Page 513 - 6-8
P. 513

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                            Hâk-i pâyın kuhli virür çeşm-i cânâ rûşenâ
                            Her nefes dilde du’â-yı devletin tekrârdır

                            Zerre-perverlik edib hûrşîd-i ‘âlem-tâb-veş
                            Nice hâlin dersenüz âlemde mekrim vardır

                            Âsitânın kim sa’âdet-âşiyânıdır sana
                            Dil uçub varmak dilersen Ca’fer-i Tayyârdır

                     Şu beyti de ele geçen eş’ârındandır:
                            Cevr ise bî-hadd belâ kûtehligidir ömrümün
                            Çekmeğe bu derdi Ca’fer ömr-i bî-pâyân gerek

                     Mahdûmu meşâhîr-i ulemâ ve kudâttan Fahreddîn Mehmed Efendi olup Ca’ferzâdelikle
               meşhûr  idi.  Tilmîzleri  pek  çoktur.  Bunlardan  Bahşîzâde  Fâzıl  Yahyâ,  Mü’eyyedzâde  Pîrî
               Ahmed Efendiler meşhûrdur.

                     Ca’fer Paşa-Gülâbî Paşazâde
                     Amasyalıdır. Defterdâr-ı meşhûr Amasyalı İskender Çelebi kölelerinden olup Amasya
               vâlîsi  şehzâde  Sultân  Mustafa’nın  [115]kapıcılar  kethüdâlığından  Beylerbeyi  olan  Gülâbî
               Paşa’nın mahdûmudur. Pederi Amasya’da şehzâde-i müşârün-ileyhin ağalarından iken doğdu.
               Birâderi Ahmed Beyle beraber züamâdan oldu.
                     973’de Sigetvâr seferinde ibrâz eylediği yararlıklara binâ’en mîrlivâ olup yıllarca Îrân
               hudûdu üzerindeki sancâklara mutasarrıf olarak salâh u diyânetle hizmet ve şecâ’atle kendisini
               tanıttı. 985’de Kars ve 988’de Kefe Beylerbeyi oldu.
                     990’da Îrân serdârı Mehmed Han’ın Şirvân üzerine hareketi anlaşıldığından ma’iyyetiyle
               beraber Şirvân’a azîmeti emr edildi. Sene-i mezbûre şa’bânında büyük bir kuvvetle Kefe’den
               kalkıp Azak Denizi’nden Kûbân’a ve buradan Şirvân’a gitdi. Îrânîlerle müdhiş bir muhârebeden
               sonra istirdât edilen Şirvân eyâletine 991 senesi saferinde vâlî oldu.
                     Şirvân’ı  beş  yıl  kadar  hüsn-i  idâre  ederek  Şirvânîleri  kendisine  ısındırdı.  Ba’dehû
               vezâretle  Tebrîz  vâlîsi  olup  orada  üç  yıl  kadar  kaldı.  998’de  sânîyen  Şirvân  vâlîsi  olup
               Şirvânîleri sevindirdi. [116]
                     Ancak Şirvânîlerden ba’zı mütegallibe, bunun i’tidâl-i harekâtından cür’et alarak ba’zı
               serkeşâne hareketlerde bulunmuşlardı. 999’da Tebrîz vâlîsi Hâdım Ca’fer Paşa Şirvân’a ve bu
               da Tebrîz’e vâlî olarak becâyiş edildi.
                     1001’de  Hâdım  Ca’fer  Paşa’nın  Şirvânîlere  karşı  müstehak  oldukları  te’dîbâtı  icrâda
               i’tidâli tecâvüzünden şikâyetler tevâlî etmekle sâlisen Şirvân vâlîsi oldu. Hâdım Ca’fer Paşa da
               Tebrîz’e i’âde edildi.
                     1003  senesi  rebîülevvelinde  ma’zûlen  İstanbul’a  gelip  sene-i  mezbûre  ramazânının
               beşinde,  “Boğdan  ve  Eflak  vilâyetleri  eyâlet  kılınıp”  Boğdan  eyâleti  vâlîsi  olarak  mahall-i
               me’mûriyetine gitdi. Cebren Boğdan’a girip eyâleti bir yıl kadar zabt u idâre etdi.
                     1004 şa’bânında Eflak ve Boğdan Beyi Mihal, sebk eden ef’âl ü harekâtına nedâmet ve
               ihsân-ı devlete ilticâ ve dehâlet eylediğinden ilticâsı kabûl ve eski beyliği ihsân edilmekle avdet
               edib 1005’de sâlisen Tebrîz vâlîsi oldu. Dört yıl kadar orayı hüsn-i muhâfaza edib 1009’da vefât
               etdi. [117]
                     Âlî  Bey’in  “Künhü’l-Ahbâr”ında  yazdığı  üzere  vezîr-i  müşârün-ileyh  gâyet  şecî’,
               müdebbir, sâlih, dîndâr, âdil bir zât idi. Pederinin Amasya’da yaptırdığı zâviyesini tecdîden
               i’mâr u evkâfını tevsi’ etdi. Mahdûmları Ahmed, Alî Beylerdir. Kethüdâsı Mûsa Ağa’dır. Sonra
               yeğeni Gülâbî Bey kethüdâsı olmuştu.



                                                           507
                                                           512
   508   509   510   511   512   513   514   515   516   517   518