Page 500 - 6-8
P. 500
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sânî Abdullah Efendi-İkincizâde el-Hâc
Amasyalıdır. Amasya yeniçerilerinin serdârı İkinci Ömer Ağa’nın mahdûmu olduğu
kendi te’lîfâtının dîbâcesinde yazılıdır. Amasya fuzalâsından müftî-i allâme Hızır ve Mehmed
Paşa müderrisi Çillîzâde Ömer Efendilerden ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âmm-ı meşhûr oldu.
Üstâdı Ömer Efendi’nin 1095’de irtihâlinden sonra meydân-ı fazîlet kendisine münhasır
olduğundan talebe ve şâkirdân-ı irfânı fevka’l-âde çoğaldı. Sultân Bâyezîd câmi-i şerîfi, tefsîr-
i şerîf okuttuğu esnâda dinleyenlerle dolardı.
1098’de Fîrûz Ağa müderrisi olup Amasya’da tedrîs-i ulûm ederdi. Erbâb-ı hasedin urûk
ve a’sâbını tahrîk eden bu hâlet Havzalılar’ı teşvîk ederek müderrisi bulunduğu Fîrûz Ağa
medresesi Havza’da olduğundan bâhisle kendisinin Havza’ya gelmesini ricâ ve ısrâr etdirdiler.
Bundan dolayı canı sıkılıp Amasya ve medreseyi [75] terk edib 1111’de İstanbul’a
ba’dehû Edirne’ye gidip Şeyhülislâm es-Seyyid Feyzullâh Efendi nâmına te’lîf etdiği “Şerh-i
Âdâb-ı Hüseyniyye” hâşiyesini müşârün-ileyhe takdîm ederek Edirne’de Dârü’l-hadîs
müderrisliğine nâ’il oldu.
Orada dört yıl kadar neşr-i fezâ’il edib isbât-ı fazîlet etdiği esnâda 1115 senesi
rebîülevvelinde kopan kıyâmette efendisi maktûl ve evlâd u müntesibleri menkûb olduğundan
Hicâz’a gitdi. Avdette yine Amasya’ya gelip tedrîse devâm etdi.
Bu esnâda Hızır Paşa müderrisi olup talebe-i ulûm her taraftan dersine akın etdi. 1118
senesi şevvâlînin on üçüncü günü Müftü Hacı Efendizâde el-Hâc Ömer Efendi’nin vefâtına
binâ’en Amasya müftülüğü uhde-i istîhâline tevcîh edilip riyâset-i ilmiyye kendisine müntehî
oldu.
Bir buçuk yıldan ziyâde tedrîs u iftâ ile iştigâl ederken 1120 senesi rebîülevvelinde
hastalandı. 10 gün sonra dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Gâyet âlim, fâzıl, ulûm-ı akliyye ve nakliyyede
mütebahhir, vakûr, kâmil, şâir, [76]edîb, nâdire-dân bir zât-ı sütûde-simât olduğu âsârından
bellidir. “Şerh-i Tehzîb” üzerine haşiyesi, tefsîrden ba’zı mevâki’-i müşkileye ta’likâtı, ba’zı
mesâ’il-i mühimmenin îzâhı hakkında risâleleri vardır.
Mahdûmu Amasya müftüsü ve şeyhü’l-imâre el-Hâc Mehmed Efendi ve hafîdi yine
Amasya müftüsü Hâfız Abdurrahmân Efendi ve bunların evlâdı “Müftüzâde”likle meşhûrdur.
Müşârün-ileyhin diğer mahdûmu mevâliden el-Hâc Ömer Efendi’dir.
Sebâtî Mehmed Efendi-Türbeli Hâfız
Erzurumludur. Şirvân eyâletinde Şeki kazâsı dâhilinde Kutkaşın nâhiyesi halkından
Abdulkerîm Efendi bin Hacı Mikâ’il mahdûmudur. Pederi Hacı Hamza Efendi’yle Şirvân’dan
kalkıp Erzurum’da ikâmet etdikleri esnâda 1264’de doğdu.
Orada tahsîl-i ulûm edib Amasya’ya geldi. Bu esnâda Şirvânî Hacı İsmâ’îl Efendi’nin
türbesi, câmii ikmâl edilmiş olduğundan bu câmi-i şerîfin imâmı olarak kendisine tahsîs edilen
türbe civârındaki hânede ikâmet etdi. Bu münâsebetle [77] kendisine “Türbeli Hâfız” dendi.
1314’de Amasya mekteb-i idâdîsi Fârisî mu’alimi olup türbede kendi âleminde türbenin
güzel sesli mü’ezzininin nagamât-ı latîfesiyle dem-güzâr oldu. Otuz yıl kadar bu âlem-i
ferâgatte yaşayıp 1321 senesi saferinde vefât etdi.
Âlim, halîm, şâir, edîb, natûk, gâyet latîf, şekl ü şemâli güzel, mükerrem bir zât idi. “Hâfız
Sebâteddîn Mehmed Efendi” denirdi. Dîvân-ı eş’ârını bastırmış ve bir nüshasını da fakîre
hediyyeten vermişti. Hayfâ ki yandığından eş’ârı nakl edilemedi.
Mahdûmları Alî Hâver, Ahmed Tâhir Efendilerdir. Alî Hâver Efendi tıbbıyye-i
askeriyyeden doktor yüzbaşı çıktı. Yanya hasta-hâne-i askeriyyesi doktoru olmuştu. 1334’de
Yunanîlerin Yanya’yı işgâli esnâsında vefât etdi.
Senâyî Mehmed Çelebi-Hacı Enbiyâzâde
Amasyalıdır. Sultân Bâyezîd evkâfı kâtibi Mahmûd Çelebi [78] bin Pîr Ahmed Çelebi bin
Hacı Enbiyâ Çelebi mahdûmudur. Gençliğinde tahsîl-i ma’ârif edib pederinin yerine evkâf
494
499