Page 408 - 6-8
P. 408

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               şeyhi  olduğu  hâlde  1071  senesi  hilâlinde  vefât  etdi.  Ulemâdan  vâ’iz,  müzekkir  bir  zât  idi.
               Mahdûmu Zeki Alî Efendi’dir.

                     Bâyezîd Efendi-Kemerbaşı
                     İbrâhim oğludur. Fâzıl-ı meşhûr Ürgüblü el-Hâc Ahmed Efendi’den tahsîl-i ulûm edib
               ders-i âm oldu. Hayli müddet kemerbaşı, ya’nî talebe zâbiti olup ihtiyârlığında Enderûn Câmii
               kürsi  şeyhi  olduğu  hâlde  1223’de  vefât  etdi.  Ulemâdandır.  Mahdûmu  Mehmed  Efendi  de
               kemerbaşı  olup  1259  ve  bunun  mahdûmu  Abdullah  Efendi  de  Kapancızâde  Medresesi’nde
               mukîm ve âlem-i tecerrüdde olduğu hâlde 1267’de vefât etdi.

                     Bebek Kaya Çelebi-Memik
                     Amasyalıdır. Mehmed oğludur. Gâyet güzel ve sevimli bir zât olduğundan Bebek Çelebi
               ve  ba’dehû  Memik  Çelebi  [480]  dendi.  İlm  ü  kitâbet  tahsîlinden  sonra  beytülmâl  kâtibi,
               defterdâr kethüdâsı oldu. Şehzâde Sultân Mustafa Amasya vâlisi olup geldikde ihrâcât-ı hâssa
               kâtibi, ba’dehû emîni olduğu hâlde 958’de vefât etdi. Hattı güzeldi.
                     Bidâyet-i  hâlinde  Şehzâde  Sultân  Ahmed  havâssından  Şehzâde  Mustafa  bin  Şehzâde
               Süleyman Bey bin Sultân Ahmed lalası olmuşdu. Mahdûmu Mustafa Efendi ulemâdan olup
               Memikzâde diye meşhûr oldu. Bunun mahdûmları Mehmed, Ali, Hüseyin Efendilerdir.
                     Mehmed  Efendi,  evkâf  müfetdişi  olup  1009  zilka’desinde  vefât  etdi.  Mahdûmu
               Şeyhülislâm  Mustafa  Efendi’dir.  Alî  Efendi  de  ulemâdan  olup  mahdûmu  Mehmed  Efendi
               Ayasofya  ders-i  âmlarından  idi.  Bunun  mahdûmu  sudûrdan  Tezkireci  Mehmed  Efendi’dir.
               Hüseyin Efendi de ulemâdan olup mahdûmları Bâyezîd, Mehmed Efendiler mevâlîden idiler.
               Bunlar  İstanbul’da  kalmışdır.  Bunların  diğer  şu’besi  de  Amasya’da  kalıp  Kaya  Alî
               Paşazâdelerdir. [481]

                     Bahrî Halîl Efendi-Kassâm
                     Merzifonludur.  Ebûbekir’in  mahdûmudur.  Tahsîl-i  ulûm  etdikten  sonra  ders-i  âm,
               ba’dehû kadı olup İstanbul’a gitdi. Orada hemşehrîsi Dürrî Mehmed Efendi’ye intisâb edib
               Anadolu sadâretinde kassâmı ve meşîhatında tezkirecisi oldu. Ba’dehû mevâlî-i devriyyeden
               olduğu hâlde 1168’de vefât etdi. Âlim, kâmil, şâir, edîb bir zât idi.

                     Bahrî Halîl Efendi-Fenârcizâde el-Hâc
                     Amasyalıdır. Müfessir-i meşhûr Hâfız el-Hâc Mehmed Zühdü Efendi bin el-Hâc Evliyâ
               Halîl Keşfî Efendi’nin mahdûmudur. Pederinden ikmâl-i tahsîl etdikten sonra Şam ve Hicâz’a
               gidip fuzalâ-yı Arab’dan istifâza ederek avdet etdi.
                     Kübceğiz Mahallesi’nde ikâmet ve tedrîs-i ulûma muvâzabet edib 1245’de dâr-ı kudse
               intikâl etdi. Âlim, fâzıl, muhaddis, münzevî, zâhid bir zât idi. Birâderi el-Hâc Hâfız Alî Efendi
               de ulemâdandır.

                     Bahtiyâr Bey-Emîr Nâsıreddîn [482]
                     Ankaralıdır. Oranın hâkimi olan Taceddîn Devlet Şâh bin Celâleddîn Mehmed Bey bin
               Sultân Gıyaseddîn İsmâîl Hân bin Sultân Süleyman Pâdişâh bin el-merhûm Devlet Şâh bin
               emîr-i  kebîr  Bedreddîn  Uluğ  Bey  bin  emîr-i  kebîr  Şâhin  Şâh  bin  Arslan  Doğmuş  Bey’in
               mahdûmudur.
                     Ceddi Sultân İsmâîl Hân, Kastamonu ve Sinop emîri idi. Bu emârete ibtidâ ta’yîn edilen,
               bunun ceddi merhûm Devlet Şâh bin Uluğ Bey’dir. Uluğ Bey bin Şâhin Şâh Bey, Niksar’da
               pederiyle beraber bir türbe-i mahsûsada medfûndur.
                     Bahtiyâr  Bey,  pederinin  intikâlinde  Ankara  hükümdârı  oldu.  762’de  Sultân  Murâd
               Hünkâr’ın  gönderdiği  Sunkur  Paşa  muhârebesinde  mağlûb  olup  memâliki  zabt  ve  istîlâ





                                                           407
   403   404   405   406   407   408   409   410   411   412   413