Page 340 - 6-8
P. 340

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Amasya‘da yazdığı bir “Kudûrî” kitâbının sonunda “Efdalüddîn Hüseyin bin Hamîdeddîn
               el-Hüseynî el-Amâsî” imzâsı da görüldü. Mahdûmu Şeyhülislâm Hamîdeddîn Efendi’dir. Diğer
               mahdûmu Tâceddîn İbrâhim Çelebi’dir. Hamîdeddîn Efendi’nin mahdûmları Salâhaddîn Mûsâ,
               Şemseddîn Ahmed Efendilerdir. Bunlara “Efdalzâde” dendi.

                     Ekmeleddîn Mehmed Çelebi-Ahmedîzâde
                     Yukarıda tercemesi yazılan Mevlânâ Tâceddîn İbrâhim Ahmedî mahdûmudur. Bursa’da
               tahsîl-i ulûm edib orada müderris oldu. 804’de pederiyle beraber Amasya‘ya gelip tedrîs-i ulûm
               ederek kadı, sonra Amasya Vilâyeti muharrir ve defterdârı olup 835 hudûdunda vefât etdi.
               Ricâl-i ilmîyyeden idi. Mahdûmu Şehabeddîn Ahmed Çelebi’dir.

                     Ekmeleddîn İbrâhim Çelebi-Hamîdzâde
                     Amasyalıdır. Meşâyih-i ulemâdan Mevlânâ Hamideddîn Mehmed bin [248] İbrâhim’in
               diğer  mahdûmudur.  Efdal  Çelebi’nin  birâderi  olup  Mevlânâ  İbrâhim  Tokatî’den  vesâir
               ulemâdan  ikmâl-i  tahsîl  ederek  ders-i  âm,  müderris,  kadı  olup  881’de  vefât  etdi.  Kibâr-ı
               kudâtdan idi. Mahdûmu Şemseddîn Ahmed Çelebi’dir. Buna da “Ekmelzâde” dendi.

                     Ekmel Bey-Gâzi Beyzâde
                     Kedağralıdır. Köprü Meşâhir-i ümerâdan Ahmed Bey bin eş-Şeyh Halîl Bey bin Gâzi
               Mehmed Bey bin eş-Şeyh Alâeddîn Ali bin İbrâhim eş-Şirvânî mahdûmu ve Köprü’de câmii
               ve hamâmı olan Tâceddîn Paşa’nın ammizâdesi oğludur.
                     Tâceddîn Paşa’nın maiyyetinde, sonra Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed dîvânında
               müstahdem olarak ümerâdan oldu. 9l8’de menkûb olduysa da akrabâsından nişâncı ve Anadolu
               kazaskeri Ca’fer Çelebi’nin şefâatiyle Mîrlivâ oldu. Hayli zaman Kedağra Emîri olup 933’de
               vefât etdi. Mahdûmu Câfer Bey’dir. 931’de tanzîm edilen Sivas Beylerbeyi Sinan Paşa’nın
               vakfiyesi zeylinde “fahrü’l-ümerâ Ekmel Bey bin Ahmed Bey” görüldü.

                     Eken Şeyh-Muharrir Çelebi
                     Amasyalıdır. Geldiklân nâhiyesinde bir zâviye ve yanında bir câmi’ inşâ edib çiftliğini
               bunlara  vakfetdi.  918’de  vefât  etdiği  zannolunur.  Evlâdından  Veli  Çelebi  zâviyedâr  olarak
               çiftliği mutasarrıfı iken vefâtıyla evlâdından Alemdâr Eytem Seyyid Mehmed’e 1206 saferinde
               tevcîh edildi. [249]

                     Alp Arslan Çelebi-eş-Şeyh es-Seyyid Nureddîn
                     Kemahlıdır.  Oranın  emîri  olan  Sarımeddîn  Mehmed  bin  Ebîbekr  el-Kemahî
               mahdûmudur. Moğol askerinin Kemah’ı zabt ve istîlâsında firâr edib Amasya‘ya geldi. Tahsîl-
               i ulûm ederek tarîkat-ı Rifâiyye meşâyihinden eş-Şeyh Ali el-Hakkârî’den ahz-ı hilâfet etdi.
                     Ba’dehû  (Sonica)  Sonisa  kazâsında  Zûdây  karyesinde  bir  zâviye  binâsıyla  655’de
               Amasya mahkemesinde bütün emlâkını zâviyesi mesâlihine vakfedip hayli müddet Amasya’da
               ikâmet etdi. 156  Emîr Muineddîn Pervâne Bey’in teveccühâtına mazhar olup 675’de zâviyesine
               çekildi. Ba’dehû vefât etdi.
                     Âlim, sâlih, Rifâî bir zât olduğu vakfiyesinde mezkûr ve zâviyesi ittisâlinde binâ etdiği
               türbesinde medfûndur. Mahdûmu Emîr Alâeddîn Savcı Bey Amasya ve Niksar ümerâsındandır.
               Bunun mahdûmları Alp Arslan, Doğan Şâh Beylerdir.   157  Bunların evlâdı vardır.



               156  Şeyh-i müşârün-ileyhin bu vakfiyesi 655 senesi ramazânında tanzîm edilmiş olup kuyûd-ı vakfiye idâresine
                 kaydedilmek üzere geldiğinden burada mütâlaa edildi. Eş-Şeyh Ali el-Hakkârî Amasya meşâyihindendir.
               157   Bu  iki  birâderin  türbesi  Niksar’da  Melik  Gâzi  türbesinin  yolu  üstünde  yan  yana  olduğu  halde  bulundu.
                 Tarafımdan hafriyât ile anlaşıldı.


                                                           339
   335   336   337   338   339   340   341   342   343   344   345