Page 519 - 6-8
P. 519
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
mu’allimi oldu. Râgıb Paşa kütüb-hânesinde 770 numarada mukayyed “Risâle-i Üveysiyye”
zahrında şu imzâsı görüldü:
یلع نب نيسح نب نيدلا للاج رقحلاا دبعلا نارفغلا الله نم یجارلا هکلمتف ةفيرشلا ةخسنلا ه ذ ه ةعلاطمب فرشت دق
222 ۸۹۱ لاوش ةرغ یف یعرش هجوب
Ammizâdesi hattât-ı meşhûr Abdullah Efendi’nin kayd u zabtı üzere 893 [136]senesi zil-
hiccesinin dokuzuncu arefe günü vefât etdi.
Âlim, âlî-himmet, hutût-ı mütenevvi’ada mâhir, hattât-ı meşhûr idi. Mahdûmları
Cemâleddîn İbrâhim, Muhyiddîn Mehmed Efendiler de hattâtân-ı cihânın esâtizesinden idi.
Bunlara “Celaloğulları” denmiştir. Ammizâdesi ve kayını Abdullah Efendi de meşâhîr-i
esâtizedendir.
Müstakîmzâde Süleyman Sa’deddîn Efendi “Tuhfetü’l-Hattâtin” adlı eser-i matbû’unda
diyor ki: “Celâleddîn: Amasîdir. Kadr-i müşterek hattât olan Nefiszâde ve Necîbâ dahi
yazmışdır. Oğulları Muhyiddîn ve Mehmed Cemâleddîn mezkûrlardır. Amasya sükkânından
bir ma’rûf üstâd idi.”
Amasya’da yek-diğerine mu’âsır iki â’ile-i hatt vardır. Bunlar iki şerîk hattâttan türemişti.
Birinci kol, Hayreddîn Mar’aşî’den çıktı. Bu kolu türeten Şeyhzâde Hamdullâh Efendi’dir.
İkinci kol da Hayreddîn Efendi’nin şerîki olan Celâleddîn Amasî’den çıktı. Bütün Türkiye
hattâtları bu iki koldan türedi. [137]
Şâyân-ı dikkattir ki Hamdullâh Efendi kolu İstanbul’da kalıp bütün İstanbul hattâtları bu
koldan çıktı. Celâleddîn Efendi kolu da Amasya’da kalıp bütün Amasya’dan çıkan hattâtlar da
bu koldan türedi. Çünkü, bu kolu Amasya’da neşr eden Abdullah, Cemâl, Muhyî Efendilerdi.
Abdullah Efendizâde Ebu’l-fazl Efendi de bu kolu yaşatanlardandı.
Amasya’da bu koldan türeyen hattâtlar çoktu. Bunlardan Ramazânzâde Hüseyin, Dervîş
Alî, Fazlullâh, Hâfız Ahmed, Mehmed Emîn Efendiler pek meşhûr idiler. Bu kol 1150 târîhine
kadar Amasya’da yaşadı. Ba’dehû Hamdullâh Efendi kolu galebe etdi. Şimdiki hattât-ı yegâne-
i asrımız olan Amasyalı Köse Mustafa Sabrî Efendi her iki kolun mahsûlüdür.
Celâleddîn Abdurrahmân Efendi-Gümüşlüzâde
Amasyalıdır. Meşâhîr-i hulefâ-yı Halvetiyyeden eş-Şeyh Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi
bin Alâaddîn Alî Çelebi bin Hazret-i Pîr İlyâs-ı Halvetî mahdûmudur. Ammizâdesi eş-Şeyh
Hayreddîn [138]Hızır Çelebi sohbet-i şerîfesinde ulûm-ı şer’iyye ve ma’ârif-i sûfiyyeyi ahz u
tahsîl ederek müşârün-ileyhin mürîd-i hâssı ve halîfe-i irşâdı oldu.
Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed, Gümüşlüzâde tekkesine geldikçe buna büyük bir
teveccüh ü muhabbet ibrâz ederek ihsânlar ederdi. 889’da şeyhi Hazret-i Hayreddîn Hızır
Çelebi dâr-ı kudse intikâl etdikte yerine Gümüşlüzâde zâviyesi şeyhi oldu.
“Aşağı Pîrler” demekle meşhûr olan Pîr Abdurrahmân Çelebi Ya’kûb Paşa zâviyesinde
şeyh olduğu esnâda iki kutb-ı Halvetî olarak neşr-i füyûzât etmekteler iken 908’de dâr-ı kudse
irtihâl etdi. Âlim, zâhid, âmil, âbid, kâmil bir mürşid-i Halvetî idi. Mahdûmu asrının kutbu olan
Muhyiddîn Mehmed Çelebi’dir.
Celâleddîn Mehmed Efendi-Kâdı Çelebi
Tosyalıdır. Hasan mahdûmu olup Amasya’da Gökçezâde Musliheddîn Mustafa
Efendi’den tahsîl-i ulûm ve Hamdullâh Efendi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ahz u temeşşük
ederek [139] her iki taraftan mücâz oldu.
222 “Allah’tan bağışlanma uman bu aciz kul Celaleddin b. Hüseyin b. Ali bu kıymetli nüshayı mütalaa etmekle
şerefyâb oldu ve onu 891 yılının Şevv’al ayının başında şer’î yolla mülk edindi.” (Ed.)
513
518