Page 518 - 6-8
P. 518

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Gümüşlüzâde evkâfına mütevellî olup Hazret-i Pîr İlyâs-ı Halvetî’ye hayâtında âlî bir
               zâviye ve yanında bir köşk ve vefâtında üzerine ahşâbtan bir türbe yaptırdı. Zâviye ve köşküne
               “Kasr-ı Ârifân” dendi.
                     Oğulları Hâce Kâsım, Habîb Çelebilerdir. Kerîmesi Selâmet Hâtun’dur. Vefâtında yaşı
               yetmişi  geçkin  idi.  Hâce  Kâsım  Çelebizâde  Hâce  Muhyiddîn  Mehmed  Çelebi  de  ricâl-i
               ma’rûfedir. Diğer mahdûmu da İlyâs Çelebi’dir.

                     Celâleddîn Abdurrahmân Çelebi-Gümüşlüzâde
                     Amasyalıdır.  Hazret-i  Pîr  İlyâs-ı  Halvetî’nin  birâder-i  âlîleri  Mevlânâ  Hüsâmeddîn
               Hüseyin Çelebi bin Pîr Alâaddîn Alî Çelebi mahdûmudur. Amasya fuzalâsından Cemâleddîn
               Mehmed Çelebi bin Aksarayî, Mevlânâ İzzeddîn Mehmed Amasî, Mevlânâ Hüsâmeddîn Hasan
               el-Hoyî ve amcası Hazret-i Pîr Şücâ’eddîn İlyâs-ı Halvetî’den iktisâb-ı fezâ’il ederek ders-i âm
               ve amcasına dâmâd oldu.
                     Yıllarca tedrîs-i ulûm edib amcasından münhall olan [133] Hacı Şâdgeldi Paşa Şâdiye
               Medresesi müderrisi olup Çelebi Sultân Mehmed Han’ın büyük teveccühâtını kazandı. 804’de
               Amasya müftüsü ve Şeyhülislâmı Hazreti Pîr İlyâs-ı Halvetî Şirvân’a i’zâm edildikte yerine
               Amasya müftüsü ve Şeyhülislâmı oldu.
                     805’de  Çelebi  Sultân  Mehmed’in  Bolu’dan  da’vetine  karâr  veren  hey’et-i  ilmîyenin
               riyâsetinde  bulunup  müşarün  ileyhin  vusûlünde  müşâvir-i  saltanat  olarak  istiklâline  kadar
               fedâkârâne çalışdı. Fazl u takvâsından tedbîr u fetvâsından dolayı kendisine “Şeyhülislâm ”ve
               “Müfti’s-Sakaleyn” lakabları verildi.
                     814’de  tanzîm  edilen  Ya’kûb  Paşa’nın  vakfiyesinde  ta’dâd  edilen  evsâf-ı  celîlesi
               meyânında  bu  lakablar  da  mevcûd  olup  tarîkat-ı  Halvetiyyeyi  Hazreti  Pîr  İlyâs’dan  aldığı
               münâsebetle ma’ârif-i sûfiyyeyi de elde ederek zü’l-cenâheyn oldu.
                     Kezâlik  Hazret-i  Pîr  İlyâs’ın  halîfesi  ve  kâ’im-makâmı  olan  Pîr  Şerefeddîn  Hamza-i
               Halvetî sohbet-i şerîfesinde tekemmül edib 818’de Pîr-i müşârün-ileyhin dâr-ı kudse irtihâlinde
               Gümüşlüzâde [134] zâviyesi şeyhi oldu. Tedrîs ü iftâyı terk edib ibâdet ü irşâda hasr-ı evkât
               ederek 827 senesi ramazânında dâr-ı kudse rihlet eyledi.
                     Fâzıl, muhakkik, ulûm-ı şer’iyye ve akliyyede mütebahhir, gâyet kâmil bir mürşid-i âgâh,
               ârif-i billâh idi. Kayın pederi olan Hazret-i Pîr İlyâs-ı Halvetî nezdinde medfûndur. Mahdûm-ı
               yegânesi Cemâleddîn Mehmed Çelebi kibâr-ı ulemâdan bir zât idi.

                     Celâleddîn Mehmed Çelebi
                     Merzifonludur. İlyâs mahdûmu olup Amasya ve Bursa’da tahsîl-i ulûm ederek zümre-i
               ulemâya iltihâk edib orada ders-i âm ve Sultâniyye-i Merzifon müderrisi oldu. Yıllarca tedrîs-i
               ulûm ederek iştihâr edib Merzifon’a müftü, 834’de oraya kâdı ve 847’de a’yân-ı ulemâ ve
               kudâttan görüldü. Ba’dehû vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan idi. “Celâleddîn İlyâs el-Merzifonî”
               imzâsı görüldü.

                     Celâleddîn Ahmed Çelebi-Hâcezâde
                     Amasyalıdır. Meşâhîr-i tüccârdan Hâce Alâaddîn [135]Alî Çelebizâde İzzeddîn Hasan
               Çelebi mahdûmudur. Amasya’nın güzîde hattâtı olan Sûfî Yahyâ Çelebi’den ve ba’dehû hattât-
               ı  meşhûr  Fettâhî  Yahyâ  en-Nişâbûrî’den  hutût-ı  mütenevvi’ayı  ahz  u  temmeşşük  ederek
               Hayreddîn el-Mar’aşî’ye şerîk oldu.
                     Bu  esnâda  meşâhîr-i  fuzalâdan  Mevlânâ  Tokatlıoğlu  Cemâleddîn  Yûsuf  Çelebi’den
               ulûm-ı şer’iyye ve edebiyyeyi ahz u tederrüs ederek ulemâdan oldu. Ekser-i himmeti ta’lîm-i
               hutûta ma’rûf olduğundan hattât-ı meşhûr olup Sultân Bâyezîd-i Sânîye Amasya vâlîliğinde
               takarrüb etdi.
                     Sultân Bâyezîd-i Sânî, 886’da tahta cülûsunda kendisini İstanbul’a da’vet eylediğinden
               gidip  orada  durmadı.  Amasya’ya  avdet  edib  Amasya  vâlîsi  Şehzâde  Sultân  Ahmed’e  hat



                                                           512
                                                           517
   513   514   515   516   517   518   519   520   521   522   523