Page 499 - 6-8
P. 499
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Birâderi Tâceddîn İbrâhim Çelebi ile İstanbul’a gelip tahsîl-i ilm u kemâle sâ’î oldu. Fakat
hüsn ü cemâli bî-bedel, gâyet güzel olduğundan sarây-ı hümâyûna alındı. Sarây gulâmâtı
hâcesinden ikmâl-i tahsîle çalışdı.
918’de tahtına cülûs eden Sultân Selîm’in gözdesi [72]oldu. Bu esnâda uşşâkından biri,
alâ rivâyetin tedbîr-i umûr-ı mülk ü millete mâni’ oluyor diye Sultân Selîm tarafından ifnâ
edildi. Gâyet zekî, sîm-ten, pâkize-edâ bir şâir-i genc idi.
Mevlânâ Latîfî Çelebi “Tezkire-i Şu’âra”sında diyor ki:
“Sânî: Rûmîdir. İstanbul’da mutavattın olmuş ve Sultân Bâyezîd devrinin evâ’ilinde
gelmiş idi. Tâlib-i ilm ve sâhib-i hilm, mü’ellif-i fenn-i şîve ve musannif-i fenn-i işve idi.
Beyt
Vefâda mühr-i envâr gibi mâhir
Cefâda mürr-i sâfî gibi kâhir
İsmi ve hüsnü cihetinden vâris-i hüsn-i Hazreti Yûsuf olmağın Yûsuf-ı sânî denilir idi.
Hak budur ki kemâl-i cemâlde gâyet de güzel ve güzellikte Yûsuf gibi bî-bedel idi. Belki
Hazreti Yûsuf’dan sonra nakkâş-ı fıtrat kalem-i kudretle ol nakş-ı melâhatte bir tasvîr-i zîbâ ve
peyker-i garrâ dahi tahrîr ü tasvir etmiş değil idi.
Âkıbet uşşâkından biri ol habîb-i dil-firîbi [73] rakîb ile görüp tîr-i cefâ câna ve kârd
üstühâna erip cânı acıdığından cânına kıyıp ol çeşm-i kattâli katl etdi ve kendi dahi hasret ü
firâka ve derd-i iftirâka sabr u tahammül edemeyip âhirete ardınca gitdi. Bu şi’r onun
eş’ârındandır:
Dil-rübâlar dilâ benüm nemdir
Nûr-ı dîdem sürûr-ı sînemdir
Dâne dâne müjemde katre-i eşk
Sebzeler üzere sanki şeb-nemdir
Âlemin gâyeti emeldir bil
Âdemin âhiri de bir demdir
Bu beyt dahi onun “serv” redifli bir kasîdesindendir:
Ey bağbân olsa kokardı sözüm budur
Bağ-ı cihânda kaddi gibi müşk-bâr serv
Ve bu matla’ dahi onun la’l-i le’âlî-bârındân ve dürc-i dehen-i güher-nisârından sudûr
etmişdir.
Matla’
Elâ ey nârven-i reftâr u serv-i şâh-ı bâlâ-kad
Benefşe-zülf ü nergis-çeşm ü gül-rûhsâru nesrîn-had
Ba’zı üdebâ der ki Sultân Selîm-i Evvelin şu beyt-i hamâset-kârânesi Sânî Çelebi
hakkında söylenmiştir: [74]
Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn itdi felek
493
498