Page 501 - 6-8
P. 501

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               kâtibi olmuştu. Ba’dehû Amasya vâlîsi Şehzâde Mustafa’nın dîvân kâtibi ve şi’r u inşâsıyla
               letâfet-i tab’ıyla kendisini sevdirip nedîm ü musâhibi oldu.
                     960 senesi şevvâlinde şehzâde-i müşârün-ileyhin i’dâmı üzerine Amasya’da menkûbâne
               bir müddet oturdu. Ba’dehû bir ze’âmet verilip onunla te’mîn-i mâ’îşet ederek 967’de vefât
               etdi. Şâ’ir, kâtib, latîf idi.

                     Senâyî İbrâhim Efendi-Dedezâde
                     Amasyalıdır. Amasya mevlevî-hânesi şeyhi Ârif Mehmed Dede Efendi’nin dâmâdı eş-
               Şeyh Mahmûd Dede’nin mahdûmudur. Allâme Hızır Efendi’den tahsîl-i ulûm edib bir müddet
               ders okuttu. Sonra mevlevî-hânede vâ’iz, müzekkir olup mesnevî tedrîsâtıyla iştigâl etdi.
                     1112’de  Mevlevî  şeyhi  Alâaddîn  Dede  Efendi’nin  irtihâli  üzerine  mevlevî-hâne  vakfına
               mütevellî olduğu hâlde 1113’de vefât etdi. Âlim, vâ’iz, şâir [79] idi.
                     Herkesi medh u senâ eder, kimseyi zemm etmez, her nesneyi hoş görürdü. “Çelebi Dede”
               demekle meşhûr idi.

                     Siyâbî Hasan Çelebi-Terzi
                     Merzifonludur. Terzi esnâfından birinin oğludur. İstanbul’da terzi ve ümmî olduğu hâlde
               tabî’at-ı  edebiyyesi,  selîka-i  şi’riyyesi  mükemmel  olduğundan  zamânı  şu’arâsına  meydân
               okurdu. Vezn ü kâfiyesi düzgün, lutf-ı ma’nâda gülgûn eş’âr söylerdi. Sultân Murâd-ı Sâlis’in
               evâ’il-i devr-i saltanatında vefât etdi.
                     Mevlânâ  Latîfî  Çelebi,  “Tezkire”sinde  diyor  ki:  “Siyâbî:  Merzifon’dan  hayyât
               tâ’ifesindendir. Bu münâsebetle “Siyâbî” tahallüs etmişdir. Ümmî vü âmmî, sâde-dil kimesne
               idi. Ama tabî’at-i şi’riyyesi bed ve kuvvet-i nazmiyyesi ged değildi. Bu matla’ onundur:

                            Elifler serv rengîn gül gibi sînemde dağım var
                            Muhabbet sebze-zârında yine bir tâze bağım var”

                      ve lehu

                            Ben o Dürzî güzelin eskiden âvâresiyem
                            Olmadım iki yaka ıssı o bî-çâresiyem [80]




                                                    ALTINCI FASIL

                     Amasya Târîhinin ikinci bâbından altıncı faslı, adlarının ilk harfi Cim olan zevâtın
               terâcim-i ahvâl ü ensâbını mümkün mertebe ibret-âmîz vekâyi’ini mülahhasan kayd u
               zabt eder. Bu fasla “cim (ج)” faslı denir. Cim’den sonra gelen hurûf-ı hece tertibi üzere
               yazılır.

                     Câbî Ahmed Çelebi-Resûlzâde
                     Amasyalıdır.  Tokatî  Resûl  Efendi’nin  mahdûmudur.  Biraz  tahsîl-i  ma’âriften  sonra
               Hüseyin  Ağa ve  Fîrûz  Ağa evkâfı  câbîsi olduğu münâsebetle  “Câbî”  mahlasını kabûl  etdi.
               Cibâyette istikâmet gösterdiğinden hayli müddet câbî oldu. 1064 sâlinde vefât etdi. Şâ’ir, latîfe-
               gû, hoş-sohbet olduğunu Müderris Abdî Efendi Tezkiresinde yazıyor. Birâderi Mehmed Efendi
               ulemâdandır.







                                                           495
                                                           500
   496   497   498   499   500   501   502   503   504   505   506