Page 523 - 6-8
P. 523
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Mısır’a gitdi. Orada Fayyum Hânkâhı şeyhi olarak bir müddet kaldı. Ba’dehû Malatya’ya gidip
emîri Alâaddîn Turalı Bey’in binâ etdiği hânkâhı şeyhi oldu.
719’da Malatya’da esen bâd-ı sarsar Malatya’yı tahrîb ve emîr-i mû’mâileyhi ve evlâdını
ve pek çok halkı ihlâk etdiğinden orayı da terk edib sânîyen Amasya’ya geldi. İkinci def’a
Hânkâh-ı Mes’ûdî şeyhi olup tedrîs ve tezkire muvâzabet etdi. Bir müddet de Lârende kâdısı
oldu.
726’da Sivas emîri Çobanzâde Emîr Timurtaş Bey’in da’veti üzerine Sivas’a gitdi. Orada
bir müddet kalıp 727’de vefât etdi. Sivas’da medfûndur. Âlim, fâzıl, usûl u fürû’a vâkıf,
müteşerri’ bir zât idi.
Mahdûmları Fahreddîn İlyâs, Şemseddîn Ahmed Çelebilerdir. Bunların her ikisi de
Amasya’da ikâmet etmişlerdir. [149] Fahreddîn İlyâs Çelebi meşâhîr-i fuzalâdan olup
Amasya’da medfûndur. Mahdûmu Hacı Mehmed Çelebi’dir. Bunun mahdûmu el-Hâc İbrâhim
Çelebi olup oğulları Mehmed, Mahmûd Çelebilerdir.
Mehmed Çelebi oğulları Muhyiddîn Mehmed, Kıvâmeddîn Kâsım, Alâaddîn Alî
Çelebilerdir. Muhyiddîn Mehmed Çelebi kibâr-ı kudâttandır. Kıvâmeddîn Kâsım Çelebi
İstanbul kâdısıdır. Alâaddîn Alî Çelebi de “Şeyhülislâm Zenbilli Alî Efendi” demekle
meşhûrdur.
Mahmûd Çelebizâde Cemâleddîn Mehmed Çelebi Halvetiyye meşâyih-i kibârından olup
“Çelebi Halîfe” demekle meşhûrdur. Bunun yeğeni Muhyiddîn Mehmed Efendi bin Kâsım
Çelebi bin Mahmûd Çelebi de kibâr-ı meşâyihdendir. Bunların evlâdı Amasya’da teselsül
etmişdir.
Cemâleddîn Aksarâyî’nin diğer mahdûmu Şemseddîn Ahmed Çelebi de ulemâdandır.
Bunun mahdûmu Bursa kâdısı Aksarayîzâde Alâaddîn Alî Çelebi olup bunun mahdûmu
Bursa’da müderris ve müftü olan Şemseddîn Ahmed Çelebi’dir. [150]
Cemâleddîn Mehmed bin Aksarâyî
Amasya’da “Mevlânâ Şemseddîn Mehmed bin Mehmed Aksarâyî” demekle meşhûr bir
zâtın mahdûmudur. Bunun için te’lîfâtında “Mehmed bin Aksarâyî” diye imzâ kordu. İcâzet-
nâmesinde ve “Şerh-i Mûciz” adlı eserinde görüldüğü üzere mukaddimât-ı ulûmu ve ilm-i tıbbı
pederinden tederrüs ve ahz etdi.
Ba’dehû Amasya fuzalâsından Mevlânâ Fahreddîn İlyâs bin Aksarâyî ve Mevlânâ
Şerefeddîn Mehmed bin Vecîheddîn el-Erzincânî ve Mevlânâ İmâdeddîn Ömer bin Hallâtî’den
tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm oldu.
Tedrîs-i ulûm etdiği esnâda mevâ’iz ve hikem-i İslâmiyeden bâhis olan “Ravzatü’l-
Ulemâ”yı Türk diline terceme ederek “Teferrücü’l-ümerâ’” adıyla tevsîm ve Amasya
hükümdârı Şâdgeldi Paşa’ya takdîm ederek fazl u irfânıyla kendisini tanıttı. Nûr-ı Osmâniye
kütübhânesinde 2347 numarada mukayyed olan Teferrücü’l-ümerâ adlı eserinin dîbâcesinde bu
terceme ve takdîmi şöyle anlatıyor: [151]
“Andan sonra bu hûb risâlenin sebebi oldur ki din direği ve çeri beyi ve gâzîlerbaşı ve
kırklarbaşı ve kâfir kırıcı ve müselmânlara yarayıcı ve kiliseler yıkıcı ve mescidler yapıcı ve
Dâvud adilli ve Süleyman çerili ve İskender azametli Cemşîd kuvvetli ve Muhammed Mustafa
hulklı Hüdâvendigârum Ebûbekir sıdklı, Ömer heybetli, Osmân hayâlı, Alî sehâlı, dağ devletli,
deniz ni’metli, hâtem mürüvvetli Şâdgeldi Paşa çarh-ı felek hareket etdikçe ve ay ve gün devr
etdikçe ömrü ve devleti dâ’im ve alemi âlem içinde kâ’im olsun. Dostları çok ve düşmanları
yok olsun ve devleti gününe zevâl ermesin.
Mübârek adı dünyâyı güneş gibi tutdu ve bahâr gibi adli cihânı bezedi ve lutf-ı İslâma
şark u garba erişdi ve keremi yağmur gibi her millete değdi. Bu du’âcı “Mehmed bin Aksarâyî”
diler ki ol güneşten zerre ve denizden katreye değîn ol bağ-ı İremden gül yübleye ve ol uçmak
hânından ni’met yiye. Ammâ sayısız beyler ve ulular katına varılmak olmaz. Yol [152]istedim
ki pâdişâhın mübârek yüzin görem çün işittim ki pâdişâh hazreti âlimleri sever ol sebepten kim
517
522