Page 527 - 6-8
P. 527
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ba’dehû Pîr-i müşârün-ileyhin işâretiyle Tokat’a gidip Pîr Mehmed bin Tâhirü’l-Halvetî
sohbetine koştu. Orada bir kaç yıl riyâzât-ı şakka içinde tefeyyüz etdi. Tâhirzâdenin 867 senesi
zilhiccesinde vefâtı üzerine Seyyid Yahyâ eş-Şirvânî nezdine gitmek üzere Erzincân’a gitdi.
Erzincân’dan kalkıp iki konak gitdiği hâlde Seyyid Yahyâ eş-Şirvânî hazretlerinin
irtihâlini haber aldığından dönüp Erzincân’da müşârün-ileyhin hulefâsından Pîrî Halîfe’nin
hizmetini ihtiyâr ederek orada kaldı. Andan tekmîl-i tarîk [162] edib Amasya’ya geldi.
“Hâce Sultân” demekle meşhûr Hâce Şemseddîn Ahmed Çelebi kendisine pek ziyâde
meclûb olduğundan Dârü’s-selâm Mahallesi üstünde âlî bir zâviye binâ edib meşîhatını buna
verdi. Bütün emlâkin bu zâviyenin mesâlihine vakf edib fukarâsını iskân ve it’âm etdi.
Zühd ü takvâsıyla, ilm u kemâliyle kendisini ulemâya ve halka sevdirdi. Amasya vâlîsi
iken Sultân Bâyezîd aralık aralık tekkesini teşrîf ederek ihsânlar ederdi. Sultân-ı müşârün-
ileyhin cülûsunda mu’âvenet-i ma’neviyyesi sebk eylediğinden 887’de kırk mürîdânıyla
beraber bütün mesârif-i seferiyesini tesviye ederek Hicâz’a gönderdi.
Avdette yine vazîfe-i irşâd u tezkîrine devâm edib 903’de Gümüşlüzâde Pîr Abdurrahmân
Çelebi’nin irtihâli üzerine Şehzâde Sultân Ahmed’in şeyhi olduğu hâlde 908 senesi evâ’il-i
muharreminde dâr-ı kudse irtihâl etdi. Tarîk-i Hâc’da irtihâli de mervîdir.
Gayet âbid, zâhid, müteşerri’, müttakî, âlim, sahî [163] vâ’iz, nefesi mü’essir, mazınne-
i kerâmet bir şeyh-i âlî-himmet idi. Edebiyât-ı Arabîye ve Fârisiyyeye vâkıf olup Mevlânâ
Celâleddîn Rûmî’nin Mesnevîsinden iki beyt-i meşhûru şerh edib “Şerh-i dü beyt-i Celâlî”
tesmiye etdi.
Bu risâleyi Arabça yazıp dîbâcesinde sebeb-i şerhini şöyle anlatıyor:
سرادملا نم ةسردم ىف سردملا مساقلا ینع أ مرک أ و مظع أ یانلاوم ةركذت ببسب ريقفلا اذه بلق یف یقل أ الله نکل و
233 خلا احرش اهل حرش نأ أ ةيساملاا
Bu risâleyi 888’de yazdı.
Mahdûmları Bedreddîn Mahmûd, Şemseddîn Ahmed Efendiler de meşâhîr-i ulemâ ve
meşâyîhdendir. Bunlara ve evlâdına “Çelebizâdeler” denir. Mahmûd Efendizâde eş-Şeyh
Hayreddîn Hızır Efendi de ma’rûfdur. Bunun oğulları Mehmed, Alâaddîn Alî Efendilerdir.
Mehmed Çelebi ahfâdından el-Hâc Ömer Efendi bin Sun’ullâh bin Ahmed bin Mehmed
Çelebi kibâr-ı fuzalâdan olup 1095’de ve mahdûmu kibâr-ı kudâttan Abdülhalîm Efendi
1127’de vefât etdi. Eş-Şeyh Alâaddîn Efendizâde Şemseddîn Ahmed Efendi [164] ve bunun
mahdûmu Mustafa Efendi de ulemâdandır. Bunun evlâdından Amasya müftüsü Çelebizâde el-
Hâc Hüseyin Efendi 1192’de vefât etdi. Bunun mahdûmu es-Seyyid Abdullah Efendi’dir.
Çelebi Halîfe hazretlerinin hulefâsı pek çoktur. Meşhûr olanları şunlardır: Birâderzâdesi
eş-Şeyh Muhyiddîn Mehmed Efendi bin Kâsım Çelebi kendi yerine kâ’im olup Hâce Sultân
tekkesi şeyhi oldu. 915’de vefât etdi.
Eş-Şeyh Üveys el-Halvetî, eş-Şeyh Hayreddîn Hızır el-Amasî, eş-Şeyh Kâsım el-Halvetî,
eş-Şeyh Alâaddîn Alî el-Uşşâkî, eş-Şeyh Hayreddîn Hızır et-Tokâdî, eş-Şeyh Sünbül
Sinâneddîn el-Merzifonî, eş-Şeyh Sinâneddîn el-Erdebilî. Kaddesallâhü esrârahum.
Cemâleddîn İbrâhim Çelebi-Celâloğlu
Amasyalıdır. Yukarıda tercemesi yazılan hattât-ı meşhûr Celâleddîn Ahmed Çelebi bin
Hâce İzzeddîn Hasan Çelebi bin Hâce Alâaddîn Alî Çelebi mahdûmu ve kıbletü’l-hattâtîn eş-
Şeyh Hamdullâh Amâsî’nin dayızâdesidir. [165]
Pederinden ve amucası hattât-ı meşhûr Abdullah Efendi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ahz
ve temeşşuk ederek esâtize-i Rûmdan oldu. Amasya’da yıllarca tâ’lîm-i hatt ederek üstâz-ı be-
nâm olup Şehzâde Sultân Ahmed devrinde merci’-i hâs ve âm olarak iştihâr etdi.
233 “Fakat Allah Teâlâ bu fakirin kalbine mevlânâyı azam ve ekrem yani Amasya medreselerinden birinde
müderris olan Kasım’ın tezkiresi sebebiyle ona bir şerh yazmamı ilham etti.” (Ed.)
521
526