Page 521 - 6-8
P. 521
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Celâlî Mehmed Çelebi-Kethüdâzâde
Amasyalıdır. Yörgüç Paşa’nın emekdâr kethüdâlarından Hamza Ağazâde Ramazân
Ağa’nın mahdûmudur. Ulemâ ve üdebâdan tahsîl-i ulûm u ma’ârif ederek Şehzâde Sultân
Ahmed’in ketebe-i dîvânı zümresine iltihâk etdi.
918’de Şehzâde-i müşârün-ileyhin kazâ’en vefâtında bir müddet menkûb olup sonra Şâdî
Paşa’ya intisâb ederek [143] onun kâtib-i dîvânı olup Sivas’a gitdi. Şâdî Paşa’nın vefâtından
sonra Sivas Beylerbeyi Lala Sinan Paşa’nın kâtib-i dîvânı oldu.
931’de Sinan Paşa emîrü’l-hâcc olarak âzim-i Hicâz oldukta beraber gidip surre-i
hümâyûn kethüdâsı oldu. Paşa’nın orada vefâtıyla Amasya’ya geldi. 934’de Sultân Bâyezîd
evkâfı kâtibi olup 940 vak’asında vefât etdi. Erbâb-ı ma’ârifden şâir, kâtib, hattı güzel idi.
Celâlî Mehmed Ağa-Türedioğlu
Amasyalıdır. Tokatlı Türedi Hüseyin Ağa bin Kâsım Ağa’nın oğludur. Pederinin
hayâtında sipâhî olup hayli teneffüz etdi. 1058’de pederinin maktûlen vefâtında bir müddet
menkûb oldu. Sonra Abaza Hasan Ağa’nın vezâretinde dâ’iresine girip ağalarından oldu.
Bu esnâda fevka’l-âde teneffüz ederek Köprülü Mehmed Paşa’nın sadâretine i’tirâz eden
Abaza Hasan Paşa’ya uydu. Bundan dolayı 1069 senesi cumâdelâhiresinde der-dest ve i’dâm
edildi. Gâyet gürbüz, cesûr bir sipâhî ve sâz [144] şâiri idi.
Sesi gür ve muharrik idi. Kad ve kâmeti, tenâsüb-i endâmı güzel, şekil ve sîmâsı kâdınları
meftûn ederdi. Amasya’nın Meydân Köprü semtinde “Yüksek Kahve” demekle meşhûr kahve-
hânede a’lâ sâz ve bağlama çalar, destânlar okur, şi’irler söyler, bütün halkı başına toplardı.
Bununla beraber gâyet binici ve muhârib idi.
Celâlî Mehmed Çelebi-Celâlzâde
Sofular Mahallesi’nden Hacı Hüseyin Ağa bin Abdü’l-celâl Ağa’nın mahdûmudur.
“Celâloğlu” demekle meşhûr olup üdebâdan tahsîl-i ma’ârif ve hattât-ı meşhûr Fazlullâh
Efendi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ahz u temeşşuk ederek beytü’l-mâl kâtibi oldu.
Ba’dehû Deli Emîr Mehmed Paşa’nın kâtib-i dîvânı olup onunla beraber devr-i bilâd u
eyâlât etdi. Müşârün-ileyhin vefâtında avdet edib hâslar kâtibi olduğu hâlde 1108 sâline doğru
vefât etdi. Bu da erbâb-ı ma’ârifden şâir, kâtib, hattât bir zât idi.
Celîlî Mehmed Çelebi-Pîr Sun’ullâhzâde
[145] Amasyalıdır. Kudâttan Abdüsselâm Çelebi bin Abdulcelîl Çelebi bin Pîr Sun’ullâh
Halvetî mahdûmudur. Amasya’da Mevlânâ Münîrî Çelebi’den ulûm-ı edebîyye ve şer’iyyeyi
ahz edib Şehzâde Sultân Ahmed devrinde müderris ü şu’arâsıyla musâhib oldu.
918’de Şehzâde-i müşârün-ileyhin gaybûbetinde bir müddet menkûb olup 920’de Sultân
Selîm Hân’ın Amasya’yı teşrîfinde Atabeg Gâzi medresesiyle taltîf edildi. 926’da kâdı olup
devr-i bilâd ederek 943’de Amasya’da vefât etdi. Kibâr-ı kudât u şu’arâdan idi. Mahdûmları
Abdüsselâm, Abdulcelîl, Abdul’alîm Efendiler meşâhîr-i kudâttandırlar. 223
223 Dârâ Çelebî hakkında söylediği gazeli şudur:
Çün cemâlin gördü mescidde imâm ey dil-rübâ
Arkasın mihraba döndürdü yüzün senden yana
Çün teveccüh sanadır sensin dil ü cân kıblesi
Kaşların takın koyup mihrâba secde sehv ola
Göricek kaddîn kıyâmen secdeye vardım revân
Dilde tekrar eyledim sübhân-ı rabbî zü’l-‘alâ
Tâ’atim safın sımışdur nâ-müselmân gözlerin
515
520