Page 163 - 6-8
P. 163

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               tahsîl ders-i  âm,  müderris,  kadı  olup  1062  senesi  hilâlinde  vefât  etdi.  Diğer  kudâtdan
               Cum’azâde Ahmed Efendi bin Ca’fer Efendi bin Ahmed Efendi bin Cum’a Efendi de 1065
               sâline doğru vefât etdi. Ulemâ-i kudâtdan idiler.

                     Ahmed Efendi-Şârihü’l-menârzâde
                     Amasyalıdır. Amasya müderrislerinden Alevî köylü el-Hâc Bayram Efendizâde Şârihü’l-
               menâr Abdulhalîm  Efendi’nin  mahdûmudur. Ceddînin kaydı  üzerine Amasya’nın Temennâ
               Mahallesi’nde 1011 senesi leyle-i Mi’racında doğdu.
                     Pederinden  mukaddimât-ı  ulûmu  görüp  1029’da  pederiyle  beraber  İstanbul’a  gitdi.
               İstanbul ulemâsından ve hâssaten Kâzâbâdî Mu’îd Ahmed Efendi’den ikmâl-i tahsîl [513] edib
               ondan mülâzım, bâdehû müderris olarak tedrîs-i ulûma ve te’lîf-i âsâra koyuldu.
                     Üstâdının sadâret ve meşîhatında müsteşârı mesâbesinde olup meşâyîh-i İslamiyye ve
               sudûr-ı kiramın yanlarında büyük bir mevki kazandı. Târîhe olan fevkalâde intisâbından dolayı
               vak’a nüvîs-i devlet ve devr-i medâris ederek sahn pâyesiyle Davut Paşa medresesi müderrisi
               olduğu halde 1067 senesi şa’bânında dâr-ı bekâya rihlet etdi.
                     Gâyet fâzıl, muhakkik, kâffe-i ulûmda ve hâsseten ilm-i târîhte iktidârı bâhir, inşâ ve
               edebiyat ve muhâzarâtda mâhir bir müverrih idi. Hayfâ ki iktidârı derecesinde terakkî göremedi.
               İntisâbın  fazl  ve  meziyyetden  yüksek  olduğu  zamanlarda  erbâb-ı  fazlın  kadr  ü  kıymeti
               bilinemediği mücerrebât-ı târîhîyedendir.
                      Merhûm, devr-i Âdemden 1060 târîhine kadar “Şâmil ü Kâmil” adlı bir târîh-i umûmî
               ve 1000 târîhinden 1067 sâline kadar Osmanlı Devleti’nin altmış yedi senelik târîhini yazdı. Bu
               vekâyi-nâmesi  mu’ahharan  Nâimâ  Efendi’nin  eline  geçip  târîhine  [514]  ilhâk  etdiğinden
               ma’alesef yok edilmişdir.

                      Ahmed Ağa-Çavuşzâde
                     Amasyalıdır.  İnepazar  nahiyesinde  hân  ve  hamâmı  olan  Efteli  Mehmed  Çavuş  oğlu
               Mustafa Ağa’nın mahdûmudur. Pederinin vefâtında yirmi bin akçe ze’âmete nâ’il olup Lâdikli
               Tayyar Mehmed Paşa’nın ma’iyyetinde Bağdâd muhârebesinde ibrâz-ı liyâkât ederek terakkî
               gördü.
                     Ba’dehû  çavuşlar  kethüdâsı  olup  Sivas,  Amasya  ve  sancaklarında  otuz  iki  bin  akçe
               ze’âmete erdi. 1064 zilhiccesinde sadr-ı a’zam olan İbşir Mustafa Paşa İstanbul’a gelip dâmâd-
               ı şehriyârî oldukta kethüdâsı Amasyalı Sâlih Ağa’nın sevk ve tarifiyle zevcesi Ayşe Sultân
               Kethüdâsı ve 1065’de çavuşbaşı oldu.
                     Ancak sene-i mezbûrenin recebinde İbşir Paşa’nın ifnâsıyla sadr-ı a’zam olan Murâd Paşa
               tarafından azledilip Amasya’ya gönderildi. 1068 senesi evâ’ilinde menkûbâne vefât etdi. Buna
               “Eftelioğlu” da denir. Mahdûmu Mustafa Ağa’dır. [515]

                     Ahmed Efendi-Şeyh Ya’kûbzâde el-Hâc
                     Amasya’da Halvetî’ye meşâyihinden Ya’kûb Efendi’nin mahdûmu ve Müftü-i meşhûr el-
               Hâc  Mustafa  Efendi’nin  birâderidir.  Fuzalâdan  Kadızâde  Küçük  Hoca  Mehmed  İlmî
               Efendi’den ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm oldu.
                     Tedris-i ulûma hasr-ı işgâl ederek mükerreren icâzet verdi. Medâris-i Amasya’dan bir
               kaçına müderris olduktan sonra Mehmed Paşa Câmii kürsî şeyhi olup 1068 zilka’desinde dâr-ı
               nâ’îme rihlet etdi. Meşâhîr-i ulemâdan va’iz, natûk, vecîh bir zât idi. Mahdûmu Ya’kûb Efendi
               de ulemâdandır.

                     Ahmed Efendi-Hâfız
                     Amasyalı  Mehmed  oğludur.  Yağmur  köylü  el-Hâc  İsmâil,  Kadızâde  Mehmed
               Efendilerden ahz-ı ulûm ü maârif edib İstanbul’a gitdi. Orada Amasyalı Mihekzâde Mustafa
               Efendi’den  mülâzım  olup  mu’tad  üzere  Amasya  medreselerini  devrederek  Yörgüç  Paşa  ve



                                                           158
                                                           162
   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168