Page 510 - 6-8
P. 510
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Mevlânâ-yı sâlifü’z-zikrin lisân-ı Türkîde bî-nihâye kelimât-ı manzûmesi vardır. Her biri
erbâb-ı nazm içinde makbûl ve ashâb-ı tab’ ortasında mu’teberdir. Dîbâc-ı kelâm-ı yerâ’at-
ilmâmı[107] tırâz-ı i’câzla mutarraz olup i’lâm-ı fesâhat ve me’âlim-i belâgat ve nezâketle
mu’allemdir. Hazret-i İmâm Matrazî’nin bu tarz-ı bedî’ine âlüfte ve i’lâm-ı ulemâdan allâme-i
âlem anın ma’ârifine âşüftedir.”
“Kendinin mübtedi’âtından Heves-nâme 216 adlu bir destân ve ahlâka müte’allik bir kitâb-
ı müstetâbı vardır. El-hâk bu ikisi dahi anın lutf-ı tab’ına şâhidân-ı âdilân mesâbesinde olup
fazl-ı vâfir ü ilm-i zâhirine beyyine-i beyyineti’d-delâletdir. Ol fâris-i meydân-ı fazl zebân-ı
fârisîde dahi latîf eş’âr ısdâr edib kasîde vü gazel vâdîsinde bî-nazîr kelimât-ı dil-pezîr tasdîr
eyledi.
Ve lisân-ı Arabîde dahi a’lâ kasîdeleri vardır. Bu ebyât anın Sultân Bâyezîd hakkında
dediği kasîdesindendir:
روصلا نسح أ یف مکأشن أ الله
ر وحلاو لذلا یف مکدن یري لاو
امظتنم هيف یف هرغث ادب امل
217 رطع متاخ یف اؤلؤل هتبسح
“Bu cümleden mâ’adâ semt-i inşâda dahi yed-i tûlâsı olup ol vâdîde dahi hâme gibi
müşârün-ileyh bi’l-benândır. Nefâsât-ı aklâm-ı müşgîn-erkâmından müntefes olan münşe’ât-ı
mübda’âtı i’câza karîb bir emr-i garîbdir. Bu matla’ dahi anındır:
Matla’ [108]
Sebz-i hatt kim sâye salmış zülf-i müşk-efşân ana
Hızrdur k’olmuş müyesser ömr-i bî-pâyân ana
Bu da:
Lebüne öykünelden 218 gonça-i ter
Sabâ hışm eyleyüb ağzını yırtar
Bu da:
Günde bin kez 219 görse bilmez ol büt-i ra’nâ beni
Neylesün bir demde bin şekle koyar sevdâ beni
Bu da:
Hatt yazar hattın kalemsiz safha-i sîm üstüne
Bu ne sırdır nokta kor Han-ı lebin mîm üstüne
216 Heves-nâmesinde şu beyti vardır:
Yaratdı dil-rubâlar şûh u şüngül
Beni fülfül, saçı sünbül yüzü gül
Sonunda:
Beyân eyler şu târîh-i kitâbı
Muhabbet-nâme-i Ca’fer hisâbî 896
217 Allah sizi yarattı en güzel surette
Benzeriniz görülmez huriler içinde
Ağzında görününce dizi dizi dişleri
Sanırsın misk yüzüğünde birer inci (Ed.)
218 Öykünelden, öykenmek, ya’ni meyl etmek, bir tarafa dayanmak, bir tarafa doğru eğrilmek ma’nâlarına olan
fi’ildendir. Öykenelden mâ’il olduğundan, kendisini ana benzetdiğinden dolayı dimek olur.
219 Kez bez vezninde kerre ma’nâsınadır. Öz Türkçedir.
504
509