Page 115 - 6-8
P. 115

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                                                                                                                                            Hızır Paşa-Gonca Beyzâde
                     Hızır Bey-Muzaffer Beyzâde                                                                                             Amasyalıdır.  Amasya  vâlîsi  Şehzâde  Sultân  Mustafa  gözdelerinden  Keyvân  Ağazâde
                     Amasyalıdır.  Ümerâdan  Hamza  Bey  bin  Muzaffer  Bey’in  mahdûmudur.  Fâtih  Sultân                            Gonca Keyvân Bey bin Mustafa Bey bin Rüstem Bey bin Keyvân Ağa’nın mahdûmudur. Sultân
               Mehmed Hân devrinde ümerâdan olup birâderi Mehmed Çelebi ile beraber Üçler Mahallesi’nde                               Murâd-ı  Sâlis’in  Amasya  valiliği  esnâsında  hüsn-i  cemâline  binâen  Enderûn-ı  Hümâyûn’a
               bir zâviye yaptırdı. 890’da vakfiyesini tanzîm edib sonra vefât etdi.                                                  gönderdi.
                                                                                                                                            Orada tefeyyüz ederek Sultân Murâd-ı Sâlis’in cülûsunda temâyüz edib 988’de rikâbdâr-
                     Hızır Çelebi-Şehzâde Sultân                                                                                      ı şehriyârî oldu. Pâdişâhın kendisine teveccühü Sadr-ı a’zam Koca Sinan Paşa’yı [368] harekete
                     Amasya Vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed bin Sultân Bâyezîd Hân-ı Sânî’nin şehzâdesidir.                               getirdiğinden 990 senesi evâilinde Van beylerbeyi olarak taşraya gönderildi.
               Amasya’da doğdu. Henüz on beş yaşında bir genç iken 918’de Sultân Selîm Hân’ın emriyle                                       Ba’dehû Konya vâlîsi olup İstanbul’a takarrüb etdi. 997’de Sinan Paşa sânîyen sadrâzam
               boğuldu.  Amasya’da  Torumtay  Türbesi’nde  medfûn  olduğu  zann  olunur.  Vâlidesi  927’de                            oldukda Konya’dan azl edib açıkda bırakdı. 999’da Sinan Paşa sadâretden azl edildiğinden
               Enderûn’da mukîme görüldü.                                                                                             1000’de Tımışvar beylerbeyi olup uzaklara atıldı. Burada bir müddet kaldı.
                                                                                                                                            1004’de  Belgrad  muhâfızı  olup,  1006  senesi  şevvâlinde  vezâretle  Mısır  vâlîsi  oldu.
                     Hızır Çelebi-Mevlânâ Hayreddîn                                                                                   Çünkü Sadr-ı a’zam İbrâhim Paşa ile Enderûnda refâkat ve aralarında muhabbet vardı. 1008’de
                     Amasyalıdır.  İdris  Çelebi  bin  Ebû  Bekir  Çelebi  mahdûmudur.  Amasya  fuzalâsından                          Mısır’dan gelip kubbe-nîşîn olarak vüzerâ arasında temâyüz etdi.
               ikmâl-i  tahsîl  edib  ders-i  âm  ve  müderris-i  benâm  oldu.  Ba’dehû  Amasya  vâlîsi  Sultân                               1010  senesi  rebîülevvelinde  sadrâzam  olan  Yemişci  Arnavut  Hasan  Paşa’nın
               Ahmed’in şehzâdelerine [365] muallim olarak büyük riâyetler görürdü.                                                   istirkâbından dolayı 1011’de Tuna muhâfızı olarak İstanbul’dan uzaklaştırıldı. 1013’de Halîl
                     Ancak  Şehzâde  Sultân  Ahmed’in  cülûs  gâilesine  girdiği  günden  itibâren  halecânlar                        Paşa’nın metrûkesi olan Fatıma Sultân binti Sultân Murâd-ı Sâlis kendisine tezvîc edilerek
               geçirmekde  iken  918’de  Sultân  Ahmed’in  katlî  ve  muallim  olduğu  şehzâdelerin  şehâdeti                         davet edilib vusûlünde sânîyen kubbe-nîşîn oldu. [369]
               üzerine zehre-çâk olarak vefât etdi. Fâzıl, edîb, halûk bir zât idi. Mahdûmları İdris, Lütfullah                             1014 senesi şâbânının on beşinde Sofu Sinan Paşa yerine kâ’im-makâm-ı sadâret olup üç
               Efendilerdir.                                                                                                          mâh sonra Budin vâlîsi ve 1015 senesi evâilinde sânîyen Tuna muhâfızı oldu. Zevcesi Fatıma
                                                                                                                                      Sultân’ın Sultân Ahmed’e ricâsı üzerine 1016’da Üsküdâr muhâfızı olup geldi.
                     Hızır Çelebi-Seydî Alizâde                                                                                             İki  yıl  kadar  Üsküdâr’da  Fatıma  Sultân’ın  sarayında  ikâmet  ederek  1018  senesi
                     Amasyalıdır. Mevâlîden Hâbil-zade Seydi Ali Çelebi bin el-Hâc İlyas Çelebi bin Receb                             zilhiccesinde  dâr-ı  bekâya  rihlet  etdi.  Meşâhîr-i  vüzerâdan  âkil,  reşîd,  muktedir  bir  zât  idi.
               Çelebi bin Hasan Çelebi bin Hâbil Bey’in mahdûmudur. Amasya ulemâsından tahsîl-i ulûm                                  Mahdûmu İbrâhim Paşa ve kerîmesi Fatıma Sultân’dan doğan Ayşe Sultân olup dâmâdı sadr-ı
                                                                                                                                                                    54
               edib ders-i âm ve Yörgüç Paşa Medresesi müderrisi oldu.                                                                esbak Bosnalı Hüsrev Paşa’dır.
