Page 300 - 6-8
P. 300

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Amasya‘da  muazzam  bir  câmii  ve  türbesi  olduğu  kayden  [114]  anlaşıldı.  Kuyûd-ı
               Vakfiye idâresindeki “Amasya Cihât Defteri”nde “Vakf-ı câmi-i şerîf Melik İsmâil Gâzi nâm-
               ı diğer Câmi-i Enderûn, der İçerişehir, der Amasya” yazılıdır.
                     Bu câmi-i şerîf, el-yevm Loğ Minare demekle meşhûrdur. Kezâlik türbesi de Şamlılar
               Mahallesi’nde el-yevm Alagöz Baba Türbesi demekle meşhûr eski kubbe olup, Melik İsmâil
               Gâzi türbesi olduğu rivâyet edilmekdedir. Fakat Cihât Defteri’nde Melik müşârün-ileyhin kabri
               Merzifon kasabası civârında Sehmü’d-devle köyünde olduğu yazılıdır.
                     Bu câmi-i şerîfin ve türbesinin mevkûfâtı defter-i mezkûrda İçerişehir’de Yağıbasan Hânı
               ve Suluova’da Kolay ve Kulu köyleri olduğu yazılıdır. Hân-ı Yağıbasan, İçerişehir’in Kurşunlu
               Mahallesi’nde olduğu sonra bu hâna Kurşunlu Hân ve şimdi Kurşunlu Mahallesi dendiği cild-i
               evvelde yazıldı.
                     Melik İsmâil Gâzi, Ehl-i Salîb Muhârebâtı’nda harâb olan Ziyâre kasabasını da binâ edib
               Kasaba-i  Dânîşmendiyye  tesmiye  etdiği  ve  sonra  Ziyâre  Mahallesi  dendiği  de  kayd  [115]
               edilmişdir. Melik Şemseddîn İsmâil bin Dânişmend nâmına darb etdirdiği sikkesi “Meskûkât-ı
               İslâmiye Kataloğu”nda vardır.
                     Melik Gâzi İsmâil Bey’in Sunkur, Yağıbasan diye iki şehzâdesi görülmekdedir. Gâliba
               halîlesi Ayşe Gâzi binti el-emir Yağıbasan bin Mehmed bin Alparslan olmalıdır. Sunkur Gâzi,
               Melik İsmâil Gâzi’nin mahdûmu olduğu muhakkaktır. Fakat Yağıbasan Gâzi, Melik müşârün-
               ileyhin mahdûmu olmasında ihtilâf vardır.
                     Amasya‘da Yağıbasan Hânı ve Melik İsmâil Gâzi’nin câmi-i şerîfi mevkûfâtından olduğu
               gösteriyor ki Melik müşârün-ileyhin Yağıbasan adlı bir mahdûmu vardır. Cemâleddîn İsmâil
               bin  Nizameddîn  Yağıbasan  da  Melik  İsmâil  Gâzi’nin  hafîdidir.  Amasya’da  Şamice
               Mahallesi’nde medfûn olan Melik Gâzi İsmâil Bey bin Melik Bayram Bey bu Melik İsmâil
               Gâzi’nin evlâdındandır.

                     İsmâil Kadı-Mevlânâ Sadreddîn
                     Malatyalıdır. Malatya Kadısı Şemseddîn Ahmed bin Ebî Sa’id Abdulmecid bin İsmâil bin
               Mehmed  el-Herevî  mahdûmudur.  [116]  Ceddi  kâdı’l-kudât-ı  bilâd-ı  Rûm  olan  Mevlânâ
               Mecdeddîn  Ebu  Sa’id  Abdülmecid  el-Herevî  olup  Fukahâ-yı  Hanefiyye’den  Fahrü’l-İslâm
               Ebu’l-Hasan Ali bin Muhammed el-Pezdevî tilmîzidir.
                      Amasya  Hükümdârı  Sultân  Gıyaseddîn  Mehmed  Şâh  devrinde  Amasya’ya  gelip
               Medrese-i Mesûdiyye müderrisi, ba’dehû Amasya kâdı’l-kudâtı oldu. 603 senesi ramazânında
               vefât etdi. Kibâr-ı ulemâdan idi.

                     İsmâil Gâzi-Şâh Melikzâde
                     Havzalıdır.  Emîr-i  meşhûr  Celâleddîn  Şâh  Melik  bin  Mehmed  bin  Kunduz  Bey’in
               oğludur. Buna Kunduzoğlu da denmişdir. Emîr Kemaleddîn İsmâil Bey olup pederinin Amasya
               ve havâlisini istilâsı zamanında Canik emîri ve sevâhil kumandânı oldu. Kendisine Emîrü’s-
               sevâhil dendi.
                     679 senesi evâilinde pederinin Amasya‘da mahsûren vefât etdiği esnâda Emîr Seyfeddîn
               Torumtay ile muhârebeler etdi. Bir müddet Canik, Havza ve havâlîsini elinde tutabildi. 682’de
               Emîr Boğa’nın elinde maktûlen [117] vefât etdi.

                     İsmâil Çelebi-Mevlânâ Sa’deddîn
                     Rûmikîdir.  Kürdlerden  Mehmed  oğludur.  Ulemâdan  tahsîl-i  ulûm  edib  Amasya‘da
               müderris-i benâm oldu. Hayli müddet iftâ ve tedrîs ile iştigâl ederek 696 sâline doğru vefât etdi.
               Kîbar-ı ulemâdan olup Mevlânâ Sa’deddîn İsmâil er-Rûmikî dendi.









                                                           299
   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304   305