Page 307 - 6-8
P. 307
Amasya Tarihi Cilt: 7
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Mahdûmları Abdullah, Mehmed Çelebilerdir. Mehmed Efendi, Küçük Çelebi demekle
meşhûr olup Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın konağında terbiye görmüşdür. Bunun
mahdûmu Şeyhülislâm İsmâil Asım Efendi’dir. “Ferâşet Defteri”nde “İsmâil Efendi birâder-i
Halil Efendi imâm-ı sadr-ı âlî Köprülü Mehmed Paşa” diye mezkûrdur. [138]
İsmâil Ağa-Abdülcelilzâde el-Hâc
Amasyalıdır. Mevâlîden Sandûkîzâde Abdülcelil Efendi’nin mahdûmudur. Sipâhi olup
hayli muhârebâta iştirâk ederek terakkîler gördü. Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın zaman-ı
sadâretinde sipâhiler ağası olup azlinden sonra 1080 senesi recebinde nukûdunu vakf ve 1081
senesi şa’bânında vefât etdi. Mahdûmu el-Hâc Şa’bân Ağa ve birâderi de el-Hâc Hüseyin
Ağa’dır.
İsmâil Efendi-Yağmûrîzâde el-Hâc
Amasyalıdır. Kudâtdan Yağmurköylü el-Hâc İsmâilzâde Abdurrahman Efendi’nin
mahdûmudur. Ceddînden ve Kadızâde Küçük Mehmed Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm
ve Rûmeli Kazaskeri Hâcezâde Abdullah Efendi’den mülâzım oldu.
Amasya‘da uzun müddet tedrîs ve ifâde ederek iştihâr edib 1067’de Yörgüç Paşa, 1070’de
Sultân Bâyezîd Medreselerine müderris, 1071 senesi recebinde Amasya Müftüsü ve 1072
saferinde ma’zûl oldu. [139]
1075 senesi muharreminde Kameriyye-i Tokat Müderrisi, 1078’de Sivas Kadısı olup
1080’de ma’zûl ve 1081’de Şâdiye Medresesiyle mütekâid olduğu halde 1083’de vefât etdi.
Fâzıl, ulûm-i şer’îyyede kâmil, mevâlî-i devriyyeden idi. Mahdûmu el-Hâc Mehmed Efendi de
kudâtdandır.
İsmâil Efendi-Nefiszâde es-Seyyid
Hattât-ı meşhûr es-Seyyid İbrâhim Paşa bin Mehmed Çelebi birâderi es-Seyyid Ali Çelebi
mahdûmudur. Küçük yaşında İstanbul’a gidip amcası nezdinde tahsîl-i ilim ve ma’rifet ve ibtidâ
Hâlid Erzurumî’den, ba’dehû amcasından hutût-ı mütenevvi’ayı ahz etdi.
İmâm-ı Sultânî Amasyalı Hacı Evliyâ Mehmed Efendi’nin dâmâdı Abdurrahman
Efendi’ye dâmâd olup Dîvân-ı Hümâyun Kalemi’ne girdi. Bir taraftan şâkirdâna ta’lim-i hutût
ederek iştihâr etdi. Diğer taraftan Dîvân-ı Hümâyûn kâtibi oldu.
Ancak pek şişmân olduğundan terakkî edemeyip “Cihât-ı Vakfiye Defteri”nde mezkûr
olduğu üzere 1085’de vefât etdi. “Sicill-i Osmânî”de 1084’de vefâtı [140] mezkûrdur. Kendi
imzâsı İsmâil bin Ali en-Nefisî dir. Bazen İsmâil en-Nefisî el-Amasî diye imzâ kordu. Hâfız
Osmân Efendi’nin üstâdı olan bir hattât-ı meşhûr idi.
Müstakîmzâde Süleyman Saadeddîn Efendi “Tuhfetü’l-Hattâtin”de diyor ki: “Seyyid
İsmâil-şehrîdir. 122 Nefisîzâde demekle şehîrdir. Sabıkü’z-zikir Nefeszâde Seyyid İbrâhim
Efendi’nin akrabâsındandır.
123 تسنافرع لهأ ركذ ندز هدرمش سفن
mefhûmu üzere medâr-ı küllîsi haps-i nefes olan hüsn-i hatt-ı enfes tahsîl eylemeye tâlip
ve Nesîh’de Hâlid-i Erzurumî’den tâ’lim ile ahz-ı izin ve nefes edib vâdi-i şeyhânede yegâne
idi.
“Hatta Hâfız Osmân Efendi’ye ba’del-izin üstâd-ı sânî olup tavr-ı Şeyh’e takarrüb tarîkini
bunlardan ahz eylemişdir. Eğer azm ü şikemi olmayip zîr-i meşki zânûları üzere vaz ile
122 Süleyman Sadeddîn Efendi “Tuhfe”sinde pek çok taşralıları Şehrî ya’ni, İstanbûlî göstermek mu’tadı
olduğundan buna da şehrîdir, diyor. İkāmeti i’tibâriyle şehrî ve tevellüdü i’tibâriyle Amasyalıdır.
Nefeszâde tabîri elsine-i âmmede olup hadd-i zâtında Nefîszâde’dir. Ceddi Nefîs Çelebi’dir. Nefes Çelebi
değildir. Avâm dilinde Nefisoğlu demekle pek meşhûr idi.
123 Nefesi saymak ma’rifet ehlinin zikir çeşididir. (Haz.)
306