Page 485 - 6-8
P. 485
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
hafîdi olduğu kendi imzâsıyla sâbitdir. Re’îs-i müşârün-ileyhin bütün mu’âsırları, kendisini Tâc
Beyzâde hânedânından olmak üzere tanımışlardı.
Tâceddîn İbrâhim Efendi-Şâmluzâde
Amasyalıdır. Amasya’da Hızır Paşa müderrisi iken 909’da vefât eden Şâmluzâde İbrâhim
Tâceddîn Efendi’nin mahdûmu, Amasya kâdısı Alâaddîn Alî Efendi’nin oğludur. Amasya’da
Müfessir Ahmed ve Cum’a Efendilerden tahsîl-i ulûm edib dersiâm ve müderris oldu.
Ba’dehû, İstanbul’a gidip sudûrdan Amasyalı Mü’eyyedzâde Abdulkâdir Şeyhî
Efendi’den mülâzım olarak 985 senesi şa’bânında Seydî Gâzi kasabasına müderris ve müftî
oldu. [26]
992 senesi ramazânında ma’zûl olup Hicâz’a gitdi. 993’de avdetle Amasya’ya gelip sene-
i mezbûre şevvâlinde Hüseyniyye müderrisi ve 996 senesi muharreminde Şeyhülislâm bulunan
Mü’eyyedzâde Abdulkâdir Şeyhî Efendi’nin himmetiyle Ayâs Efendi yerine Amasya müftüsü
ve Sultân Bâyezîd müderrisi oldu.
Sekiz yıl tedrîs u iftâdan sonra kendisin pek zi[y]âde bî-huzûr eden ba’zı tezvîrât üzerine
1004 senesi ramazânında azl edildi. Ba’dehû kendisine verilen vazîfe-i tekâ’üdle kanâ’at ve
meşâgil-i dünyâdan ferâgat ederek Halvetiyye Şeyhi Muhyiddîn Mehmed Efendi’den inâbet
etdi.
Beş yıl kadar muhlisâne Cenâb-ı hakka teveccüh ve ibâdet ederek l009 senesi saferinde
dâr-ı na’îme rihlet etdi. Nev’îzâde Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da diyor ki:
“Mevlâ-yı merkûm, tâc-ı beyt-i manzûme-i ulemâ’-i Rûm, pîr-i sâlih-i mübârek-dem,
pâk-nihâd ve melek-nijâd idi.” Mahdûmları Ahmed, Mustafa Efendiler kudâttan idiler.
Tâceddîn Efendi-Koca
Amasyalıdır. Mahmûd Çelebi bin İbrâhim Çelebi mahdûmudur. [27]Amasya’da
İğnecizâde Ömer Efendi ile beraber Müfessir Ahmed ve Allâme Sinan Efendilerden tahsîl-i
ulûm ederek İstanbul’a beraber gitdi. Şehzâdegân mu’allimi Amasyalı Mazlûm Melik Ahmed
Efendi’ye intisâb ve mülâzemet etdi.
Ahmed Efendi mevleviyyetle Kudüs-i Şerîf’e gitdikden sonra Hâce-i Sultânî Sa’deddîn
Efendi’ye mu’îd u mülâzım oldu. Müddet-i mülâzemeti uzadığı ve akrân u emsâli kendisine
takaddüm etdiği hâlde müderris olamadığına kızıp avdet etdi.
Amasya’da Halfet Gâzi, Ayas Ağa, Yörgüç Paşa medreselerine müderris olup l006’da
Hâce Sa’deddîn Efendi Şeyhülislâm olduğundan sânîyen İstanbul’a gidip Edirne’de Çukacı
Hacı müderrisliği ile silsile-i ulemâya girdi. l009 senesi cumâdelâhiresinde Kazancılar
müderrisi oldu.
1012’de terfî’an Üç Şerefeli müderrisi olup 1013 senesi cumadelâhiresinde Amasya
müftülüğü ve Sultâniyye müderrisliği verildiyse de kabûl etmeyib yerinde kaldı. 1016 saferinde
Sahn-ı Semâniyye müderrisi olarak İstanbul’a geldiğini müte’âkıb Diyarbekir mollası oldu.
[28]
1017 şevvâlinde ma’zûlen İstanbul’a gelip 1019 ramazânında Manisa mollası oldu. İki
buçuk yıl icrâ-yı kazâ edib 1022 senesi rebiülâhirinde azl edildi. 1023 saferinde ber-vech-i
tekâ’üd Bursa’da Murâdiye müderrisi oldu.
1026’da şerîki Amasyalı Ömer Efendi Hâce-i Sultânî oldukda Mekke-i Mükerreme
pâyesiyle yevmî yüzelli akçe vazîfe-i tekâ’üd verildi. 1031 saferinde vazîfe-i tekâ’üdü ibkâ
edilerek Murâdiyye müderrisliği uhdesinden alındı.
1037 şa’bânında Bursa kurbunda Yenişehir kazâsı arpalık vechile uhdesine tevcîh edildi.
1039 senesi zilhiccesinde Bursa’da dâr-ı bekâya rihlet eyledi. Nev’îzâde “Zeyl-i Şakâyık”da
diyor ki: “Merhûm-ı mezbûr fezâ’il-i ilmiyye ile meşhûr, Hâce Sa’deddîn Efendi merhûmun
mu’allimi ve dâ’ire-i meclis-i ifâdenin mütemmimi, mu’ammer bir pîr-i sâlih ve şeyh-i sa’âdet-
479
484