Page 120 - 6-8
P. 120
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hızır Efendi-Küçük el-Hâc
Amasyalı Ahmed’in mahdûmudur. Yukarıda tercemesi yazılan Allâme Büyük Hızır
Efendi’nin halka-yı tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib mücâz ve ders-i âm oldu. Hacı Sefer Ağa
Surre Emini oldukda imâmı olup Hicâz’a beraber gitdi.
1074’de Hacı Sefer ve Ya’kûb Ağalar’ın Gümüşlüzâde Câmii şerîfine vaz‘ etdikleri
va’zıyeye mutasarrıf olup üstâdının hayatında yıllarca fâzılâne tedrîs-i ulûm ederek Küçük
Hızır Efendi demekle iştihâr etdi.
1086’da Halfet Gâzi müderrisi olup halka vaaz ve tezkîr, talebe-i ulûma fünûn-ı lâzimeyi
ifâde ve tedrîs ile iştigâl edib 1104 senesi muharreminin onuncu günü dâr-ı mükâfâta irtihâl
etdi. Üstâdının yanında medfûndur. Meşâhîr-i ulemâdan fâzıl, hâlûk, âmil bir zât idi. Mahdûmu
el-Hâc Nuh Efendi olup bunun evlâdına Nuh Efendizâdeler dendi. [383]
Hızır Ağa-Kara Hasanoğlu
Amasyalı Hasan Ağa’nın oğludur. Sipâhi olup 1122’de Rus muhârebesinde yararlığı
görüldüğünden nâil-i terakkî olup Amasya kethüdâyeri ba’dehû Gümüş Ma’deni Emini sonra
Havza voyvadası oldu.
1136’da İran harbine memur olup Hemedan’ın fethinde hizmet ederek sipâhiler kethüdâsı
oldu. 1141’de Revân harbine gidip fedekârâne çalıştı. 1148’de mecrûhen avdet edib tekâüd
edilerek 1157 senesi zilhiccesinin ikinci günü vefât etdiği Mütekaidîn defteri’nde görüldü.
Hızır Efendi-Hızırzâde el-Hâc
Amasyalıdır. Sultân Bâyezîd kürsî şeyhi Abdülaziz Efendi bin Ya’kûb Efendi bin Allâme
Büyük Hızır Efendi birâderidir. Amasya’da tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm oldu. İstanbul’da
ocak imâmı Amasyalı es-Seyyid Halîl Efendi’nin muhibbi olduğu münâsebetle İstanbul’a gidip
orada kürsü şeyhi oldu. Yeni valide Sultân Câmii kürsü şeyhi iken 1167 [384] sâlinden sonra
vefât etdi. Âlim, sâlih idi. Mahdûmu es-Seyyid Mehmed Sâdık Efendi’dir.
Hızır Efendi-Allâme el-Hâc
Merzifonludur. Mehmed mahdûmu olup Amasya’da Iydîzâde el-Hâc Akif Mustafa ve
üstâz-ı meşhûr Laz es-Seyyid İbrâhim Efendilerden ulûm-ı akliyye ve nakliyyeyi ahz ve ikmâl
ederek her ikisinden mücâz ve Merzifon’da ders-i âm oldu.
Yıllarca tedrîs-i ulûm ederek fezâil-i ilmiyyesiyle fevkalâde iştihâr edib Kara Mustafa
Câmii kürsü şeyhi ve Çelebi Sultân medresesi müderrisi ve bir müddet Merzifon müftüsü oldu.
Servet ü ğınâsı, nüfûz ve itibarı Canikli el-Hâc Ali Paşa’nın nazar-ı dikkatini celb etdi.
1188’de Trabzon vâlîsi ve Amasya sancâğına ber-vech-i malikâne mutasarrıf olan vezîr
müşârün-ileyhin ba’zı icrâat-ı şedidesine itirâz eylediğinden birçok rüfekâsıyla beraber
Amasya’ya celb ve habs edilerek ağır cerîme ve nukûd-ı mühimmesi alınıb salıverdi. [385]
1193’de Canikli Hacı Ali Paşa ile evlâdı Rusya’ya firâr eylediğinden halk ve a’yânın
ittifâkıyla Makulzâde İbrâhim Efendi’nin yerine sânîyen Merzifon müftüsü ve Sultânîyye
müderrisi oldu.
1195 senesi şâbânında yine ber-vech-i malikâne Amasya mutasarrıfı olan Caniklizâde
Mikdat Ahmed Paşa’nın nüfûzuyla fetvâdan ma’zûl olup selefi iâde edildi. 1203’de sâlisen
mütfî-i Merzifon olup sonra yine azl edilerek 1213’de dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Meşâhîr-i
fuzalâdan vâiz, natûk, nâfizü’l-kelîm, sâlih bir zât-ı sütûde-simât idi.
Hızrî Mehmed Bey-Hızır Paşazâde
Amasyalıdır. Amasya vâlîsi Kabulî Ağazâde Hızır Paşa ahfâdından Lütfullah Çelebi bin
İbrâhim Bey bin Hızır Paşa’nın mahdûmu ve Sultân Selîm-i Evvel’in ser-kâtibi olan Keşfî
Mehmed Çelebi’nin birâderzâdesidir.
109
119