Page 505 - 6-8
P. 505

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               ulemâ ve fuzalâdan ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve ibtidâ Sinan Paşa’dan mülâzım olarak
               Bursa’da Bâyezîd Paşa müderrisi oldu.
                     [90] Fakat Sinan Paşa’nın felâketinden müte’essir olup 885’de medreseden azl edildi.
               Ba’dehû Germiyân vilâyeti dâhilinde Simav kasabasına kâdı nasb edilerek oraya gönderildi.
               886’da Fâtih Sultân Mehmed Han’ın vefâtı üzerine inhilâl eden taht-ı saltanata Sultân Bâyezîd-
               i Sânî Amasya’dan gelip cülûs etdi.
                     Fakat Karaman vâlîsi birâderi Şehzâde Sultân Cem dahi saltanat da’vâsına kıyâm ederek
               harb  ü  kıtâle  mübâşeret  etdiğinden  Sultân  Bâyezîd  vüzerâ  ve  ricâlinden  şübhe  etdikleri
               kimseleri katl ü nefy ü habs etmeye başlamışdı.
                     Ez-cümle vüzerâdan Gedik Ahmed Paşa, Hamza Beyzâde Mustafa Paşa, Şehzâde Cem
               taraftârlığı töhmetiyle katl u i’dâm edildiği gibi sânîyen vezâretle nişâncı olan Hızır Beyzâde
               Sinan Paşa, ikinci vezîr Hızır Paşazâde Mehmed Paşa hattâ Vezîr-i a’zam İshak Paşa bile bu
               töhmetten  dolayı  888  senesi  zilhiccesinde  azl  edilerek  Sinan  Paşa  Edirne’ye,  İshak  Paşa
               Selânik’e Mehmed Paşa Amasya’ya gönderildi.
                     Bu esnâda sâhib-i tercemenin de Şehzâde Sultân Cem’e göndermiş olduğu bir ubûdiyyet-
               nâmesi tutulup târîhi tahrîf [91]ve ma’nâsı tağlît edilerek Sultân Bâyezîd’e takdîm edildi. Sultân
               Cem  pederinin  vefâtından  evvel  Ca’fer  Çelebi’den  bâğçesi  için  bir  mikdâr  servi  fidânları
               istemişti.  Bu  ubûdiyyet-nâme  Çelebi’nin  bu  fidânları  göndermiş  olduğuna  dâ’ir  arîza-i
               cevâbiyyesi idi.
                     Bu ubûdiyyet-nâme Veliyyüddîn Efendi kütüb-hânesinin münşe’ât-ı perâkende arasında
               bulunup not edilmişti. Bir sûreti şudur:

                  راگزور ردنکس بناج زا هک تسنآ یگدنب ضورعم هچروم یکاخ نيزا تکوش ناميلس و تعفر نامسآ ءهناتسآ  اب
                         ديسر عاطمناهج لاتم یب فيرش یارغط صصختم هاوختلود و صلخم ءهدنب نياب رادتقا مج ناطلس و

                  و مامتها و مارک ا یارب و مدوس ار تلود ءهناتسآ رابغ مشچ نيا تسناهج مشچ شنيب هک شراوس ندناوخ زا شيب
                    یتيک ماج ريمض ءهقيدح هک تشک موهفم شراغن اب رغا نومضم مومض و مدوشک شريزعرغ مارتحا و زازغا
                   دوز یتشک دوصقم )اهورس( نيدنچ یوأملا ةنج شخبانغ ءهضوح و ارآ تشهب یاشگلد ءهضور یارب زا ارامن
                  راو رکاچ یناورسخ یارآ ناهج یار  ] غ  92 [  یارغط و یناقاخ ناعذلاا بجاو ناشيلاع ناشن تراشا بجوم رب
                                                      مداهن رب لاثتما و تيدوبع یاج رد لاهتبا و عرضت اب راعش هدنب

                   یزيچ لوزبم ريغ صلاخ ّقر نيا عسو تخت رد هک هباثم نارب مدرک شيتفت و عجار ريقف ءهدنب نبا یانعق ريزو
                لآ ءهرينب هانپتفلاخ ناتسآ رابغ و ناي شآ تلادع ءهدس لاخ یايميک و ميدروآ تسدب )اهدرس یاهلاهن ررق نيا( دنامن
                                              دجاملاا هلآ و دمحم قجداب مئاق و مئاد  نيراد تداهس . ميداتسرف ار نامثع

                     Bu  ubûdiyyet-nâmede  kavs  içine  alınan  serv-ha askerler  ve nihâl-ha-yı  serv-ha  da
               delikanlı askerler diye pek yanlış ma’nâlar verildiğinden bî-çâre Ca’fer Çelebi mukayyeden
               İstanbul’a getirilip Yedikule zindânında iki yıl kadar habs u tazyîk ve sıkı bir sûretde teftîş ü
               tahkîk edildi.
                     Netîce-i teftîşte berâ’eti ve mağdûriyeti sâbit olduğundan 891’de ıtlâk edilip İstanbul’da
               tedrîse avdet ve üstâdı Hacı Hasanzâde Mehmed Çelebi’ye mülâzemet ederek pederi Tâcî Bey
               Şehzâde Sultân Ahmed’e Amasya’da defterdâr ve kendisi Mahmûd Paşa müderrisi oldu. [93]
                     On yıldan ziyâde Mahmûd Paşa dershânesinde tedrîs-i ulûm ederek fezâ’il-i ilmiyye ve
               edebiyyesi her tarafa intişâr etdi. Gerek pâdişâhın ve gerek erkân-ı devletin nazar-ı dikkatini
               celb edecek mebâhis-i mühimme-i ilmiyyede tefevvuk u rüchân göstermekte idi.











                                                           499
                                                           504
   500   501   502   503   504   505   506   507   508   509   510