                     Ba’dehû  silk-i  kudâta  girib  hayli  bilâd-ı  mühimmeye  kâdı  olarak  938’de  vefât  etdi.                          Amasya’nın  Şâmîce  Mahallesi’nde  âlî  bir  zâviye  yaptırıb  ba’zı  kura  ve  mezârii  bu
               Meşâhîr-i kudâtdan olup mahdûmları Ali, İskender Çelebilerdir. Birâderleri Şârih-i Şir’a Yakûb                         tekkenin  mesâlihine  vakf  etdi.  Tekkenin  önünde  bir  de  çeşme  yaptırıb  Kara  Kaya’da  kâin
               Çelebi ile Amasya’da Dârülhadîs’i olan Osmân Çelebidir.                                                                menba’dan suyunu getirtti. Bu zaviyeden pek çok kibâr-ı ümmet icrâ-yı meşîhat etdi. El-yevm
                                                                                                                                      çeşmesi bakî ise de zâviyesi hâneye münkalib olmuşdur. Ba’zı meşâyıhı bulunub yazıldı. [370]
                     Hızır Paşa-Yörgüç Paşazâde
                     [366]  Amasyalıdır.  Mîrlivâ  Yörgüç  Paşazâde  Mehmed  Bey  bin  Mustafa  Bey’in                                      Hızır Efendi-Cumazâde
               mahdûmudur.  Pederi  Amasya  Beyi  iken  940’da  Eşkiyâ-yı  Celâliyye’nin  hücûmuyla  şehîd                                  Amasyalıdır. Kudâtdan Ahmed Efendi bin Cuma Efendi’nin mahdûmudur. Amasya’da
               olduğundan Enderûn-ı Hümâyûn’a alındı. Orada tefeyyüz ederek seferli kethüdâsı iken 953’de                             tahsîl-i ulûm ederek İstanbul’a gidip İvaz Efendi dâru’l-ifadesine mülâzemet etdi. Müşârün-
               mîrahûr-ı şehriyârî oldu.                                                                                              ileyhin Anadolu sadâretinden mülâzım ve Amasya’da ders-i âm oldu.
                     956’da Sadr-ı a’zam Rüstem Paşa’nın desîsesiyle Köstendil Sancağı Beyi olarak taşra                                    1020’de  Tekirdağı’nda  Rüstem  Paşa,  1025  ramazânında  Beşiktaş’da  Sinan  Paşa,
               gönderildi.  960  şevvâlinde  sadr-ı  müşârün-ileyhin  azli  ve  961’de  İran  harbinde  gösterdiği                    zilhiccesinde  Bursa’da  Emîr  Sultân  medreselerine  müderris  olup  1029  senesi  saferinde
               yararlık üzerine 962’de Şam beylerbeyi oldu.                                                                           Malkaralı Ahmed Efendi yerine Amasya Müftüsü ve Sultâniyye müderrisi olup geldi.
                     Bu esnâda Rüstem Paşa sânîyen sadrâzam oldukda 963’de Şâm’dan azl edilib sancâklara                                    1032  senesi  zilhiccesinde  Konya  mollası  olup  1034  senesi  recebinde  ma’zûlen
               gönderildi. 968’de Rüstem Paşa’nın mağzûben vefâtı üzerine Bağdad beylerbeyi olarak ikbâle                             Amasya’ya geldi. 1035 senesi zilhiccesinde vefât etdi. Âlim, sâlih, sâfî derûn, sâhib-i azm ü
               erdi. Ba’dehû azl edilib 971’de Silistre vâlîsi oldu. 975’de azl ve tekâüd edilib sonra vefât etdi.                    sükûn bir zât idi.
               Devşirmelerin hased ve rekâbeti yüzünden terakkî edemedi. Mahdûmları Mehmed, Mustafa
               Beyler Amasya’da ikâmet etmişlerdi. [367]                                                                                    Hızır Efendi-Molla Bahşîzâde
                                                                                                                                            Kuyûd-ı  vakfiyeden  anlaşıldığı  üzere  Amasya  fuzalâsından  Fâzıl  Yahya  Efendi  bin
                     Hızır Bâlî Çelebi-Keçizâde el-Hâc                                                                                İbrâhim  Kemâleddîn  Efendi  bin  Mevlânâ  Bahşî  Halîfe’nin  mahdûmudur.  Hıfz-ı  Kur’ân
                     Ziyarelidir. Oranın eşrâfından el-Hâc Ali Çelebi oğludur. Pederinin vefâtında Keçizâde                           etdikden sonra pederinden tahsîl-i ulûm edib ceddînin mescidi imâmı ve pederinin irtihâlinde
               Câmii vakfına mütevellî ve bir kaç yıl da Amasya şehir emîni olup 1011’de eşkıyâ hücûmunda                             vakfının mütevellîsi olduğu hâlde 1026 senesi rebîülâhirinde vefât etdi. Ulemâ ve sulehâdan
               vefât etdi. Mahdûmu el-Hâc İsa Çelebi ve bunun mahdûmu el-Hâc Mehmed Çelebi’dir. Diğer
               Mirza Beyzâde Hızır Bâlî Çelebi bin el-Hâc Mustafa Bey de Hakala eşrâfından olup peder ve
               ceddînin evkâfına mütevellî olduğu hâlde 1016 sâlinden sonra vefât etdi.
                                                                                                                                      54  Şu malûmât Hüsrev Paşa’nın vakfiyesinden alındı. Bunun için Hüsrev Paşa Amasya’ya ve ricâline karşı büyük
                                                                                                                                        bir alâka göstermişdi.

                                                           104                                                                                                                    105
                                                           114
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120