Page 413 - 6-8
P. 413

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Mahdûmları Pîr Mehmed, Ali, Ahmed Çelebilerdir. Bunlar da meşâhîr-i kudâttan idiler.
               Alâeddîn Alî Çelebizâde Bedreddîn Mahmûd Çelebi de kibâr-ı ulemâ ve kudâttan olup tevliyet
               bunun evlâdına intikâl etmişdi. Bunlara Çakal Kadızâdeler ve kısaca Çakallar dendi.

                     Bedreddîn Mahmûd Çelebi-Muslihî
                     Sivaslıdır.  Ahmed  oğludur.  Orada  fuzâlâ-yı  kurrâdan  Mevlânâ  Ziyâeddîn  Yûsuf  er-
               Rûmî’den ilm-i  kıraati ve Amasya’da    [497]  Mevlânâ Celâleddîn  Abdurrahmân Çelebi bin
               Musliheddîn Mûsâ Çelebi’den ulûm-i şer’iyye ve edebiyyeyi ahz edib müşârün-ileyhe dâmâd
               oldu. İmzâsında Mahmûd bin Ahmed el-Muslihî yazardı.
                     Bir müddet neşr-i ulûma hizmet ederek ders-i âm oldu. Amasya’da ilm-i vücûh-i kıraat
               bundan intişâr etdi. Ba’dehû Atabeg Gâzi müderrisi, Amasya nâibi olup kayın birâderi Amasya
               kâdı’l-kudâtı Mevlânâ Şemseddîn Mehmed Şâh Çelebi’ye niyâbet ve 823 sâlinden sonra dâr-ı
               bekâya rihlet etdi. Üçler’de kayın pederinin yanında medfûndur. Kibâr-ı ulemâdan şeyhü’l-
               kurrâ bir zât idi.
                     Amasya’da  zâviyesi  ve  imârethânesi  olan  ricâlden  Bedreddîn  Mahmûd  Çelebi  Ahî
               Darbhâneci’nin  terceme-i  hâli  yukarıda  Ahî  Darb-hâneci  Bedreddîn  Mahmûd  Çelebi  diye
               yazıldı. Meşâhîr-i ulemâdan Osmâncıklı Bedreddîn Mahmûd Çelebi bin Alî de 886 sâline doğru
               dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Vâ’iz, fâzıl bir zât idi.

                     Bedreddîn Mahmûd Çelebi-Çakal Kadı
                     İçerişehir’de zâviyesi olan sâbıkü’t-terceme el-Hâc Bedreddîn [498] Mahmûd Çelebizâde
               Alâeddîn  Alî  Çelebi  mahdûmudur.  Amasya  fuzalâsından  tahsîl-i  ulûm  edib  ders-i  âm  ve
               ba’dehû kasabâta kadı, 871’de Amasya’da kassâm-ı askerî, 883’de Amasya kadısı oldu. 890’da
               vefât etdi.
                     Kibâr-ı ulemâ ve kudâttan latîf, tevârih ve muhâzarâta vâkıf, hoş-sohbet bir zât idi. Çakal
               Kadı demekle meşhûr olup evlâdına Çakal Kadızâdeler ve tahfîfen Çakaloğulları ve Çakallar
               dendi.
                     Sultân Bâyezîd-i Sânî ve şehzâdesi Sultân Ahmed’e Amasya’da tekarrüb edib mutâyebât
               ve nevâdir-i asrında pek meşhûr idi. Mahdûmları el-Hâc Ali, Sâdullâh, Sinan Çelebilerdir. Hacı
               Alî Çelebizâde Şemseddîn Ahmed Çelebi ve birâderi el-Hâc Mahmûd Çelebi meşhûr idi. Bunun
               evlâdından Ahmed Efendi bin Vildân Çelebi mevâlîden idi.
                     Hacı  Sinan Çelebi evlâdından Sinan Paşa bin  el-Hâc Mahmûd  Çelebi bin el-Hâc Alî
               Çelebi  bin  el-Hâc  Sinan  Çelebi  bin  Çakal  Kadı  Beylerbeyilerdendir.  Bunun  mahdûmları
               Mehmed [499] Mahmûd, Yûsuf Paşalar’dır. Bunların evlâdı münkarız olup tevliyet Rahtuvân
               Mehmed Paşazâdelere intikâl etdi.

                     Bedreddîn Mahmûd Efendi-Akdağîzâde
                     Amasyalıdır. Kibâr-ı meşâyih-i kirâmdan Akdağlı Mevlânâ Muhyiddîn Mehmed Çelebi
               bin Ahmed mahdûmudur. Amasya’da müderris-i meşhûr Mevlânâ Şemseddîn Ahmed Cendî
               Çelebi’den ulûm-i edebiyye ve şer’iyyeyi ahz edib Mu’arrifzâde Mevlânâ Sinâneddîn Yûsuf
               Çelebi hizmetinde ikmâl-i tahsîl etdi.
                     Amasya ve İstanbul’da müderris olup Sultân Bâyezîd-i Sânî nezdinde ma’rûfiyet kazanan
               893’de  İmâm-ı  Sultânî  Amasyalı  Alî  Efendi  sefâretle  Mısır’a  gitdiği  esnâda  üstâdı
               Mu’arrifzâdenin sevk ü ta’rîfiyle imâm-ı Sultânî oldu.
                     899  senesi  ramazânında  Bursa  kadısı  Kadızâde  Mevlânâ  Kâsım  Çelebi  vefât  etdikde
               Bursa kadısı oldu. On yıl Bursa’da kemâl-i istikâmet ile icrâ-yı hükûmet edib 909’da Anadolu
               kazaskeri olarak İstanbul’a geldi.
                     İki yıl kazaskerlik edib 911’de azliyle [500] ikinci defa Bursa kadısı olup gitdi. 914’de
               yevmî yüz akçe ulûfe ile mütekâ’id olduğu hâlde 915’de dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Âlim, fâzıl,
               şâir, kerîm, kâmil bir zât idi.




                                                           412
   408   409   410   411   412   413   414   415   416   417   418