Sultân Süleyman, şehzâdesini iknâ' için dördüncü vezîr olan Pertev Paşa'yı Kütahya'ya
               gönderdi. Pek çok öğütlerden sonra şehzâde Bâyezîd yola geldi. Safer evâhirinde Kütahya'dan
               hareket etdi. Anadolu beylerbeyi Cenâbî Ahmed Paşa Ankara civârında ve Sivas beylerbeyi
               Alî Paşa da Çorum'da istikbâl ederek muhteşem bir alayla rebî'ulevvelde Amasya'ya geldi.
                      Amasya beyi Ferruh Bey, kadısı Müslim Efendi, müftüsü Muhyiddîn Mehmed Efendi,
               nakîbü'l-eşrâf  kâ'im-makâmı  es-Seyyid  Muhyiddîn  Mehmed  Çelebi,  şeyhu'l-meşâyihi
               Hayreddîn Hızır Îcâdî Efendi, hâslar emîni Mustafa Efendi, kale dizdârı Kâsım Ağa idi.
                      Şehzâdenin dâmâdı olan Muzaffer Paşa, vezîri makâmında muhâfız-ı vilâyet, Ferruh
               Bey  lalası  oldu.  Abdulcebbâr  Efendi  mu'allim  olarak  İstanbul'dan  gönderildi.  Amasya
               ulemâsından Hüseyin Ağa [317] müderrisi Recebzâde Bayrâm Efendi Amasya'da re'îsü'l-ulemâ
               sayılırdı.
                      Şehzâde  Amasya'ya  geldikden  sonra  Turgudoğlu  Hüseyin  Bey  silahdâr  ağası,
               Dulkadiroğlu  Ahmed  Bey  kapıcılar  kethüdâsı,  Akpınarlı  Abdulganîzâde  Mehmed  Ağa
               çavuşbaşı, Karamanlı Deli Seyfeddîn Bey azablar ağası, bendegândan Alî Ağa sekbânbaşı,
               Kuduz Ferhâd Ağa sipâhîler ağası, Trabzonlu Mehmed Ağa da mîrâhûr olmuşdu.
                      Kezâlik şehzâdenin vusûlünü müte'âkib büyük şehzâdesi Orhân Bey'e Çorum, Murâd
               Bey'e  Canik,  Osmân  Bey'e  de  Karahisâr-ı  Şarkî  sancakları  verildi.  Lalalarına  ellişer  bin,
               defterdârlarına otuzar bin akçe terakkîler ihsân edildi. Orhân Bey'in lalası Candârlızâde Halîl
               Bey bin Îsâ Paşa ve mu'allimi Abdurrahmân Gubârî Efendi idi.
                      Fakat  şehzâdenin  medâr-ı  istinâdı  olan  vâlidesi  Hürrem  Sultân  ölmüş,  sadr-ı  a'zam
               Rüstem Paşa Sultân Selîm tarafına dönmüşdü. Kezâlik Karahisâr-ı Sâhib'de mîrâhûru olan Kara
               Mustafa Ağa, birâderi Sultân Selîm'e yamanıp vezîri Kara Mustafa Paşa olmuşdu.
                      Sultân Bâyezîd, Kütahya'da fermân-ı pâdişâhîye karşı durduğundan dolayı pederine bir
               niyâz-nâme göndermiş, isti'fâ-yı kusûr etmişdi. Rüstem Paşa, Kara Mustafa Paşa'ya ta'lîmât-ı
               mahsûsa vermekle beraber şehzâdenin bu niyâz-nâmesini pâdişâha takdîm etmedi. Şehzâde
               Mustafa'ya oynadığı oyunu tekrâr ediyordu.
                      Üç  ay  kadar  niyâz-nâmesinin  cevâbına  intizâr  eden  Sultân  Bâyezîd,  [318]  bir  daha
               istirhâm-nâme  gönderdi.  Buna  da  Kara  Mustafa  Paşa'nın  ta'yîn  etdiği  gözcüleri  hâ'il  oldu.
               İstirhâm-nâmenin şekil ve müfâdı tamâmiyle değişdirildi. Müzevver istirhâm-nâme pâdişâha
               takdîm için olanca sâhtekârlık irtikâb, pâdişâh iğzâb edildi.
                      Sultân Bâyezîd, Amasya müftüsü Molla Muhyiddîn Efendi ile şeyhü'l-meşâyihi Îcâdî
               Hayreddîn Efendi'yi İstanbul'a gönderdi. Bunlar şehzâdenin ahvâlini, istirhâmâtını pâdişâha arz
               edeceklerdi. Rüstem Paşa bunun da önüne durdu. Bîçârelerin ikisini de Yedi Kule'ye habs
               etdirdi. Habs eden pâdişâhdı.
                      966 muharreminde şehzâdenin kapıcılar kethüdâsı Ahmed Bey dîvân ümerâsından olup
               bendegânından Mahmûd Ağa kapıcılar kethüdâsı oldu. Bundan sonra gönderdiği elçilerinin
               habs edildiğini duyan şehzâde bütün köpürdü. Birâderi Sultân Selîm'e karşı vaz'iyyet aldı.
                      Sultân Bâyezîd, sayd ü şikâr bahânesiyle 966 senesi evâ'ilinde Kazâbâd'a doğru gitdi.
               Maksadı  Sivas'ı  zabt  etmekdi.  Sivas  vâlîsi  Alî  Paşa  şehzâdenin  maksadına  vâkıf  oldukda
               müdâfa'aya kıyâm etdi.
                      966 rebî'ulâhirinde Amasya kalesini tahkîm edib Amasya, Çorum, Canik, Tokat, Sinop,
               Karahisâr-ı Şarkî ve mülhakâtından on beş bin kadar asker topladı. 966 şa'bânında ma'iyyet-i
               mevcûdesiyle Amasya'dan [319] hareket ve birâderi Sultân Selîm'e i'lân-ı harb ederek Konya
               sahrâsına doğru yürüdü.
                      Bu esnâda şehzâde mu'temedi olan Amasya a'yânından İbâdullâhzâde Mehmed Çelebi,
               mahdûmu Mustafa Efendi'yle beraber harbin vukû'undan evvel Hicâz'a gidip orada mücâveretle


                                                           808
                                                           510
   506   507   508   509   510   511   512   513   514   515   516