Page 26 - 6-8
P. 26
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
951’de İstanbul’a gidip Zeyrek Câmii ittisâlinde kâin hücrelerde ikâmetle Çelebi
İbrâhim, Arab Şemseddîn Ahmed, Celâlzâde Sâlih, Taşköprülüzâde İsâmeddîn Ahmed
Efendilerden ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve 963’de Bursa’da Veliyüddînzâde ve 970’de
Kapluca Medreselerine müderris oldu.
974’de âzim-i Hicâz olup Nev’izâde Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da zabtına göre 975
senesi muharreminde Mekke-i Mükerreme’de vefât etdi. Cebel-i Mu’allâ kabristânında
medfûndur. Kâfzâde Feyzî Mustafa Efendi tezkiresinde 977’de vefâtı kaydedilmiş, târîh-i
irtihâli hakkında “Dükendi ömr-i Ânî merdüm içinde fenâ buldı” mısra’ı yazılmıştır ki
Nev’izâde’nin zabtını te’yîd etmekdedir. Mahdûmu kudâtdan es-Seyyid Mehmed Efendi’dir.
Merhûm âlim, fâzıl, zekî, şâir bir zât olup ibtidâ Ânî mahlasıyla iştihâr etmişdi. Sonra
Zeyrek Câmii civârında ikâmeti hasebiyle Zeyrekî mahlasını kabûl etmişdir. Amasya’da
tevellüd ve üstâdı kendi kalemiyle kaydeylediği kitabda görüldü. Birâderi Emrullah Efendi gibi
âteşî zebân olduğu[47] mervîdir. Kâfzâde tezkiresinde şu beytleri yazılıdır:
Gözlerim ey lâle-ruh hicründe kânlar dökdiler
Meclis-i derd ü belâya erguvânlar dökdüler
Bu da onundur,
Miyânından haber sorarsun iklîm-i melâhatde
Ötesi kûh-i billûre aşar bir ince beldir bu
Âhû Hâtun-Hevâyî
Amasyalıdır. Âsâyiş Beyzâde Yûsuf Bey’in kızıdır. Kimin zevcesi olduğu anlaşılamadı.
Ancak Geldiklan nâhiyesinde kâin Kuyucak mâlikânesini Amasya’da yaptırdığı türbesine
vakfetdiği ve hâsılât-ı vakfiyesinden türbesi cüz-hânlarına vezâ’if ta’yîn eylediği kuyûd-ı
vakfiyeden anlaşıldı.
Âhi İbrâhim Efendi-Yeniçerizâde
Amasyalıdır. Yeniçerilerden Hasan Ağa’nın oğludur. İlm ü kitâbet tahsîl ederek iştihâr
etdi. Sonra Amasya’da beytül-mâl kâtibi, cizye tahsîldârı olup ibrâz-ı istikâmet eylediğinden
Amasya beytül-mâl-i âmme ve hâssa emîni, ba’dehû dîvân kâtibi olduğu halde 1026 hudûdunda
vefât etdi. [48] Kâtib, şâir, natûk bir zât idi. Kelâmî, Âzerî, Turâbî gibi şu’arâ ve fuzalâ ile
müsâhabât ve müşâ’arâtı vardır. Hattât olup hatt-ı nesihde mâhirdi. Riyâzî Efendi Tezkiresi’nde
1008’de vefâtı kaydedilen Kapıcızâde Âhî Ahmed Efendi ve bin hudûdunda vefât eden Edirneli
Âhî Çelebi de şu’arâdandır. Eşbâh ü Nezâ’ir-i Edebiyye’de Âhî’ye nisbet edilen hayli eş’âre
tesâdüf edilse de hangisine âid olduğu kestirilemediğinden nakledemedim.
Aydoğdu Bey-Emîr Bedreddîn
Amasya vâlisi Şehzâde Sultân-ı Şehenşâh bin Sultân Mes’ûd’un ümerâsından olup 575
senesi ricâlindendir. Bundan sonra vefât etmişdir. Mahdûmları Selçuk, Şîrîn Beylerdir. Selçuk
Beyzâde Alâeddîn Alîşîr Bey, Şîrîn Beyzâde Arslan Bey ma’rûf ve çiftliği de Aydoğdu Köyü
demekle şimdiye kadar meşhûrdur.
Aydın Bey-Emîr Ziyâ’eddîn
Amasyalıdır. Ümerâdan İltekin oğlu Alâeddîn Ali Bey bin Hüsâmü’d-devle Hasan Bey
bin Emîr Nâsirü’d-devle İltekin [49] Gâzi mahdûmudur. Selçukîyye ümerâsından olup 610
sâlinden sonra vefât etdi. Ceddînin vakfeylediği Saz Çiftliği bunun mâlikânesi idi. Bu
mâlikâneye evlâdı tevliyetle mutasarrıf olmuşlardı. Mahdûmu Mehmed Bey’dir.
21
25