Page 33 - 6-8
P. 33
Amasya Tarihi Cilt: 6
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
“Tennûrîzâde” dendi. Evlâdından Amasya Müftüsü Zeynel‘abâd Çelebi bin Ni’metullah
Çelebi, birâderleri Halîl, Abdulfettâh Efendiler ile Mahmûd Efendi bin Sun’ullah Efendi ve
[70] Abdurrahîm Efendi bin Fethullah Efendi 976’da ber-hayât idiler.
Evlâdından Sa‘dî Çelebizâde Ebu’s-Su’ud Efendi 960’da kibâr-ı müderrisinden olup
Abdulkâdir Efendi bin Emrullah Efendi ve Abdurrahîm Efendizâde Abdulvehhâb Efendi, bin
hudûdunda ber-hayât idiler. Karayazıcı şeyhi es-Seyyid Abdurrahîm Efendi de evlâd-ı
Tennnûrîyedendir.
Şeyh müşarün ileyh ibtidâ Halvetî olarak silsile-i hilâfeti Amasya’da Pîr Sun’ullah
Halvetî, Pîr Abdurrahman Çelebi, Pîr Şerefeddîn Hamza vâsıtalarıyla Hazret-i Pîr İlyas
Halvetîye ve sonra Bayrâmî olup silsile-i hilâfeti Akşemseddîn Mehmed Bayrâmî, Hacı
Bâyezîd-i Ankaravî, eş-Şeyh Hamideddîn Aksarâyî vâsıtalarıyla Amasya civârında Şeyh Şâdî
Karyesinde medfûn eş-Şeyh Şehâbeddîn Şâdî Çelebi’ye müntehîdir.
İbrâhim Efendi-el-Hâc Tâceddîn
Gelgirâslıdır. Ali oğlu olup Amasya fuzalâsından tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm ve
câmi’-i enderûn vâ’izi olup 890 hudûdunda vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan idi. Artukoğlu
İbrâhim Çelebi bin Hasan Çelebi ve [71] birâderi Murteza Çelebi bu esnâlarda ber-hayât idiler.
Ba’dehû vefât etmişlerdir. Kudât u ulemâdan idiler.
İbrâhim Ağa-Sekbân
Hasan oğludur. Amasya’da Sultân Bâyezîd-i Sânî vâlî iken Hâlid Ağa’dan sonra
sekbânlar ağası, Amasya yeniçerileri zâbıtı olup 892 sâlinden sonra vefât etdi. Hâlid Ağazâde
İbrâhim Ağa da Amasya’da sekbânbaşı, yeniçeriler serdârı olup 896 sâlinden sonra vefât etdi.
Zî-nüfuz adamlardı.
İbrâhim Çelebi-Muhâsebeci
Mâliye defterlerinde görüldüğü üzere Amasyalı Ahmed’in oğludur. Sultân Fâtih
Mehmed Hân devrinde hizâne-i âmire ketebesinden olarak terakkî edib 882’de muhâsebeci ve
888’de Anadolu defterdârı ve 892’de Rumeli kethüdâsı ve ba’dehû Rumeli defterdârı görüldü.
896 sâlinden sonra vefât etdi. Hâcegân-i divân-ı hümâyûndan “Muhâsebeci Amasyalı İbrâhim
Çelebi” demekle meşhûr idi. Mahdûmu Mehmed Çelebi’dir. [72]
İbrâhim Tâceddîn Efendi-Şâmluzâde
Amasyalıdır. Debbâg ustalarından lâciverdî rengi îcâd eden Şamluoğlu Ali bin Ahmed
mahdûmudur. Mehmed Paşa vakfiyesinde Mevlânâ Tâceddîn İbrâhim Şâmlu ve Tabakât-ı
Temimi’de “Tâceddîn İbrâhim bin el-üstâzü’l Amâsî” diye yazılıdır. “Şakâyık”da pederinin
lâciverdî rengini îcâd eden debbâg ustası olduğu kaydedilmişdir.
Amasya’da İbrîzâde Mevlânâ Muhyiddîn Çelebi ve Merzifon’da Seydî Ahmed
Kırımî’den ve İstanbul’da Hızırbeyzâde Mevlânâ Sinan Paşa’dan ikmâl-i tahsîl ve mülâzemet
ederek ders-i âm ve Ankara’da Ak Medresesi müderrisi iken 880’de Trabzon vâlisi Şehzâde
Sultân Abdullah mu’allimi oldu.
Ancak hocası Sinan Paşa’nın 884’de azl ü habsi üzerine bu da mu’allimlikten azledilip
on beş akçe ile Çubuk-âbâd kazasına gönderildi. 886’da Sultân Bâyezîd’in taht-ı saltanata
cülusunda hocası gelip sânîyen vezâretle nişancı oldukta Ankara kadısı oldu. [73]
Kudâtdan ba’de’l-azl üstâdı İbrîzâde vefâtıyla yerine Amasya’da Hüseyniye Medresesi
ve 900 hudûdunda Hızır Paşa müderrisliği ile mütekâid olduğu halde 909’da dâr-ı na’îme irtihâl
etdi. “Tercüme-i Şakâyık”da Mecdî Mehmed Efendi diyor ki:
“Müddet-i ömründe zühd ü salâh u iffet ü felâh üzere olup nefs-i nefisine iştigâlde ve
ebnâ-yı zamandan i’raz ü imtinâ’da nekâhat-ı aslî ve semâhat-ı fıtrî mübtegâsınca ve zekâ-yı
tabî’i ve nekâ-yı cibilli müktezasınca ulûm-ı mütedâvilede müşâreketi olup akrân ve emsâlden
28
32

